Dava, 3402 Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişilerin keşifte alınan beyanlarında dava konusu taşınmazın imar ve ihya edildiğini, taşınmazda tarımsal faaliyette bulunulduğunu, karara esas alınan 14/04/2021 tarihli raporun kendisine tebliğ edilmediğini, mahkemece yeterince araştırma yapılmadığını, istinaf konusu karar da dava konusu taşınmazın önceki niteliği belirlenmemiş ve ayrıca taşınmazın 1964 yılındaki kadastro işleminde tescil harici alanda bırakılmış olduğu hususunun irdelenmediğini, muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin, doğrudan kişisel hak iddiasına ilişkin ve dayalı olmayıp, muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin muhdesatın üzerinde yer aldığı ana taşınmazın mülkiyetinin müvekkile ait olduğu iddiasına davayı ve bu iddianın ile hukuken bağlantılı olduğundan, istinaf konusu kararda belirtildiği gibi, hukuken müvekkil yönünden muhdesatın aidiyetinin tespitini talep etme hususunda hukuk yarar bulunmamasının söz konusu olmadığını...
Pay maliki olmayan üçüncü kişinin muhdesat iddiasına dayalı talepte bulunabilmesi istisnai olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi gereğince, kadastro sırasında, öncesi tapulu yada tapusuz bir taşınmaz üzerinde kalıcı nitelikte muhdesat yapan kişi ile ilgili olarak, yani kadastro tespit öncesi nedene dayanılan davalarda düzenlenmiş olup, ancak bu istinai durumda davacının tapuda paydaş olması zorunlu olmadığı gibi, açılmış bir kamulaştırma veya ortaklığın giderilmesi davasının bulunması da gerekmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair Tavas Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.06.2013 gün ve 20/277 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılan dava konusu 3279 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki betonarme inşaatın kendisi tarafından yapıldığını ileri sürerek muhdesatın tarafına aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının, vekil edeninin yurt dışında olmasından faydalanarak ve kötü niyetli davranarak inşaata başladığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
tek odanın davalı tarafa ait olduğu şeklinde düzeltilmesini talep ettiklerini bu talebin muhdesat aidiyeti talebi olmadığını zaten var olan şerhin değiştirilmesini istediklerini belirterek ve resen görülecek sebeplerden dolayı mahkemenin ret kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir. 6.Gerekçe 6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan muhdesatın aidiyeti, müdahalenin meni, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir....
tespiti için kadastro tespit tutanağı örneği ilgili tapu sicil müdürlüğünden getirtilerek kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin açıkça belirlenmesi tanık beyanlarının da buna uygun düşmesi gerektiğini, bu husustaki eksikliğin dahi bozmayı gerektirdiğini" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmiş olup, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği kuşkusuzdur....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların geçmişinin arazinin ormanlık alan niteliğinde olmasından daha eskiye dayandığını, bu arazi üzerinde yapılan kadastro çalışmalarının muhdesatın oluşmaya başladığı yıllardan çok daha sonra 2006 yılında kadastro tespit çalışması yapıldığını, 22.10.2012 tarihli, müvekkiline ait muhdesatın tespitine ilişkin tutanak göz önünde bulundurulduğunda tutanakta bahsi geçen ağaçların yaşlarının 30’u bulduğunu beyan ederek ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir. C....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.07.2015 gününde verilen dilekçe ile muhdesat tespiti talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.07.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kamulaştırma hukuki yararına dayalı muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 510 parsel sayılı, kamu orta malı nitelikli taşınmaza 20 yıl önce müvekkili kurumca cenaze yıkama evi yaptırıldığını, zilyetliğinin davacıya ait olduğunu ileri sürerek muhdesatın davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ilk hükümde, davanın reddine karar verilmiştir....
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....