WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti Davacı ... ile dayalı Karayolları Gen. Müd. ve ... arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 25.12.2012 gün 2012/134-527 Esas ve Karar sayılı hükmün Daire'nin 19.02.2014 gün 9962/2687 Esas ve Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının yargılaması sonunda, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, Daire'ce isabetsizlik görülmeyen hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine; davacı vekili süresi içerisinde kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir....

      a aidiyetinin tespitine, ... ili ... ilçesi ... ... mahallesi 106 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan 3 katlı ev ve muhtelif cins ağaçların davacı ...'a ve ...'a aidiyetinin tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı paydaşlar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu taşınmazların kadastro tespitinin, 17.06.1997 tarihinde yapıldığı, itiraz olmadan 17.03.1998 tarihinde kesinleştiği, davaya konu 1 parselin davacılardan İbrahim adına iki katlı kargir ev ve bahçe vasfıyla tescil edildiği, kadastro tutanağında davacılardan İbrahim tarafından parsel üzerine 1972 tarihinde ev yapıldığının belirtildiği, 3 parselin ise, bir katlı kargir ev ve bahçe vasfıyla davacılar İdris ve ...’in babası adına tespit gördüğü, davaya konu taşınmazlar hakkında davalılar murisi tarafından tespit öncesi nedene dayanarak tapu iptal tescil davası açıldığı, ... 1....

        DAVA TÜRÜ : Muhdesatın tespiti K A R A R Talep, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak muhdesatın tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilmesine ilişkindir. Dava kadastro öncesi nedenlere dayalı ve Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olup, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

          Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın muhdesatın tespiti davası olduğu, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu, dava konusu muhdesatların bulunduğu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; kadastro tesis tarihinin 08/07/1993 olduğunun anlaşıldığı, tapulama tutanağı incelendiğinde ise; tapulama tutanağının 10/03/1960 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacı tanıklarının 1990'lı yıllardan önce muhdesatların ve iyileştirmelerin yapıldığı yönünde beyanlarda bulundukları, keşifte ve duruşmada dinlenilen tanıkların; davacının kendi parası ile sıfırdan yaptığı şeylerin, garaj, duvar ve ahır/samanlık olduğu; dava dilekçesinde talep edilen diğer hususlarda ise bedelini ödediği veya iyileştirme yaptığı; yapılan bu yapıların yapım tarihinin ise 1990 yılından önceye rastladığı bu doğrultuda kadastro öncesi sebebe dayanılarak açılan bir muhdesat davası mevcut olduğu, kadastro öncesi sebebe dayalı açılan muhdesatın tespiti davasının 10 yıllık hak düşürücü süreye...

          Mahkemece taşınmaza ait kadastro tutanakları getirtilerek kadastro tespit tarihi belirlenmeli ve muhtesatların meydana getirildiği tarihe göre tespit edilen tarihinin kadastrodan önce mi sonra mı olduğu araştırılmalı, dava konusu muhdesat kadastro tespiti öncesi dönemde inşaa edilmiş ise Kadastro Kanunu'nun m.12/3'deki hak düşürücü gözetilmelidir. Kabule göre de; Kadastro Kanunu'nun m. 19/2 gereği kadastro öncesi meydana getirilen yapıların beyanlar hanesine şerh düşülmesi mümkün olup, kadastro sonrasında meydana getirilen muhtesatların beyanlar hanesine işlenmesi mümkün değildir ve bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece yapıların kadastro tespiti öncesi yapıldığı saptanmadan dava konusu birinci katın davacı tarafça meydana getirilmesine ilişkin hükmün beyanlar hanesine işlenmesi hatalıdır. Yine dava konusu olmayan bodrum kat ve son ilave kat ile ilgili olarak mevcut şerhin kaldırılarak bu kısımların şerhi dışında ve açıkta bırakılması hatalıdır....

          maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....

            Ne var ki 3402 sayılı Kadastro Kanunun 19/1. maddesi gereğince taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kadastro tutanağının ve taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilmesi için muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirilmiş olması zorunludur. Somut olayda taşınmazın sicilinin kadastral faaliyetler sonucu oluşturulmadığı, ihdas edilmiş olduğu gözetildiğinde muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesine olanak yoktur. Hal böyle olunca davanın kısmen kabul edilerek muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti ile yetinilmesi, şerhe ilişkin istemin ise reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazine’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava; muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 124 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kagir evin müvekkili tarafından 1984- 1985 yılında yapıldığını belirtilerek muhdesatın aidiyetinin tespiti talep edilmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasında Zara Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/235 E. sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır....

              müvekkiline aidiyetinin tespiti ile bu hususun beyanlar hanesine şerh olarak yazılmasına, bu talep kabul edilmez ise binanın değerinin davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu