WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı, tarafların 18.10.2008 tarihinde keçe üretiminde kullanılan makinelerin alımı ve teslimi hususunda adi yazılı bir sözleşme imzaladıklarını, makinelerin toplam bedelinin teslim ve kurulum masrafları da dahil olmak üzere 130.000 TL olup, bu bedelin 40.000 TL'sinin nakit olarak ödendiğini, geri kalan kısmın ise makinelerin tesliminde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme gereği makineler 2009 Şubat ayının ilk haftası teslim edilip, kurulması gerekirken davalının edimini yerine getirmediğini, keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını makinelerin teslim edilmemesinden dolayı zarara uğradığını iddia ederek sözleşmenin aynen ifa edilmesi ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan şimdilik 6.000 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı-karşı davacı vekili ise, sözleşmenin artan fiyatlara göre ifa edilmesine yönelik uyarlanmasını, uyarlama mümkün olmazsa sözleşmeden dönülmesini istemiştir. Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, davacının aynen ifa talebinin kabulü ile 05/10/2021 tarihli sözleşmenin aynen ifası ile m2 birim fiyatı 40,37 TL olan toplam 134.563,87 TL bedelli 3210 en 2500 boy 11 adet/blok şeklinde 352 adet 2.824,800 m2 camın davalı-karşı davacıya aynen teslimine, davacının gecikmeden doğan zarara yönelik davasının açılmamış sayılmasına, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur....

      Madde 716/1 gereği hükmen tesciline; bunun mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin faiziyle birlikte davacıya ödettirilmesine ve 3. kişilere devrin engellenmesi amacıyla teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiş ve dilekçede ileri sürülen tedbir talebi yönünden 24/10/2023 tarihinde oluşturulan ara karar ile takdiren teminatsız olarak tedbir kararı verilerek tapuya bildirilmiş ise de:Davacılar vekili tarafından dilekçe teatisi aşamasında UYAP üzerinden gönderilen 29/10/2023 tarihli dilekçe ile vekaletnamedeki özel yetkiye dayalı olarak davadan feragat edildiği, davalılar vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 29/10/2023 tarihli dilekçe ile vekaletnamedeki özel yetkiye dayalı olarak davacı tarafın feragat talebinin kabul edildiği, avukatlık ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı açıklandığından ve taraf vekilleri aynı dilekçelerde tedbirin de kaldırılmasına karar verilmesini istediklerinden sonuçta davayı sona erdiren...

        Etaptan aynen ifa kapsamında daire teslimine ve şimdilik 1.000 TL. kira kaybı tazminatının tahsiline, aynen ifa mümkün olmazsa dairenin rayiç değerinden şimdilik 10.000 TL.nin faiz ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, idari yargı yerinin görevli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı ile davalı arasında kentsel dönüşüm projesi kapsamında " imarlı arsa ve tesis sözleşmesi " imzalandığı , davcının sözleşme kapsamında isabet eden dairenin ayıplı olduğundan bahisle eldeki davayı açtığı, mahkemece de davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmış olup, eldeki davada çözülmesi gereken husus davaya bakma görevinin adli yargıya mı, idari yargıya mı ait olduğu hususudur....

          in tapudaki Satış Vaadi Sözleşmesi şerhine rağmen yeri bilerek alıp inşaata başlaması ve yüzde elli seviyesine kadar getirerek aynen ifa isteminin yerine getirilmesine olanak vermeyerek davacının zararına bilerek arsa sahipleri ile ortak olduğu gerekçesiyle, aynen ifaya izin verilmesi talebinin konusuz kalması nedeniyle reddine ve davacının yoksun kalınan kâr ve masraflara ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında 09.12.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davacı yüklenici tarafından 26.6.1995 tarihinde inşaat ruhsatı alındığı bu aşamadan sonra herhangi bir işlem yapmadığı 27.10.2005-05.10.2011 tarihli ihtarlar çektiği anlaşılmaktadır....

            itibaren ödemezlik defi kabul edilerek, davalı Bank Asya AŞ'nin bağımsız ilgili bölüm için yapı kullanım izni alınıncaya kadar ve davalılar tarafından usulüne uygun ifa (ayıplı ifa, noksan ifa) yapılmadığından uğranılan zarar kalemlerinin ödenmesi ve de sözleşmede belirtilen cezai şart mahiyetindeki kira alacaklarının ödenmesine kadar ihtiyati tedbire hükmedilmesine, davacı müvekkile ait bağımsız bölümdeki 60286/1 Parsel, Menemen İlçesi, Ulucak ayıplı, edimin usulüne aykırı ifa sebebi ile uğranılan zarar kalemi bakımından alınacak raporda belirlenecek tazminat tutarına göre şimdilik 1.500- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine, sözleşmeye göre bağlı kredili muhatabın davalı bankadan ve diğer T5nden 2014 Nisan tarihinden müvekkilin eksik, edimin usulüne aykırı ifa ile ilgili bağımsız bölümün usulüne uygun fiili devir olmamasına rağmen hakkaniyetin öngöreceği (2016 Eylül gibi İlgili gayrimenkulde haricen site yönetimi oluşabilmiştir.) tarihe dek sözleşeme...

            ve ... adına kayıtlıyken anılan taşınmazın 07.01.2019 tarihli vekaletnamedeki yetkiye istinaden davalıya devredildiğini ancak, temlike esas vekaletnamedeki vekilin temlikten önce azledildiğinin anlaşıldığını, davalı adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile önceki malikler ... ve ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın vekile ait olduğunu ancak alacaklılardan kaçırmak maksadıyla dayısı ... adına tescil ettirdiğini, ...'in ölümü üzerine mirasçıları ... ve ...'in devir için dava dışı vekile vekalet verdiklerini, taşınmazı da 190.000 TL. ödeyerek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....

              Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmişse de; davalı vekili vekaletnamedeki yetkisine istinaden 02/08/2017 tarihli dilekçe ile temyiz isteğinden feragat ettiğini, davacı vekili de vekaletnamedeki yetkisine istinaden 12/09/2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden: 1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine, 2-Davacı vekilinin davadan feragata ilişkin beyanının HMK'nın 307 ve 311 maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmakla; Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK'nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine engel oluşturan davadan feragat bakımından hüküm verme yetkisi hükmü veren mahkemeye ait olduğundan, bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi...

                nin olayla ilgili beyanları alınarak gerekmesi halinde ... sanığın teşhis ettirilmesi ile suça konu vekaletnamedeki ...'a ait görünen yazı ve altındaki imzanın sanık, katılan, ... ve ... eli ürünü olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılıp ayrıca vekaletnamedeki fotoğrafın sanığa ait olmadığı belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması, 2) Kabul ve uygulamaya göre de, T.C....

                  Ne var ki, usuli kazanılmış hak kuralının istisnalarından birisi de maddi yanılgıya dayalı bozma kararına uyulmuş olmasıdır. Bu kapsamda vurgulanmalıdır ki, maddi hataya dayalı olan bir bozma kararına uyulmuş olunması halinde usuli kazanılmış hakka değer verilmesi mümkün değildir. Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmuş olması itibariyle kazanılmış hakkın bulunmadığından söz edilebilmesi için ancak Yargıtay Dairesinin vardığı sonuç, her türlü değer yargısının dışında, hiçbir suretle başka biçimde yorumlanamayacak tartışmasız ve açık bir maddi hata olarak belirlenmelidir. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar veya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu