e 17 yıl önce verilmiş ve unutulmuş vekaletnamedeki yetkinin ... tarafından kötüye kullanılmak suretiyle oğlu olan diğer davalı ...'e devredildiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, verilen vekaletnamenin geçerli olduğunu, vekalet yetkisinin kötüye kullanılmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vekilin vekaletnamedeki yetkisini kötüye kullandığını, oğlu olan diğer davalı ...'in de bu durumdan haberdar olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davalılardan ...'e yapılan temlikin vekalet görevini kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği ve davalı ...'...
Nama ifa, TBK nın 125/1. Fıkrası kapsamında aynen ifa kapsamında değerlendirilir. Bir başka değişle nama ifa, arsa sahibinin ifa menfaatini sözleşmedeki şartlara uygun olarak sağladığından aynen ifa niteliğindedir. Bu nedenle arsa sahibi nama ifa talep ettiğinde aynı zamanda sözleşmenin aynen ifasını ve tasfiyesini de talep etmiş kabul edilir. Davacıların, sözleşme kapsamında kalan eksik işlerin tamamlanması, yapı ruhsatı alınması için yapılacak giderlerin ödenmesi, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlarının ödenmesi ve yapı denetim şirketine bedel ödenmesine yönelik taleplerin tamamı, sözleşmenin aynen ifası kapsamında kalan, tasfiyeye yönelik taleplerdir. TBK nın 113/1. fıkrasındaki "yapma borcu" ibaresi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde sadece eksik inşaatın yapılması şeklinde değil; sözleşme gereğince yüklenici tarafından inşaatla ilgili yapılması gereken tüm işlemlerin yapılması şeklinde anlaşılması gerekir....
ile taşınmazları alan Doğan Kızıltepe adına sahtecilik eylemine dayalı olarak açılmış bir soruşturmanın bulunmadığı, davanın davalılara yöneltilmesi mümkün olmadığ gerekçesiyle;Davanın reddine " karar vermiştir....
ya götürüldüğünü, müvekkiline ailesi tarafından takılan takıların iade edildiğini, ancak diğer ziynet eşyalarının verilmediğini belirterek; ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının...'de yerleşim yerinin bulunmadığını, mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu, mutad meskeninin ... ili Bağcılar ilçesinde olması nedeniyle ... Mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğunu, davacının eşyalarını müşterek haneden ayrılması sırasında beraberinde götürdüğünü savunarak, yetki ve esas yönünden davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalının vekaletnamedeki adresinin .... olması nedeniyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dosyanın yetkili ve görevli ......
etmediğini ve sözleşme süresi içerisinde 01.04.2018 tarihinde başka bir piyasa katılımcısı şirket ile ikili anlaşma imzalandığını, davalı abonenin bu davranışının sözleşmenin tek taraflı ve kusurlu olarak feshi anlamına geldiğini, bu eylemin davacı şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin uğradığı zararın tazmini için bu davayı açma zarureti doğduğunu, TBK 112.maddesinde aynen "borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan dağan zararını gidermekle yükümlüdür" şeklinde hüküm getirildiğini, bu kapsamda davalı borçlunun borcunu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi sebebiyle müvekkili şirketin ifaya olan menfaatinin karşılanması gerektiğini, bu halde davalı borçlu tarafın borca aykırı davranışı nedeniyle kusurlu olduğunu, davalı abonenin müvekkil ile akdedilmiş olan sözleşmenin geçerli olduğu süre içerisinde başka bir tedarik şirketi ile ikili anlaşma imzaladığını ve sözleşmeyi kusurlu olarak fesih ettiğini...
Burada amaç asıl borcun kararlaştırılan zamanda ve yerde ifa edilmesini güçlendirmektir. Bu niteliğinden ötürü ifaya eklenen cezai şart özellikle borcun geç ifa edilmesi halinde uygulanır. Borcun kararlaştırılan zaman veya yerde ifa edilmemesi dışında kalan sözleşme ihlallerinde ise ilke olarak ifaya eklenen cezai şart değil, seçimlik cezanın kararlaştırıldığı kabul edilir. Ancak; ifaya ekli ceza sözleşmenin ifa edilme ihtimalini kuvvetlendirdiğinden istenebilmesi için daima ifa olanağının bulunması gerekir. İfa olanağının bulunmaması durumunda ifa talebi ile birlikte istenecek ceza şartının yalnız başına ileri sürülmesi mümkün değildir. Kural olarak da ifaya eklenen cezai şart aksine sözleşmede hüküm yoksa ancak ifa talebi ile birlikte talep edilebilir....
O halde açıklanan tüm bu nedenlerle ifa olanağı kalmayan sözleşmeye dayanılarak açılan aynen ifa ve tapu iptal-tescil davalarının tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalılar ... ve ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile kararın adı geçenler yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan ... ve ...'a verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden dahili davalılara geri verilmesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
yi müvekkiline ödemediğini, davalının bununla yetinmeyip maaşların 2015 Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran Temmuz, Ağustos aylarına ait 6.884,60 TL yide çekerek müvekkile ödemediğini, tüm bu nedenlerle müvekkil tarafından kendisine veraset intikal ve maaş bağlanması işlemlerini takip etmek üzere verilmiş bulunan vekaletnamedeki yetkileri kötüye kullanarak SGK tarafından hesabına yatırılan maaşları haksızca çekip kullanması nedeniyle davalı aleyhine İstanbul 11....
Geçerli sözleşmelerde aynen ifa yerine geçen müspet zarar talebinde bulunabilir. Davacı da eldeki dava da aynen ifa yerine geçen müspet zararı kapsamında dairelerin rayiç değerini istemiştir. Ne var ki, davacı sözleşmede kararlaştırılan bedelin 10.000,00 TL’sini ödemeyerek eksik ifa da bulunmuştur. Bu husus tarafların ve mahkemeninde kabulünde olup ihtilafsızdır....
Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, mehirdeki imzanın davalıya ait olmadığını, altınların davacının şahsi ihtiyaçları için kullanıldığını, mehir ediminin fazlasıyla ifa edildiğini belirterek davanın reddi gerektiği, aksi takdirde aşırı ifa güçlüğü nedeni ile uyarlama yapılması gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....