Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. KARAR Dava; davacının 01.09.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulü ile ... ve ... oğlu 1956 Darende doğumlu ... ... ile Davacı ... ... ve ... oğlu 20.03.1956 Darende doğumlu ...'in aynı şahıs olduklarının, davacının 01.09.2008 tarihi itibariyle emekli olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının dava dilekçesinde 10.02.1978 tarihinde ......
O halde, ...’in nüfusa kayıtlı hangi ... olduğunun tespiti için dava konusu ... halen babasının hanesine kayıtlıdır, bu kayıtlara ulaşılabilmesi için ...’in anne ve baba adının araştırılarak bu bilgilerle birlikte Nüfus İdaresi’ne müzekkere yazılması; ayrıca ...’nın çocuğu olarak nüfusa kayıtlı olan ..., ..., ... ve ...’ye ait nüfus kaydına dayanak tüm belgelerin, doğum tutanaklarının dosya arasına alınması ve bu belgelerde anneleri olarak görünen ...’e ilişkin bilgilerin bulunup bulunmadığının araştırılması, ...’in kardeşi varsa nüfus kaydına ilişkin bilgi ve belgelere kardeşlerinin kayıtları üzerinden ulaşılmaya çalışılması, bu konulara ilişkin tanıkların sorulması ve beyanlarının alınması, hangi ... olduğunun belirlenmesi halinde davacıların murisi ...’nin anne kaydında yer alan ...’in aynı kişi olduğunun tespiti ile nüfusta bu yönde bağlantı kurulmasına karar verilmesi yeterli iken mahkemece bu hususlar dikkate alınmayarak eksik araştırmayla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş...
Aile Mahkemesi'nce; "dava konusu ve talebin nüfus kayıtları kapsamında aralarında kardeş ilişkisi olduğu görülen davacı T1 ( Ankara Mamak Demirlibahçe nüfusuna kayıtlı - T.C.K.N. : 05/01/1967 doğumlu ) ile Hülya Yüksel 'in ( Düzce Kaynaşlı Dipsizgöl Nüfusuna kayıtlı - T.C.K.N. : 01/05/1968 doğumlu) aynı kişi olduğunun tespiti ile mükerrer kaydın iptaline ilişkin olduğu ve bu haliyle davanın gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydının baştan itibaren yanlış şekilde kütüğe geçirilmesinden kaynaklandığı, yoksa kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilginin doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş olmadığı, olayda soybağının reddi hükümlerinin uygulanamayacağı , aile mahkemesinin TMK 282 ve devamı maddelerinde belirtilen ve belirli kişilerce belirli sürelerde açılabilen soybağının reddi, babalık, tanıma ve tanımanın iptali gibi davalara bakmakta görevli olduğu, davanın, 5490 sayılı Yasanın 36....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine,temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 10065379 sigorta sicil numarasındaki işe giriş bildirgesi ve hizmetlerin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu bulunduğu açıktır. ... İlçe Nüfus Müdürlüğü'nün cevabi yazısına göre, ... nüfusuna kayıtlı ......
Mahallesi nüfusuna kayıtlı ... hakkında söz konusu kararın verildiği, keza dosyadaki nüfus kayıtları, ehliyet fotokopisi, ifadeler ve tüm dosya kapsamından atılı eylemi işleyenin 1975 doğumlu ...'un olduğu, hakkında kamu davası açılan sanığın da bu kişi olup iddianamede doğum tarihinin 1971 olarak yazılmasının yazım hatası olarak kabul edilerek mahallinde düzeltilebileceği ve hakkında karar verilen ...'un ise 1959 doğumlu olduğunun anlaşılması karşısında, dava açılan sanık hakkında herhangi bir hüküm kurulmayarak, dava ile ilgisi bulunmayan ve hakkında açılmış bir dava olmayan kişi için yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İddianamede, sanığın doğum tarihi 1971 olarak yazılmış ise de, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, H.Hüseyin ve ... oğlu 1975 doğumlu, Kayseri ...mahallesi nüfusuna kayıtlı ......
/Yazıhan/... köyünde zabıta marifetiyle yapılan araştırma sonucu her iki kişinin aynı kişi olduğunun bildirildiği, davacı tanıklarının da davacı iddialarını doğruladıkları anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının davalı Kurum'a hitaben yazdığı dilekçede ... sicil numarası ile kayıtlı olduğunu bildirdiği, ancak Kurum tarafından bu sicil numarasının ... oğlu, 1950 doğumlu, ...'a ait olduğunun belirtildiği, dosyada mevcut ... sicil numarası ile yapılan sorgulama sonucu alınan tarım sigortalılığı belgesinde; ... ve ... oğlu, .../Ilgaz 02.06.1952 doğumlu, ... bilgilerinin yer aldığı, her ne kadar bilgilerin bir kısmı davacının kayıtları ile aynı ise de .../Ilgaz nüfusuna kayıtlı ... isimli bir kişinin bulunduğu anlaşılmakla; .../Ilgaz nüfusuna kayıtlı ... dinlenilmeden, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı ile davaya itirazı bulunup bulunmadığı sorulmadan, itirazı var ise verilecek kararın bu kişinin hak alanını da etkileyeceği göz ardı edilerek davaya dahil edilmeden ve ......
Köyü C:9, H:8'de nüfusa kayıtlı ... ve ... kızı 1923 doğumlu ... ile ... Merkez nüfusuna kayıtlı ... ve ... kızı 1922 doğumlu ... 'nun aynı kişi olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 16.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Fatih ilçesi, Şehremini, Hane:4, Cilt:39, Sayfa:97'de nüfusa kayıtlı, Abdullah kızı Ayşe Saliha Hatun'un, Fatih ilçesi, Mimar Sinan mah. 450 pafta, 3007 ada, 187 parselde kayıtlı taşınmazın 1/2 pay sahibi iken öldüğünü, veraset belgesi için açılan davada süre verildiğini, Abdullah kızı Ayşe Saliha Hatun ile tapu maliki olarak gözüken kişinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir . Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece;" Davanın kabulü ile Fatih, Mimarsinan mahallesi, Kuyulutürbe çıkmazı sokak (Eski hürrem çavuş mah....
Davacı miras bırakanı Hanife Gümüş, Vahdi ve Hacer'den olma, 14.03.1911 doğumlu olduğu ve 10.02.19820'de vefat ettiği, Oymaağaç Mahallesi/Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu ve Oymaağaç doğumlu anlaşılmaktadır. Dairemizce Kocasinan İlçe Nüfus Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; Vahdi kızı Hanife Gümüş adında bir adet kayda ulaşıldığı belirtilmiş olup belirtilen kişi davacı miras bırakanıdır. Mahkemece, taşınmazın tedavül tapu kayıtlarınında tapu malikinin Oymaağaç köyü nüfusuna kayıtlı Vahdi kızı Hanife Gümüş olması, davacının miras bırakanın da Oymaağaç Köyü nüfusuna kayıtlı Vahdi Kızı Hanife Gümüş olması, aynı ad ve soyadlı ve aynı yer nüfusu kayıtlı başkaca bir kişi de bulunmamasına göre davacı miras bırakanı ile tapu malikinin aynı kişi olduğuna ilişkin tespiti doğrudur....
Kızıltepe Aile Mahkemesi, “Davacıların Suriye uyruklu olduğu, öz babasının davalı T3 olduğunun tespitini istedikleri, incelenen kayıtlardan Türk nüfusuna kayıtlı Halil ve Zekiye' den olma, 01/01/1965 doğumlu T3 ile Suriye Arap Cumhuriyeti nüfusunda davacıların babası olarak görünen Halil ve Zekiye oğlu 01/01/1968 doğumlu Cuma Hasan'ın aynı kişi olup olmadığının tespiti ile buna bağlı olarak da davacıların davalı T3'ın çocuğu olduğunun tescili talebi olduğu; Yargıtay 8. H.D.'nin 04.04.2019 tarihli, 2017/8963 E., 2019/3695 K. sayılı ilamı ışığında davanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....