GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Tarafların İddia ve Savunmaları: Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin Türk Vatandaşı davalı T8 öz çocukları olduğunu, bu konuda İstanbul 13.Aile Mahkemesinin 2016/85 E., 2017/402 K.sayılı 08/06/2017 tarihli ilamı ile analığın tespiti yapıldığını, bu haliyle müvekkillerinin davacı Muzaffer'in öz çocukları olduğunun kesinleştiğini, bu nedenle davacı Muzaffer'in nüfusuna işlenmesini talep ettiklerini, davacı Muzaffer'in aynı zamanda Suriye Vatandaşı olduğunu, yine aynı mahkeme ilamıyla Suriye Vatandaşı Hanım Ömer (Osman ve Fatma'dan olma 1934 D.lu) ile Türkiye Vatandaşı T8 (Abdulkerim ve Meryem'den olma, 02/03/1944 D.lu) 'ın aynı kişi olduğunun tespit edildiğini, bu durumun da nüfus kayıtlarına işlenmesini talep ettiklerini, davacı Muzaafer'in doğru olan kaydının Abdulkerim ve Meryem'den olma, 02/03/1944 D.lu olan kaydı olduğunu bildirerek T8 dışındaki davacıların T8 çocukları olduğunun mahkeme kararı ile tespit edildiğinden T8 nüfus hanesine...
BİRLEŞEN DAVA; İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmaz olan Tokat ili Merkez İlçe Günevi köyü 2793 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu ancak taşınmazın 05/02/2018 tarihinde müvekkil ile aynı isimde başka T.C numaralı kayıtlı davalı Halil Gür tarafından diğer davalı Abdullah Coşer'e 540,000,00 TL bedelle satıldığını ve taşınmazın davalı Abdullah Coşer adına tescil edildiğini öğrendiğini, satışın müvekkilin bilgisi olmadan gerçekleştiğini, tapu müdürlüğü görevlileri tarafından davalı Halil Gür 'ün T.C numarasının yazıldığı ve yolsuz tescil olduğunu, sisteme müvekkilin T.C numarası yerine aynı isimdeki davalı Halil Gür'ün T.C numarasını girerek yolsuz tescile sebep olan ve gerekli özeni göstermeyen tapu görevlilerinin de kusurlu olduğunu ve davalı tapu müdürlüğünün yolsuz tescilden sorumlu olduğunu, Tokat C.Başsavcılığına 2018/1473 soruşturma dosyası ile soruşturma başlatıldığını belirterek dava konusu Tokat ili Merkez ilçe Günevi köyü 2793...
Somut olayda davacı vekili, mirasbırakan ... (... oğlu)'ın ... oğlu, ... 22/06/1931 doğumlu olup ..., ..., ... köyü 38-6-185 nüfusuna kayıtlı iken Bakanlar Kurulunun 05/01/1971 tarih ve 113 sayılı kararı ile vatandaşlıktan çıkarıldığını, daha sonra vatandaşlık kayıtlarında yeniden kayıtlar düzenlenirken bu kerre eşi ...'ın nüfusa kayıtlı olduğu yer olan ..., ..., H.62, C.024/02, S.38 ... oğlu, 22/06/1934 doğumlu olarak nüfusa kaydedildiğini ve halen bu şekilde kayıtlarda yer aldığını, mirasbırakan ...'ın eski ve yeni nüfus kayıtları da gözönüne alınarak ... oğlu, ... 22/06/1931 doğumlu olup, ..., ..., ... köyü 38-6-185 nüfusuna kayıtlı kişi olduğunun tespiti ile bu şekilde nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından davacının "......
Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının tespiti istemine ilişkin olmayıp nüfusta analığın tespiti ile nüfus kaydında düzeltim talebine ilişkin olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, aslen Türk vatandaşı olup evlenmek suretiyle ... Devleti'ne gittiğini, gelin gittiği esnada babası ile annesinin gayri resmi evli olmaları sebebiyle anne ve babasının nüfusuna kaydedilmeden gayri resmi olarak evlendiği Suriye uyruklu ...'in Suriye'deki nüfusuna kaydedildiğini, babasının vefat etmiş olduğunu ileri sürerek ... İli, ... İlçesi, ... Mah. Cilt No:121 Hane No:106 nüfusuna kayıtlı, 01.07.1930 Kilis doğumlu ve ... T.C. Kimlik no.lu ...'in öz annesi olduğunun tespiti ile annesi ...'in nüfus kaydına tescilini ve çocuklarının da kendi nüfusuna tescil edilmesini talep etmiştir....
Sayfada nüfusa kayıtlı Hasan ve Hatice kızı 1896 doğumlu Gülsüm Okman'ın aynı kişiler olduğunu, murisin hopaya geldikten sonra her nasılsa nüfusa başka kimlik bilgileriyle tescil edildiğini, nüfus kayıtlarında bu iki isme sahip kişinin aynı olmasına rağmen farklı kimlik bilgileri ile kayıt edildiğini bu sebeple Gülsüm Şeheri'nin veraset ilamı ile tapuda işlem yapılamadığını, Gülsüm Şeheri'nin 03/05/1990 tarihinde vefat ettiğini nüfus kaydı ölüm nedeniyle kapatıldığını, Rize ili Fındıklı ilçesi Çağlayan köyü nüfusuna kayıtlı Hasan ve Hatice kızı Gülsüm Okman'ın nüfus kaydının ise evlenerek buradan ayrılması nedeniyle kapalı olduğunu bu sebeple Hopa ilçesi Bucak Mahallesi clit no 1, hane no 29 nüfusa kayıtlı Hasan ve Zeliha kızı Gülsüm Şeheri ile Rize ili Fındıklı ilçesi Çağlayan köyü nüfusuna cilt no 9 da kayıtlı Hasan ve Hatice kızı Gülsüm Okman'ın aynı kişi aynı kişi olduklarının tespiti ve tespit doğrultusunda her iki nüfus kaydının bağ kurularak gerekli şerhlerin düşülmesine...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılamada; "1- Davanın kabulü ile; Van ili, Gürpınar ilçesi, Arındı Mahallesi, Cilt no: 44, Hane no: 25, BSN: 35'te nüfusa kayıtlı Abdullah ve Esmer kızı 07/12/1978 doğumlu TC kimlik no'lu T10 gerçekte Van ili, Çaldıran ilçesi, Aşağıçanak Mahallesi, Cilt no: 11, Hane no: 35, BSN: 26'da nüfusa kayıtlı Abdullah ve Esmer'den olma 01/01/1981 doğumlu, TC kimlik no'lu T7 ile aynı kişi olduğunun tespiti ile nüfus kayıtları arasında bağ kurulmasına, " karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Dava, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılan ve halen ... Cumhuriyeti vatandaşı olan ancak daha sonra tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına başvuran davacının eşi ile 11 çocuğunun olduğunun tespiti istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının Mardin ili nüfusuna kayıtlı oldugu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, dava dilekçesine ekli vekâletnameye göre davacının ".../...'da" ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince her ne kadar dosya ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmişse de, davalı tarafça süresinde yetki itirazında bulunulmadığı anlaşılmıştır....
Şahsın yakınlarına ait ifadelerden, Süleyman ERGİ'nin kaydının mükerrer olduğu kanaati oluşmuşsa da kayıtlar arasında kimlik bilgisi farklılığı bulunduğundan Müdürlüğümüzce mükerrer kayıt birleştirme işlemi yapılamamış ve bu nedenle, Süleyman UÇU'nun kaydına ölüm olayı işlenememiştir." denildiğini, bunun üzerine İzmir 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/438 Esas numarasına kayıtlı dosyasında 24.06.2021 tarihli 1 numaralı ara kararı uyarınca Süleyman Uçu ile Süleyman Ergi'nin aynı kişi olduğunun tespiti ve mükerrer kayıtların birleştirilmesi hususunda dava açmak üzere taraflarına yetki ve süre verildiğini, beyanla, Süleyman Uçu'nun Süleyman Ergi ile aynı kişi olduğunun tespiti ve mükerrer kayıtların birleştirilmesi yolu ile nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı Nüfus Müdürlüğü Temsilcisi; takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 1....
Köyü nüfusuna kayıtlı ... ...” isimli bir şahsa ait nüfus kaydına rastlandığı bilgisinin verildiğinin ve sanığın 17.05.2006 tarihli oturumda beyan ettiği nüfus kayıt bilgilerine göre de farklılık arz eden bu nüfus kayıt bilgisine göre Cumhuriyet Savcısınca iddianamede yer alan sanık kimlik bilgileri düzeltilerek paraf edildiğinin, mahkemece de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün cevabi yazısına ekli nüfus kayıt örneğinde yer alan ve sanığa aidiyeti belirlenemeyen kimlik bilgileri esas alınarak hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; soruşturma evrakına onaylı sureti ekli İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 26.02.2006 tarih ve 2006/2922 sayılı, “kimlik tespiti” konulu bir yazısında, “... ve ... oğlu, Sivas İli Suşehri İlçesi nüfusuna kayıtlı,1987 İstanbul doğumlu ...”e ait parmak izlerinin, 1992 yılında gerçekleştirilen bir bisiklet hırsızlığı suçu şüphelisi “... ...” ve 2004 yılında gerçekleştirilen bir yaralama suçu şüphelisi “... ...”in parmak izleri ile aynı olduğunun belirtilmiş...
Kimlik Numarası ile nüfusa kayıtlı Mehmet ve Ayşe oğlu 07/11/1946 doğumlu Şevket Sevinç'in babasının kardeşi olduğunu ileri sürerek, Burdur Merkez Bereket köyünde Nisan 980 tarihinde yersel yazım yapılarak yazım dışı kalan ve yeni aile kütüklerine geçirilemeyen Mehmet ve Ayşe oğlu 1931 doğumlu ve 1951 veya 1952 tarihinde şehit olan Abdullah Sevinç'in babası olduğunun tespiti ve soybağının tesisine ilişkin karar verilmesini talep etmiş; 26/09/2019 tarihli duruşmada; 1913 doğumlu, 1983 ölüm tarihli Abdullah Sevinç'in kim olduğunu bilmediğini, ayrıca bahsettiği ve tanımadığı Abdullah Sevinç'in eşi olan Mehriban Sevinç ve bu şahsın babası ve annesi olan Süleyman ile Dudu diye birini de tanımadığını beyan etmiştir. CEVAP: Davalı İdare temsilcisi duruşmada, takdirin Mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/02/2019 tarih 2019/106 E. 2020/44 K. sayılı kararı ile; ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği görülmüştür....