Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın yapılan incelemesinde;davacının annesi olduğunu iddia ettiği ...’nın nüfus kayıtlarına göre 01.04.1943 doğum tarihli, ... ve ... kızı olarak kayıtlı olduğu, ..., ... ve ... isimli kardeşlerinin bulunduğu, 01.01.1995 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak ölüm kaydının bulunduğu, davacının gerçekte annesi olarak kayıtlı olan Suriye uyruklu ... ...’in ise 12.2.1944 doğum tarihli, ... ve ... kızı olarak kayıtlı olduğu, ayrıca dosyadaki beyanlara göre 2014 tarihinde öldüğü ve mezarının Türkiye’de olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan araştırmalara rağmen ...’nın mezarı ise tespit edilememiştir. Dahili davalılar ve tanıklar davacının iddiasını doğrulamakta iken ...’in kardeşi olarak nüfusa kayıtlı olan ... sonradan verdiği beyanında ve temyizinde davacının ...’in değil nüfusta kayıtlı olmayan Suriye’de evlenen ... adlı başka bir kardeşinin çocuğu olduğunu belirttiği görülmüştür....

    Köyü ... ve ... parsellerde kayıtlı iki adet taşınmazın kendisi ile birlikte diğer mirasçılara kaldığını, söz konusu taşınmazların murisi ve annesi ...(...)'e ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkemece, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, Hane No: ...'de nüfusa kayıtlı ... ve ... kızı, ... 01.03.1941 doğumlu ...'in annesi olan ... adına kayıtlı bulunan ... İli, ... İlçesi, ... Köyü ... ve ... parsel sayılı taşınmazların malik hanesinde ... kızı ... yazılı olduğu anlaşılmakla parseller malikinin ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/671-554 Esas ve Karar sayılı dosyasındaki veraset ilamındaki gibi ... kızı, 1326 doğumlu ...' e ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Hakim Türk hukukunu resen uygular. (HMK.m.33) prensibi gereğince dava konusu olayların hukuki açıdan değerlendirilip vasıflandırılması hakime aittir....

      Dosyanın istinaf incelemesinde: Taraflar arasındaki davanın anne ve baba adının düzeltimi davası olduğu, davacıların davalı İdris Kalabaz'ın halen nüfusta kayıtlı olduğu Zeynep ve Nusret Kalabaz'ın gerçek ( Genetik ) anne babası olmayıp halası ve eniştesi olduğunu, gerçek ( Genetik ) anne ve babasının Nura ve Hikmet Yürük olduğu iddiası ile bu kişilerin nüfusuna kaydedilmesinin talep edildiği, getirtilen nüfus kayıtlarına göre davalı İdris'in 05/09/1999 tarihinde doğduğu, gerçek ana-babası olduğunu iddia edilen Nura ve Hikmet Yürük'ün ise 16/04/2003 tarihinde evlendikleri, bir başka deyişle davalının, gerçek anne ve babaları olduğu iddia edilen kişilerin evlilik tarihinden önce dünyaya geldiği, bu nedenle gerçek babanın, babalık karinesinden yararlanamayacağı, gerçek babanın tespiti ve davalının, gerçek babanın nüfusuna kaydının nesep ilişkisi doğuracağı, tüm bu açıklamalar karşısında gerek bu işlere bakan Yargıtay Özel Dairelerinin, gerekse Dairemizin ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aynı Kişi Olduğunun Tespiti, Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, Trabzon İlindeki nüfus kayıtlarında ..., Mersin İlinde ise ... ad ve soyadı ile kayıtlı kişilerin davacının amcası olduğu bildirilerek her ikisinin de aynı kişi olduklarının tespiti istenilmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 16.04.2015 tarihli ve 2014/18247 Esas, 2015/6198 Karar sayılı ilamı ile “Dava, farklı hanelerde nüfusa kayıtlı kişilerin aynı kişi olduğunun tespiti istemine yönelik olup nüfus kaydının düzeltilmesine esas oluşturmaktadır....

        Kimlik nolu, İsmail ve Yosma oğlu ...'in cezalandırıldığı, bununla birlikte suçun asıl failinin İsmail ve Gülkız oğlu, 1979 doğumlu ... olduğunun gözetilmemesinde 2-Yargıtay 10....

          Şti." olan "Abdullah Yurtbay" emrine yazılı 9.000TL meblağlı ve 6991345 seri numaralı çekin sahte olduğunun bildirilmesi üzerine, yapılan kriminal incelemede çekin sahte olduğu sonucuna varıldığı, katılanın suça konu çeki sanıktan aldığını, sanığın ise, Pınarlı Köyü Kandıra ilçesinde ikamet eden, Sivaslı isimli şahsın çalışmasına karşılık olarak verdiğini beyan ettiği, yapılan tüm araştırmalara rağmen ... isimli bir şahsın varlığının tespit edilemediği ve hayali bir kişi olduğunun anlaşıldığı, bu surette sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda; katılan beyanları, sanık savunması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; sanığın üzerine atılı suçlardan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında her hangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

            I-İSTEM: Davacı vekili; Almanya'dan gelen belgelerdeki 25.01.1962 doğum tarihli kişi ile nüfusa 20.05.1961 doğum tarihi ile kayıtlı olan kişinin aynı kişi olduğuna ve dolayısıyla davacıya ait olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. II-CEVAP: Davalı Kurum vekili, kurum işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI “1-Davanın kabulü ile, Almanya'dan gelen 23/01/2015 tarihli gesamtkontospiegel başlıklı önlü arkalı belge ile sağ üst köşesinde deutsche renten versichurung yazan, sağ üst köşesinde bürgerbüro yazan ve ayrıca sağ üst köşesinde vatandaşlık bürosu yazan belgelerin 20/01/1961 doğum tarihli Selahattin ve Emine'den olma ...'ya ait olduğunun ve bu belgelerdeki doğum tarihinin 25/01/1962 doğum tarihinin sehven yanlış yazıldığının tespitine,” şeklinde karar verilmiştir....

              un gerçek anne ve babasının tespiti ile nüfus kaynının gerçek duruma göre düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın kabul edilmesi halinde; ...'un nüfus kaydında babası olarak görünen kişi ile bağı koparılarak, başka hanede kayıtlı olma ihtimali olan bir erkek ile soybağı kurulacağından, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.'nun 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı tespiti ve kurulmasıyla ilgili olan bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 6.Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nun ... sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir....

                  TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 34 XX 679 plakalı araç her ne kadar merhum Abdullah Atar’ın vasisi olduğu T3 adına kayıtlı ise de aracın mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin işbu araca ait ödemeleri merhum Abdullah Atar’a yaptığını, bu konuda müvekkilinin araç ve plaka bedelini merhuma ödediğine dair şahitlerin de mevcut olduğunu, hatta merhumun aldığı araç bedelleri ile aleyhine açılmış olan aile mahkemesi dosyasına ödeme yaptığını, ancak müvekkilin vergi mükellefi olmaması yüzünden adına doğrudan tescil yapılamadığını, bu araç ÖTV indirimi ile alınmış araç olduğundan 3 yıl bitmeden devrinin mümkün olmadığını, sözleşme tarihinde merhum aleyhine açılmış olan aile mahkemesi dosyası nedeni ile üzerinde tedbir olması ve 2020 yılında yaşanan ve tüm ülkeyi etkileyen pandemi ve sonrasında merhum Abdullah Atar’ın malum virüs nedeni ile vefat etmesi nedeniyle araçların devrinin sağlanamadığını, merhumun çocuklarının bu konu hakkında...

                  UYAP Entegrasyonu