Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYIT TASHİHİ Taraflar arasındaki davadan dolayı Kızılcahamam Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 18.6.2013 gün ve 211-297 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Davacının miras bırakanı; .... Köyü nüfusuna kayıtlı.... ve Hanım kızı 01.07.1902 doğumlu, 08.01.1977 tarihinde ölen ... T.C. numaralı ....'in eşi olan aynı köy nüfusuna kayıtlı.... T.C. Numaralı 22.02.1929 tarihinde ölen İsmail'in; anne, baba ve kardeşlerine ait (kardeşlerinin eş ve çocuklarını da gösterir) aile nüfus kayıt tablosunun ilgili nüfus müdürlüğünden temin edilmesi, belirtilen kayıtların eksiksiz temin edilip edilmediği mahkeme hakimince denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    ın aynı kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden kayıtlar istenerek araştırılmalı,eğer ... oğlu ya da... oğlu 1933 Hafik nüfusuna kayıtlı bir başka ... varsa dava onunda hak alanını ilgilendirdiğinden yöntemince davaya katılımı sağlanmalı,beyanı alınmalı ayrıca bir başka ... yada... oğlu 1933 Hafik nüfusuna kayıtlı ... olup olmadığı zabıtaca araştırıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Kabule göre de; 30.4.2003 tarihinde aylık tahsisi talep edildiğine göre davacının bu tarihi ,takip eden aybaşı olan 1.5.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken 30.4.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tesbitine karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

      Terekenin tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada, ... 3. Sulh Hukuk ile ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesince, murisin ... ... nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ......

        Davacılar Güllü Bulut, Emine Toprak, T3 T4, Mehmet Nuri Taş, Halime Taş, Gülcan Karabulut ve Hatice Güler 27/08/2004 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Elazığ ili, Alacakaya ilçesi, Çakmakkaya köyü, 111 ada 14 nolu ve 111 ada 34 nolu parsellerin bir bütün olup 36.000 m2 olduğunu, Palu Tapu Kadastro Müdürlüğü vergi kayıtlarında müşterek T4 ile T4 üzerine kayıtlı olduğu halde Tapu Kadastro Müdürlüğünce 18.000 m2 olarak ölü T4 çocukları adına yazılması gerekirken 11.000 m2 olarak ölü T4 ve ölü Abdullah Taş adına hisseli olarak yazıldığını, Hamit oğlu Abdullah Taş'ın müşterek olmadığını ve 11.000 m2'nin 18.000 m2 olarak tespitini ve sadece Mehmet oğlu T4 mirasçıları adına tespitinin yapılmasını talep ve dava etmişlerdir....

        Kablo'nun sigorta tazminatı talep ve tahsil etme hakkına sahip olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE:Dava, nakliyat blok abonman sigortası ile sigortalanmış olan emtianın taşıma sırasında kısmen zayi edilmesi sonucunda sigortalıya ödenmiş olan bedelin taşıyıcı olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davaya konu taşıma Türkiye-Irak arasında gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK'nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir....

          (edinme sebebinde 1944 yılında öldüğü belirtilen) kim olduğu bilinemediği gerekçesiyle Mal Müdürlüğü kayyım tayin edilmiş ise de; dosyaya nüfus kaydı getirtilen ... ilçesi Bağdınsağır Mahallesi nüfusuna kayıtlı ... oğlu ve 1944 yılında ölen ... oğlu ... tespit maliki ile aynı kişi olup olmadığı gereği gibi araştırılmadığı gibi, aynı kişi olduğunun belirlenmesi halinde adı geçenin mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Diğer yandan davacı vekili tarafından 25.06.2012 tarihli dilekçe ile ölü tespit maliki İbrahim oğlu ...'ün, nüfus kaydında Hacı İbrahim oğlu 1895 doğumlu 1971 tarihinde ölen ... olduğu bildirilmesine rağmen karar başlığında 1966 doğumlu ... oğlu ... taraf olarak gösterilmiş, üstelik bu kişi kayden sağ olduğu halde eşi ve çocukları mirasçı sıfatıyla karar başlığında yer almış ve hüküm tebliğleri de eşi ve çocuklarına yapılmış olduğundan taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez....

            SONUÇ: Hükmün tespite ilişkin birinci bendinin tamamen silinerek, yerine; “1- Dava ve birleşen davanın KABULÜ ile, Davalı Kurum kayıtlarında, 20.12.1956...nüfusuna kayıtlı,...ve ... kızı, ...T.C. kimlik numaralı dahili davalı ... adına, 16257141 sigorta sicil numarası ile ./.. kayıtlı tüm sigortalı hizmet süreleri ile isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin davacı 07.08.1956 ... nüfusuna kayıtlı, ... ve ... kızı, 16257141 sigorta sicil ve ... TC. kimlik numaralı ...'a ait olduğunun TESPİTİNE,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              ileri sürerek, davalı T2 babası olduğunun tespitine ve nüfusa tesciline karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

              Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen 07.12.2007 tarihli parmak izi ekspertiz raporunda, ... nüfusuna kayıtlı .. oğlu 01.06.1978 doğumlu ... tarafından kardeşi olan 01.06.1976 doğumlu ...'...

                Mahallesi nüfusuna kayıtlı iken naklen ... İlçesi, ... ... Mahallesi nüfusuna kaydının yapıldığı, ... Köyü nüfusuna kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin yukarıda özeti yapılan bozma kararında “2924 sayılı Kanunun 11. maddesinin 4127 sayılı Kanun ile değişik hükmü uyarınca tutanağın beyanlar hanesinde tasarruf edenlerin isminin gösterilebilmesi için bu kişilerin orman köyü nüfusuna kayıtlı olması, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten geriye yönelik en az 5 yıl süre ile o yerde ikamet etmesinin gerekli olduğu” belirtilmiş olup davacı ... Köyü nüfusuna kayıtlı olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu