Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2007 gün ve 2007/21-600 E, 2007/604 K. Sayılı kararı da aynı yöndedir. Yapılacak iş; İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden tüm Türkiye’de işe giriş bildirgesinde belirtilen kimlik bilgileri ile kayıtlı ( baba adı ...,doğum tarihi 1961,doğum yeri ... olan ve ... nüfusuna kayıtlı) bir kişi olup olmadığı sormak , ... numarası ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Kayıt Düzeltme Tespiti) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, (Kapatılan) Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına karşı direnme kararı verilmiş olup hükmün davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili, davacıların murisi...'nin ölüm tutanağının iptali ve ... nüfusuna kayıtlı ...'den olma ... de nüfusa kayıtlı ... aynı kişi olduğu ve davacıların annesi ... da ... çocukları olduğunun tespitini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, ölüm tutanağının iptaline ilişkin istemin reddine, tespit talebinin kabulüne karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 18....
oğlu ...... ve ...... kızı ...... ... ile ...... ili, ...... ilçesi, ...... nüfusuna kayıtlı ...... ve ......'dan olma 10.09.1932 doğumlu davacı ... ve yine aynı yer nufusuna kayıtlı ......'den olma, 01.11.1948 doğumlu davacı ...'ın aynı kişiler olduğunun TESPİTİNE" cümlesinin yazılmasına; diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve kararın düzeltilmiş biçiminin ONANMASINA 11/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Cemil oğlu Abdullah Bahri Kaya'nın aynı kişi olduğunun belirtildiği, nüfus müdürlüğünden gelen yazı cevabında Mehmet oğlu Abdullah Bahri Kayalar adında bir kayda rastlanılmadığının bildirildiği, nüfus kayıtlarında Abdullah Bahri Kaya'nın 1929 doğumlu olduğu, tapulama tutanaklarında 1329 doğumlu olduğu, doğum tarihlerinin birbirine yakın olduğu, tapulama tutanağında Mehmet Kayalar'ın 1955 yılında vefat ettiğinin belirtildiği, mirasçılık belgesinde 14.02.959 tarihinde vefat ettiğinin bildirildiği, bu tarihlerin de birbirine yakın olduğu, tapulama tutanakları ve nüfus kayıtlarında Abdullah Bahri Kaya'nın annesi Fatma Adalet'e ilişkin kayıtların birbiriyle örtüştüğü göz önünde bulundurulduğunda; Mehmet oğlu Abdullah Bahri Kayalar ile Mehmet Cemil oğlu Abdullah Bahri Kaya'nın aynı kişi olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle ))) kabulüne karar verilmiş olduğu, her ne kadar davalı vekili tarafından yukarıda açıklanan istinaf sebepleriyle ilk derece mahkemesi kararının kendi lehine kaldırılması...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından, babası olan Irak vatandaşı … ile Bakanlar Kurulu'nun 25/02/1974 tarih ve 7909 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığını kaybeden …'nın aynı kişi olduğu ileri sürülmüş ise de, Irak resmi makamlarından alınan belgeler ile Türkiye'de kayıtlı …'nın nüfus kayıtlarının birbirini tutmadığı, Türkiye'de kayıtlı …'nın Türk vatandaşlığından çıktığı ana kadar çok uyruklu olduğuna ilşkin bir açıklama bulunmadığı dikkate alındığında; babasının Türk vatandaşı olduğu iddiasını adli yargıda yaptırılmış bir tespite dayalı olarak ispat edemeyen davacının başvurusunun mevcut kayıtlara dayanılarak, bilgilerin birbirini tutmadığı gerekçesiyle reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....
, mülkiyet hakkının nakli sonucunun meydana gelmemesi gerekeceğini, bu itibarla dava konusu kişi ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun açıklıkla belirlenmesi gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddi ile vekâlet ücreti ve mahkeme masraflarının davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının Türk vatandaşı ana-babadan olduğunun tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, 15.09.1985 doğumlu olup. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmamaktadır. Türk vatandaşı olarak Türkiye’de nüfusa kayıtlı değildir. Türk anadan ve Türk babadan doğduğunun ve bu sebeple Türk vatandaşı olduğunun tespitine, davalıların nüfusuna tesciline karar verilmesini istemektedir. Davacının Türk vatandaşı olan ana ve babadan evlilik içinde doğduğunun tespiti halinde, soybağı tesisine bağlı olarak doğumla Türk vatandaşlığını kazanmış (5901 s. TVK. m. 5 ve 6) olacaktır....
Köyü nüfusuna kayıtlı 01.07.1942 doğumlu ... oğlu ... ... 14.11.1998 tarihinde vefat etmiş ve mirasçısı oğlu ... ... henüz bilgisi olmadığını, araştırma yapacağını beyan etmiştir. Davacının murisi ... Köyü nüfusuna kayıtlı 01.07.1909 doğumlu olup, 02.01.1998 tarihinde vefat etmiştir. Kişilerin nüfusa kayıtlı olduğu yer ile taşınmazın sınırları içinde bulunduğu köy aynı değildir. Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu parselin tapulama tespitine esas alınan K.evvel 1944 tarih 24 numaralı tapu kaydı, varsa dayanak kimlik bilgileri ile getirtilip incelenerek, ayrıca taşınmazın varsa komşu kayıtları da getirtilip, tapulama tutanağı bilirkişileri vefat etmişlerse tapulama tarihine göre, taşınmazı iyi bilebilecek yaşlı yerel bilirkişiler, yine 1969 tarihli kira sözleşmesi şahitleri ile tarafı olan ... ... veya mirasçıları ve 1942 doğumlu ... Köyü nüfusuna kayıtlı ... ... mirasçıları mahallinde yapılacak keşifte dinlenmelidirler....
nın 17.06.2010 gün 2010/7 sayılı davanamesi ile ... ve ...'ın aynı kişi olduklarından nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece ... ve ...'ın aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: ... 17.06.2010 tarih 2010/7 sayılı davanamesinde; ...'in 03.05.1985 doğumlu olarak 21.01.1987 tarihinde annesi ... nüfusuna ... ad ve soyadı ile 12.08.1987 tarihinde de babası ... hanesine ... doğumlu olarak ... ad ve soyadı ile tescil edildiğini bildirerek, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece ... ve ...'ın aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Dosyada bulunanan imza sirkülerine göre tüzel kişi yetkilisinin Ankara- Çankaya nüfusuna kayıtlı ..... oğlu ..... doğumlu ... olduğu halde suçla ilgisi bulunmayan Kars Selim ilçesi nüfusuna kayıtlı .... oğlu .... doğumlu ... hakkında kamu davası açılıp hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “Çek Kanunu” ile 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş...