Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/851 Esas sayılı kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında Hasan Düzgün'ün kayyım olarak atandığını, malikin kimliği yeterince araştırılmadan kayyım atanmış olduğunu, Osman'ın Rize ili, İkizdere ilçesi Cilt No:22 Aile Sıra No:28 BSN:1 nüfusuna kayıtlı olduğunu, kimlik numarasının bulunduğunu, davacının kayyımlığın kaldırılması hususunda Rize Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, söz konusu dosyanın istinaf incelemesi sonucunda malik Osman (Mehmet oğlu) ve davacının murisi Osman (Mehmet oğlu)'ın aynı kişi olduğunun tespiti hususunda tespit davası açmak üzere süre verilmesi gerektiği belirtilerek kararın kaldırılması üzerine Rize 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1739 Esas sayılı dosyası uyarınca tespit davası açmak üzere taraflarına süre verdiğini beyan ederek tapu kayıt maliki Osman (Mehmet oğlu) ve davacının murisi Osman'ın (Mehmet oğlu) aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Taşınmazın bulunduğu yerde yaptırılan zabıta araştırmasında, tapu kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğu bildirilmiştir. Duruşmada dinlenen tanıklar da taşınmazın davacının murisine ait olduğunu belirtmişlerdir. Mahkemece, mahalli bilirkişi, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Ayrıca, nüfus araştırmasında kaydı bulunan ... ve ... oğlu, 1920 doğumlu, 1988 tarihinde ölü, ..., ... Köyü nüfusuna kayıtlı ...’in veraset ilamına esas aile nüfus kayıt tablosu getirtilerek, mirasçıları davacı tarafça temin edilip getirtilmesi halinde dava konusu taşınmazla mülkiyet ilişkileri sorulmalıdır. Tüm bu araştırmalar sonucunda davacının murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğu kanıtlanamaz ise, mülkiyet nakline neden olmamak için davanın reddi gerekir. Mahkemece tüm bu araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydındaki İsmail Benli olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Suriye'de doğup büyüdüğünü, orada ... Türkiye'de ise ... İlçesi Şafak Mahallesinde ... ad ve soyadı ile doğum tarihi ve doğum yeri de farklı olarak nüfusa kayıtlı olup, askerlik yapmaması nedeni ile vatandaşlıktan ihraç edildiğini, tekrar Türk Vatandaşlığına alınması için Türk Vatandaşı ... T.C. Kimlik numaralı ... ile Suriye Arap Cumhuriyeti nüfusuna kayıtlı ...'ın aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, ayrı ayrı anneleri ve babaları hanesinde kayıtlı ... ile ...'in aynı kişi olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile her iki ...'in ve yine her iki ...'in aynı kişi olduklarının tespitine, Bozkurt olan soyadlarının "..." olarak tashihi ile teciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ... ile ...'un gayriresmi birlikteliğinden ... ve ...'in dünyaya geldiğini, çocuklar nüfusa kaydedilmeden ...'un 11.11.2008 tarihinde ölmesi üzerine davacı ...'nin çocukları kendi bekarlık hanesine kaydettirdiğini, daha sonra açtığı dava sonunda ... ve ...'in babaları nüfusuna tescil edildiğini, ancak ... ve ...'...

        Sulh Hukuk ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davaya konu taşınmazların tapu kaydında hisse maliki olarak görülen ...kızı ... ile ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23.12.2008 tarih ve 2008/724-1081 E. K. sayılı veraset ilamında belirtilen Zeliha'nın aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, tespit isteminin kabulü halinde mülkiyet naklinin söz konusu olabileceği, uyuşmazlığın çekişmesiz yargı kapsamında bulunmadığı ve 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca mal varlığına ilişkin davalarda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın HMK’nın 382 ve 383. maddelerine göre çekişmesiz yargı işi olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          sırasında soy adı kullanımının pek yaygın olmadığını beyanla, tapu kaydında kayıtlı "Tevfik oğlu Yusuf" ile müvekkilinin murisi "Tevfik oğlu 1916 doğumlu Hacı Yusuf Akıvicdanlı'nın" aynı kişiler olduğunu ileri sürerek, gayrimenkul maliki ile müvekkilinin murisinin aynı kişi olduğunun tespiti ile yanlışlığın düzeltilmesine, tapu kaydının Tevfik oğlu Yusuf olan kısmının, Tevfik oğlu 1916 doğumlu Hacı Yusuf Akıvicdanlı olarak tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Eldeki davada, Davacı T1 Suriye vatandaşı olup baba adı Mustafa, anne adı Türkiye olduğu ve Halep nüfusuna kayıtlı olduğu, davacının annesi olduğunu iddia ettiği T4'nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır....

          İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından babası … Türk vatandaşlığından çıkarıldığı tarihten önce, 01/08/1973 tarihinde doğduğu iddia edilmişse de, gerek doğum olayının ülkemizde yetkili makamlarca tescil edilmemiş olması, gerekse … hakkında ülkemizdeki nüfus kayıtları ile … Irak Cumhuriyeti'nde alınan nüfus kayıtlarının aynı kişi oldukları neticesine ulaşılamaması yanında, soy bağını kanıtlayan tıbbi herhangi bir verinin de dosya kapsamında olmadığı göz önüne alındığında, davacının, … kızı olduğu sonucuna varılamadığı, başka bir ifade ile sadece Irak Cumhuriyeti'nden alınan bir belgenin Türk vatandaşlığına geçmek için yeterli olmadığı anlaşılmakla, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olarak tesis edildiği anlaşılan davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca davacının, Türkiye'de kaydı bulunan … ile Irak vatandaşı … aynı kişi olduğunu ve davacının bu kişi ile soy bağını kanıtlayan belgelere sahip olması...

            DAVA TÜRÜ : Tespit Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davacı ...'in ...'de doğup bura nüfusuna kaydedildiğini, küçük yaşlarda ailesi ile birlikte Suriye'ye göç ettiklerinden hayatlarını orada sürdürdüklerini, Suriye'de tekrar nüfusa kaydedildikleri ve orada evlenip çocuk sahibi olduklarını, ancak Türkiye ve Suriye nüfus kayıtları arasında anne adı, doğum yeri, doğum tarihi yönünde bulunan bu farklılıklar sebebi ile davacı ...'nin oğlu olan diğer davacı ...'nin de annesine bağlı olarak Türkiye vatandaşı olamadığını ileri sürerek, müvekkilinin Türkiye nüfusununda doğum yeri ..., doğum tarihi 01/07/1941 ve anne adı Nazo olan ... ile Suriye nüfusuna doğum yeri Şam, doğum tarihi 05/11/1940 ve anne adı Şerife olarak kaydedilen, müvekkili ...'...

              olduğunun tespitine" karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu