Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı davalı ... bünyesindeki altişverenlerde temizlik elemanı olarak çalıştığını, iş akdinin emeklilik nedeni ile sona erdirildiğini beyanla ödenmediğini iddia ettiği kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı ... alacaklardan ihale edilen şirketlerin sorumlu olduğunu beyanla davanının reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı davalı ... bünyesinde 13.03.1998-31.01.2011 döneminde çalıştığını iddia etmekte davalı ise husumete ilişkin itirazlarıyla birlikte 2009-2011 dönem aralığında altişverenlerle sözleşme yapmadıklarını savunmaktadır....

    ın vesayet altına alınıp alınmadığının soruşturularak, alınmış ise vesayet kararının ve husumete izin kararının evrakına eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2012 tarih 2012/675 esas 2012/1182 karar sayılı vesayet kararına ilişkin dava dosyasının kesinleşmiş haliyle, 2- Davacının kısıtlanması nedeniyle husumete izin kararının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.03.2012 tarih ve 2011/479 E. sayılı kararı ile davacının vesayet altına alındığına (başlama tarihi 14.03.2012) ilişkin şerh bulunduğundan bu dosyanın celbedilmesi ile davacı vesayet altına alınmışsa vasinin davadan haberdar olup olmadığının ve vasi tarafından vekile dava açma konusunda yetki verilip verilmediğinin (husumete izin hususu da dikkate alınarak) sorularak ilgili belgelerin temini ile evrakına eklenmesi ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          MK.nun 448. maddesi gereğince husumete izin kararı alınmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “ kural olarak vasinin vesayet makamından izin alarak dava açması gerekmekte ise de, bu izin alınmadan dava açılması halinde yargılamanın devamı sırasında eksikliğin giderilmesine engel bir sebep bulunmadığı gibi, davanın devamı sırasında kısıtlı ölmüş olup, tereke temsilcisi davaya katılmış olmakla taraf teşkili de sağlanmış bulunduğundan işin esası hakkında karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak çekişme konusu 311 ada, 12 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, diğer taşınmazlara yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

            un velayetinin devamı kararının verilmiş olması karşısında; eldeki davanın, Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca dava açmaya (husumet izin) izin verilmiş veli huzuruyla yürütülmesi gerektiğinden, husumete izin kararı alınması temin edilerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkemenin eksik inceleme sonucu aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, haklı davalarında davacı tarafa verilen sürede Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen husumete izin belgesini dosyaya sunduklarını ancak bu izin belgesinin Gülnar Adliyesi'nde ön büro olmadığından dolayı ve asliye hukuk mahkemesi kaleminin yoğunluğundan kaynaklı olarak taranmadığını, sehven dosyaya da eklenmediğini, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak yargılamanın devamına karar verilmesini talep etmiştir....

              Maddesi gereğince vesayet altına alınma kararlarının, vasiye verilmiş husumete izin kararlarının dosya arasında bulunmadığı görülmekle, TMK 456. madde hükmü gereği vasiliklerin devam edip etmediği, vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararılarının bulunup bulunmadığı hususunda, vesayet makamına yazı yazılarak kısıtlılık kararı, eldeki davayı açmak üzere verilen izin kararlarının temin edilmesi, husumete izin kararları yoksa vasiye bu eksikliğin giderilmesi, Eksiklikler tamamlanırken; kısıtlanan davacılar ile vasileri arasındaki bağ da dikkate alınarak dosyada davacı durumunda iseler menfaat çatışması da değerlendirilerek;"TMK'nun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımı atanmasını gerektiren üç sebep gösterilmiş olup bunların ilki; ergin bir kişi hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzer bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse; ikincisi, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati...

              TMK'nın 462. maddesi uyarınca husumete izin kararı alarak, dosyaya sunmak üzere 1 ay kesin süre verilmiş, aksi takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği ihtar edilmiş, 09/06/2022 tarihli celsede davacı vekilince vasi T2 ilişkin vekaletname sunulduğu görülmekle birlikte; verilen kesin süre içerisinde TMK'nın 462. maddesi uyarınca, husumete izin kararı alınarak dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK'nın 462. maddesine göre vesayet makamının izninin alınmasına gerek olmadığından mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

              Davalı vekili beyanı hükme esas alınan tanığın davacı ile kasım ayına kadar birlikte çalıştıklarını ancak hesaplamanın kasım ayı sonuna kadar yapıldığını ileri sürmüş ise de 2015 yılı kasım ayına denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günü olmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faiz türü ve faiz başlangıç tarihinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Davalı belediye asıl işveren olarak davacının yıllık izin alacağından da sorumlu olduğundan ve davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği ispat edilemediğinden davalı vekilinin yıllık izin alacağına yönelik istinaf talebi yerinde değildir....

              UYAP Entegrasyonu