Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.12.2009 tarih, 2008/2494 Esas ve 2009/ 3100 Karar sayılı ilamı ile kısıtlanmasına karar verilen davacı ...’e vasi tayin edilen ...’e vesayet makamınca eldeki dava için husumete izin verilip verilmediği saptanarak temin edilip evraka eklenmesi, 2) Vasi tarafından davacı ...’i temsilen, davayı takip eden vekil için ... adına verilmiş bir vekaletname olup olmadığı tespit edilerek var ise evraka eklenmesi, yok ise hükmün vasiye tebliğ edilip temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2012 tarih 2012/675 esas 2012/1182 karar sayılı vesayet kararına ilişkin dava dosyasının kesinleşmiş haliyle, 2- Davacının kısıtlanması nedeniyle husumete izin kararının merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın vesayet altına alınıp alınmadığının soruşturularak, alınmış ise vesayet kararının ve husumete izin kararının evrakına eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1991 Esas 2012/244 sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verilen ...’e kızı ... vasi tayin edilmiş olup, menfaat çatışması olduğu iddiasıyla ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/162 Esas 2013/996 Karar sayılı ilamı ile kısıtlıya ...’un kayyım olarak atanmış olduğu anlaşılmakla; davacılara vasinin değiştirilmesi için süre verilmesi vasi atandıktan sonra TMK' nın 462. maddesi uyarınca vasiye vesayet makamından husumete izin kararın alınmasının sağlanması, kararın evrakına eklenmesi ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereğince vesayet altına alınma kararlarının, vasiye verilmiş husumete izin kararlarının dosya arasında bulunmadığı görülmekle, TMK 456. madde hükmü gereği vasiliklerin devam edip etmediği, vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararılarının bulunup bulunmadığı hususunda, vesayet makamına yazı yazılarak kısıtlılık kararı, eldeki davayı açmak üzere verilen izin kararlarının temin edilmesi, husumete izin kararları yoksa vasiye bu eksikliğin giderilmesi, Eksiklikler tamamlanırken; kısıtlanan davacılar ile vasileri arasındaki bağ da dikkate alınarak dosyada davacı durumunda iseler menfaat çatışması da değerlendirilerek;"TMK'nun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımı atanmasını gerektiren üç sebep gösterilmiş olup bunların ilki; ergin bir kişi hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzer bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse; ikincisi, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati...
TMK'nın 462. maddesi uyarınca husumete izin kararı alarak, dosyaya sunmak üzere 1 ay kesin süre verilmiş, aksi takdirde mevcut delil durumuna göre karar verileceği ihtar edilmiş, 09/06/2022 tarihli celsede davacı vekilince vasi T2 ilişkin vekaletname sunulduğu görülmekle birlikte; verilen kesin süre içerisinde TMK'nın 462. maddesi uyarınca, husumete izin kararı alınarak dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK'nın 462. maddesine göre vesayet makamının izninin alınmasına gerek olmadığından mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
un velayetinin devamı kararının verilmiş olması karşısında; eldeki davanın, Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca dava açmaya (husumet izin) izin verilmiş veli huzuruyla yürütülmesi gerektiğinden, husumete izin kararı alınması temin edilerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MK.nun 448. maddesi gereğince husumete izin kararı alınmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “ kural olarak vasinin vesayet makamından izin alarak dava açması gerekmekte ise de, bu izin alınmadan dava açılması halinde yargılamanın devamı sırasında eksikliğin giderilmesine engel bir sebep bulunmadığı gibi, davanın devamı sırasında kısıtlı ölmüş olup, tereke temsilcisi davaya katılmış olmakla taraf teşkili de sağlanmış bulunduğundan işin esası hakkında karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak çekişme konusu 311 ada, 12 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne, diğer taşınmazlara yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Ç.. tarafından verilen vekâletname ile açıldığı belli bulunduğu halde, anılan davacı adına dava açılabilmesi için vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararının dosyada bulunmadığı gibi, davacı vekilinin temyiz isteminden vazgeçtiği halde temyiz isteminden vazgeçebilmesi için gene vesayet makamından izin alındığına ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, davacı E...Ç....adına vasinin dava açabilmesi ve açılmış bulunan davada temyizden vazgeçebilmesi için, 4721 sayılı yasanın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete ve temyiz isteminden feragate izin verildiğine ilişkin kararının eklendikten sonra gönderilmek dosyanın üzere mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili beyanı hükme esas alınan tanığın davacı ile kasım ayına kadar birlikte çalıştıklarını ancak hesaplamanın kasım ayı sonuna kadar yapıldığını ileri sürmüş ise de 2015 yılı kasım ayına denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günü olmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faiz türü ve faiz başlangıç tarihinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Davalı belediye asıl işveren olarak davacının yıllık izin alacağından da sorumlu olduğundan ve davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği ispat edilemediğinden davalı vekilinin yıllık izin alacağına yönelik istinaf talebi yerinde değildir....