Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1563 Esas, 1699 Karar sayılı dosyası ile vasi tarafından alınmış husumete izin kararının bir suretinin temin edilerek dosya arasına alınması, geri çevirmeyle istenilen kayıtların eksiksiz dosya arasına alınıp alınmadığının denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Vekalet müvekkilinin ehliyetinin ortadan kalkması ile sona ereceğinden kararı temyiz eden davalı avukatının ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinden itibaren davalı kanuni kısıtlıyı temsil yetkisi kalmamıştır. Bu sebeple davalı kanuni kısıtlıya vasi tayin edilmelip edilmediği araştırılmalı, davalıya vasi tayin edilmesi ve davayı takip için husumete izin verilmesi sağlanmalıdır. Ardından kararı temyiz eden vekilden, vasiden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi istenmelidir. Vekaletname verilmezse mahkeme ilamı vasiye (kanuni süre içinde vasinin mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı taktirde yetkisiz vekil tarafından yapılan temyize icazet vermiş sayılacağı, temyize icazet vermiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği) şerhini içeren tebligatla tebliğ olunarak gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.02.2015 günü oybirliği ile karar verildi. ......

      a vesayeten vasi ... tarafından açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 462/8. Ve HMK'nin 52. maddeleri uyarınca vesayet makamından husumete izin alınarak vasi huzuruyla yargılamanın sürdürülmesi ve böylece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının annesi ...'ye bakma sözü verdiği halde bakmadığı, davacıların kandırılmak sureti ile temlikin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez Dairece; “Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1944 doğumlu mirasbırakan ...'ın 19.03.2011 tarihinde öldüğü ve geriye davacı eşi ... ile davacı kızları ... ve davalı oğlu ...'ın kaldığı, davacı ...'ın ... 1....

        (HMK 54/2- 3) Husumet bir dava şartı olduğundan ve mahkeme tarafından resen dikkat alınması gerektiğinden vesayet altında olması nedeniyle dava ehliyeti bulunmayan davacılar adına vasisi tarafından açılan iş bu davayla ilgili husumete izin belgesi ibraz edilmesi gerektiğinden HMK 54/2 maddesi uyarınca davacı vekiline husumete izin kararını alıp ibraz etmek üzere usulüne uygun süre verilerek eksikliğin giderilmesi gerekmekte olup mahkeme tarafından bu hususta davacıya süre verilmesi yerinde ise de; verilen kesin sürenin usulüne uygun olduğundan bahsetmek mümkün değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) süreler 90- 94. maddelerde düzenlenmiş, kesin süreye ilişkin düzenlemeye ise 94. maddede yer verilmiştir. HMK 94/3. maddesinde kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Kesin sürenin bu yaptırımı karşısında hakim tarafından verilen kesin sürenin usulüne uygun olması gereklidir....

        nın vasisi ...’nın, davada davalıyı temsil edebileceğine ilişkin husumete izin kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, husumete izin kararı mevcut ise kararın onaylı suretinin, alınmamışsa durumu bildirir yazı cevabının dosya içerisine alınması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, husumete izin istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, husumete izin istenilen ....'nın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/147 E. sayılı dosyası ile kısıtlandığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise; kısıtlının yerleşim yerinin "Merkez Mah. Topçu Sok. No: 6 İç Kapı No: 6 ...U" olduğu Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 15/06/2012 tarih ve 347 sayılı kararı ile ... Adliyesi adli yönden ... Adliyesine yargı alanına bağlandığı ve mahkemelerince 16.10.2012 tarih ve 2012/147 E. - 166 K. sayılı kararla ...'ın kısıtlanmasına karar verildiği, yine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 15/01/2013 tarihli ve 8 sayılı kararı ile .... ilçesinin adli yönden ... Adliyesi yargı alınından çıkartılarak ......

            un velayetinin devamı kararının verilmiş olması karşısında; eldeki davanın, Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca dava açmaya (husumet izin) izin verilmiş veli huzuruyla yürütülmesi gerektiğinden, husumete izin kararı alınması temin edilerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunup bulunmadığının tespiti ile alınmış husumet ve izin kararı verilmiş ise dosya içine alınması, 2- Davacılardan ... ve ... karar tarihinden önce onsekiz yaşını ikmal etmekle ergin olmuşlardır. Yaş küçüklüğüne dayalı vesayet kararı da sona ermiştir. Davacılar ... ve ... tarafından Avukatlar ... ... ve ... ...'a verilmiş vekaletname dosya içerisinde bulunmamaktadır. Adı geçen davacılarca verilmiş bir vekaletname var ise dosyaya eklenmesi, aksi halde mahkeme kararının ve davalının temyiz dilekçesinin davacı asıllar ... ve ...'e tebliğ edilerek, tebligat belgelerinin dosyaya eklenmesi ile onlar yönünden de temyiz sürelerinin beklenilmesi, 3- Vasi ... tarafından Avukatlar ... ... ve ... ... 'a verilen vekaletname kendi adına verilmiştir. Davacılardan; ..., ..., ... ... ve ...'...

                Hukuk Dairesinin 2018/542 E., 2018/626 K. sayılı ve 16/04/2018 tarihli istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi üzerine davacının işe iade kararının kesinleştiği, kesinleşen karar nedeniyle her iki davalının da husumete ilişkin istinaf taleplerinin dinlenemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun istinaf denetimine elverişli olup alacak miktarlarının doğru şekilde saptandığı, puantaj kayıtları dikkate alınarak davacının kalan yıllık izin süresinin doğru şekilde belirlendiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                Davacı alacaklı T1 Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/12/2012 tarih, 2012/45 Esas, 2012/231 Karar sayılı kararı ile akli dengesinin yeterli olmadığı ve ömür boyu süreceğinden dolayı TMK'nun 405. maddesi gereğince kısıtlandığı, davanın davacının vasisi T2 tarafından davacıya vesayeten açıldığı, dosya içerisinde husumete izin kararı bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek TMK'nun 462/8. maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin alması için davacı vasisine süre verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanmaya çalışılan husus yerine getirilmeden karar verildiği dikkate alındığında, HMK. 353/1- a-4. anlamında dava ve taraf ehliyetinin sağlandığından söz edilemez....

                UYAP Entegrasyonu