- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten çeşitli sağlık malzemeleri satın aldığını, karşılığında çek verdiğini, satım konusu malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ederek sözleşmenin feshi, borçlu olmadıklarının tesbitini, çeklerin iadesi veya iptalini, talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacı şirkete satım konusu malzemelerin 9.10.2002 tarihinde teslim olunduğunu kendilerine süresi içinde bir ayıp ihbarı yapılmadığı gibi malzemelerinde ayıplı olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı yanca süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı ve satım konusu malzemelerinde ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, davaya konu makinaların önce dava dışı kişiye finansal kiralama yoluyla kiralandığını, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini ve davacıyla sözleşme imzalandığını, davacının makinaların ikinci el olduğunu bilerek ve olduğu şekilde kabul ederek sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmenin özel ve genel şartlar bölümünde yer alan hükümler nedeniyle davacının talep hakkının bulunmadığını, sözleşmenin feshi için şartların oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
yapıldığını göstermeyeceğini, davalının menfi müspet tüm zararının davacı alacağından tenkis edilmesi yönünde hiçbir inceleme ve değerlendirme de yapılmadığını, faizin ıslah tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren işletilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin salt bir satış sözleşmesi olmadığını, davacının yazılım, donanım, bakım ve eğitim yükümlülükleri bulunduğunu, bu yükümlülüklerin süreklilik arz etmesi nedeniyle sözleşmenin tam ve ayıpsız ifasının gerektiğini, aksi halde, hizmetin eksik ve ayıplı verilmesi nedeniyle davacının fatura ettiği miktar kadar alacaklı olmayacağının sabit olduğunu, oysa davacının sözleşme gereği teslim yükümlülüğüne uymadığı gibi sözleşmede kabul edilen yükümlülüklerini ifa etmediğini, buna rağmen davanın tümüyle kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı bankalar lehine ipotek şerhleri bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu ile satıma konu araçların ayıplı olmadığının anlaşıldığı, davalının araçları trafikte adına tescil ettirdiği, sözleşmeye aykırı davranarak davacı lehine tesis etmesi gereken rehini tesis etmediği, sözleşmede belirtilen ödeme planına da uymadığı, karşı dava yönünden davacının belge ibraz edemediği, birleşen itirazın iptali davası yönünden davacının 43.522.39 YTL alacaklı olduğunun saptandığı, birleşen sözleşmenin feshi davası yönünden feshi gerektirecek sebep bulunmadığından asıl davada itirazın iptali ile 1.513.340 Euro alacağa takip tarihinden itibaren %12 faiz işletilerek takibin devamına 1.083.841.39 YTL tazminatın davalı R...AŞ’den tahsiline, davalı ... Döven hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına, karar kesinleştiğinde hapis hakkı kullanılan araçların davalıya iadesine, yerinde görülmeyen R...AŞ.'...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2020 NUMARASI : 2019/349 2020/363 DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Hizmetin Ayıplı Olmasından Kaynaklanan)|Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesinin 2019/349 Esas, 2020/363 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....
ASHM'den 2017/17 Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonucuna atıf yaparak " Sözleşmenin feshine davacı şirketin ağır kusurlu hareketleriyle neden olduğu, fesih kararının sözleşmeye ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından...." gerekçesiyle davalı T7 tarafından yapılan sözleşmenin feshi işlemini geçerli kabul edilerek söz konusu değerlendirme yapıldığını belirtilmiştir. 6)Oysaki yerel mahkeme tarafından yapılmış olan değerlendirme de davalılar arasında yapılmış olan sözleşmenin feshi durumunda İş kanunu 18. vd maddeleri gereğince belirtilen koşulların aranmayacağı belirtilmiş ise de, yapılmış olan bu değerlendirmeye katılmamız mümkün değildir. 7) Yerel mahkeme kararında " iş akdinin haklı nedenle feshi " için Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek davalı T7 yönünden değerlendirme yapılmış ise de, bu gerekçesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır....
Yukarıda kısaca özetlenen dosya içeriğine göre davalı vekilinin akdin feshi nedenleri arasında belirtmemesine rağmen, davaya cevap dilekçesinde ileri sürdüğü malların ayıplı olduğu şeklindeki savunma dikkate alınrak, davacının satıp satmadığı tartışmalı olan ürünler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine dair verilen karar davalı Ufuk Altınışık vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında araç satımına ilişkin sözleşme imzalandığı anlaşılmış, davacı vekili, satılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla galerici Ufuk Altınışık ile galericinin çalışanı ve trafikte taşıtı devir eden T3'ye karşı sözleşmenin feshi ile taşıtın iadesi ve ödenen bedelin faizi ile iadesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduğunu, Açılan haksız ve hukuki mesnetten yoksun davayı kabul etmiyor esas bakımından da reddini talep ettiğini, davacının iddialarının soyut ve asılsız olduğunu, Taraflarına yapılan hizmetin ayıplı olduğu iddiası yalnızca davacının kanısından ibaret olup, bunu destekleyen hiçbir delili bulunmadığı gibi alınmış bir hasar tespiti de bulunmamakta, bu hasarın taraflarının onarımı sırasında oluştuğunu gösterir herhangi bir rapor bulunmadığını, Şirketlerinde çalışan ustaların ve personellerin, hepsinin işlerinde hatrı sayılır kıdeme sahip çalışanlar olup, aracı onarmak yerine zarar vermek şeklinde bir ayıplı hizmetin oluşmasının mümkün olmadığını belirterek söz konusu davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....