Bir başka anlatımla, kamu idareleri, yürüttükleri hizmetin işleyişini sürekli kontrol etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün tam ve gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle doğan zararların, hizmeti yürütmekle yükümlü bulunan idare tarafından tazmini gerekmektedir. İdare, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini yerine getirirken, gerekli teşkilatı kurmak, bu teşkilatın ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarını hizmete hazır tutmak, hizmetin ifası sırasında hizmetin zamanında ve gereği gibi işlemesine devamlı olarak nezaret etmek ve hizmetin işleyişini kontrol etmekle sorumludur. Gerek hizmetin ayni, şahsi ve mali imkan ve araçlarının temin ve ifasındaki kusur, gerekse temin edilen bu araçlarla ifa olunan hizmetin geç işlemesi, gereği gibi veya hiç işlememesi; idareye, zarar gören kimselerin bu nedenlerle doğan zararlarını tazmin sorumluluğunu yükler....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/74 Esas KARAR NO:2021/201 DAVA:Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:22/11/2018 KARAR TARİHİ:15/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ... Şubesinden ... Marka ... ......
Davalı, faturanın muhatabına teslim edilmiş olmasının hiçbir öneminin bulunmadığını, davacının faturaya konu hizmetin sunulduğunu kanıtlamasının gerektiğini belirtmiş davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir....
Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasının tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, eğitim hizmetinin ayıplı olarak yerine getirilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasının tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası, eğitim hizmetinin ayıplı olarak yerine getirilmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Ancak, idarenin tazmin sorumluluğunun doğabilmesi için zararın, idarenin üstlendiği kamu hizmetinin doğrudan yerine getirilmesine ilişkin bir eyleminden doğmuş olması ve bu zararın hizmetin kuruluş veya işleyişindeki kusurdan kaynaklanması zorunludur. Bu bakımdan hizmet kusuru, idarenin görev alanı içindeki hizmetin hiç yapılmaması, gereği gibi yapılmaması veya geç yapılması olarak nitelendirilebiir. Danıştay'ın yerleşik İçtihatlarına göre, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti faaliyeti dışında gerçekleşen ve öngörülemeyen ve/veya önlenemeyen durumlar mücbir sebep olarak değerlendirilmiş, mücbir sebebin idarenin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırdığı kabul edilmiştir....
CEVAP : Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, takip öncesi işletilmiş faize itirazları bulunduğunu, takip tarihinden önce asıl alacağa ilişkin faiz işletilemeyeceğini, takip konusu faturalarda belirtilen mal ve hizmetin müvekkili şirket tarafından tam ve eksiksiz bir şekilde alınmadığını, hizmetin eksik yerine getirildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, davacı tarafın söz konusu hizmete ilişkin faturaların bulunduğu mal ve hizmetin alınması sebebiyle faturaların ticari defterlere işlendiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin arıza oluşuna kadar olan döneme ait tüm fatura karşılığı ücretleri ödediğini bakiye alacağın ödenmemesinin tek sebebinin hizmetin eksik oluşu olduğunu, müvekkili şirketin eksik hizmetin tamamlanacağına olan inanç doğrultusunda söz konusu fatura içeriklerine itiraz etmediğini, ancak hiçbir şekilde eksik hizmetin yerine getirilmediğini, anlaşma gereği hususların...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SİVAS 1.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2013 NUMARASI : 2013/12-2013/521 Taraflar arasında görülen Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Hizmetin Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı Avea İletişim Hizm.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 73.15 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.01.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, hizmet satışından kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, iddiaya konu hizmetin ifa edilmediğini belirterek davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davacı hizmetin verildiğini TTK.’nun 23/1. maddesi gereğince ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin yükümlendiği hizmete ilişkin belgelerin davalı çalışanlarına, kargo teslim fişi ile teslim edildiğini ileri sürmüştür. Kargo teslim fişlerinde isimleri bulunan kişilerin davalı çalışanları olduğu davalının da kabulündedir....
Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır. (5) Kredi veren ile satıcı veya sağlayıcı arasında belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşme olmaksızın, tüketicinin kendisi tarafından belirlenen malın veya hizmetin bedelinin kredi veren tarafından ödenmesi suretiyle kullandırılan krediler bağlı kredi sayılmaz. " şeklindedir....