ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/590 Esas KARAR NO : 2021/136 DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/11/2019 KARAR TARİHİ : 11/03/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2021 Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalının cari hesap ekstresine, içeriği faturalara ve usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtlarına dayalı olarak müvekkile borçlu olduğu, davalının aksi yöndeki itiraz ve beyanları doğru olmadığı, icra dosyası ile tarafların ticari defterlerinin celbi ve incelenmesi neticesinde müvekkilin alacakları kolaylıkla tespit edilebileceğini, takip dayanağı faturalar ve muavin defter dökümünden davalıdan alacaklı olduğu, davalının itirazının iptalini ve takibin devamını, davalının takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere...
Bu durumda; hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi ve hizmetin karşılığını ve verginin matrahını teşkil eden bedelin döviz olarak ödenmesi halinde, ödenen dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden muhasebeleştirilerek gelir kaydedilmesi zorunlu olup, zaman içinde oluşan kur farkının da, hizmetin karşılığını oluşturan bedel içinde kabulü ve matraha dahil edilmesi mümkün değildir. Diğer yandan anılan Kanunun 20. maddesinin 1. fıkrasına göre teslim ve hizmet işlemlerinde matrahı oluşturan "bedel" kavramı aynı maddenin 2. fıkrasında açıkça tanımlandığı halde kanun koyucu tarafından burada tanımlanan bedel kavramının kapsamında kabul edilmeyen fakat matraha dahil edilmesi gereken gelir kalemleri, Kanunun 24/c maddesinde özel olarak sayılmış ancak kur farkı bunlar arasında yer almamıştır....
Dinamik bir yapıya sahip olan tazminat hukuku çerçevesinde zarar ve yarar kalemleri belirlenirken, tazminat tutarının hesaplanabilmesi, yerleşik yargı uygulamasında da kabul edildiği üzere, hukuk bilimi dışında özel bilgi gerektirmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 21/03/2018 NUMARASI: 2018/274 (E) 2018/312 (K) DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat KARAR TARİHİ: 9/12/2021 Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olmamasına ilişkin dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Buna göre, taraflar arasında hizmet ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin---- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
arasındaki ticari ilişkiye bağlı olarak davacı tarafça hizmetin verildiği, davalı tarafça da faturanın tebliğ alındığı ve tebliğe ilişkin imzasının bulunduğu, ticari defter ve kayıtların da bu hususu doğruladığı, netice olarak davacı tarafın davalı taraftan---alacağı bulunduğu, 3095 sayılı yasaya göre taraflar arasındaki faaliyetin ticari iş sayılması ve avans faizi talep edilebileceği (takip talebindeki taleple bağlı kalınarak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık ---oranında avans faizi uygulanabileceği) tespitiyle beraber davanın kabulü ile ---esas sayılı takip dosyasında asıl alacak --- üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup---- asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK'da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır." denilmektedir.Somut olayda, davacı tarafından dava konusu aracın ayıplı olması sebebiyle satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini mümkün olmadığı taktirde ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır....
lira maddi tazminat isteminde bulunulduğundan, 1.210.000.000. lira maddi, 180.000.000. lira manevi tazminat isteminin kabulü ile, maddi tazminatın idareye yapılan başvurunun reddedildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, manevi tazminat için ise ayrıca faiz yürütülmesine gerek olmadığına karar veren ... İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davalı idarenin olayda hiçbir şekilde kusur ve ihmalinin bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir. Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi … 'in Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir....
Mahkemece; somut olayda davalının şahsi kusuru olmaması, hizmetin görülmesinden kaynaklanan ve idarenin sorumluluğunda bulunan bir hizmetin sunulmasından dolayı tazminat talep edilmiş olmasına göre davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerektiği,kamu görevlisi olan davalı hakkında, taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde;"işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür" şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükmü karşısında somut olaya bakıldığında, dava dilekçesinde davaya konu kazanın Karayolları 15....
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında ;davacının %94,224 oranında davalıya hizmet sunduğu, %5,776 sözleşme bedeli altında kalan hak ediş ve eki cetveller ile tespit edilen eksik hizmet sunumunun olduğu ve bunun bedelinin 90.664,80 TL +KDV olduğu, bu nedenle bu kısmın ödenmediği, zira verilmeyen hizmetin karşılığının alınamayacağı bu nedenle de davalının eksik ödemesinin bulunmadığı, davacının talep ettiği diğer fiyat farkları ve diğer mevzuattan kaynaklanan taleplerine ilişkin olarak ise davacının ücret farklarından kaynaklanan taleplerinin de ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....