WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdarenin hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, hizmetin geç işlemesi veya hizmetin hiç işlememesi halleridir. Hizmetin kötü işlemesinden, hizmetin gereği gibi yürütülmemesi anlaşılmaktadır. Hizmetin geç işlemesi ise, hizmetin olağan sayılmayacak bir gecikme ile yerine getirilmesidir. Hizmetin hangi hallerde kötü işlemiş olduğunu genel olarak belirlemek mümkün değildir. Hizmetin kötü ya da iyi işlediği hizmetin niteliğine, idarenin sahip olduğu araç, gereç ve imkanlara bağlıdır. Her bir olayda kendi içinde değerlendirilir. İdarenin kusurlu sorumluluğu ancak ispatlanmış bir kusurun varlığı halinde söz konusudur. Hizmet kusuru da, kişisel kusur da kamu görevlileri tarafından işlenir. Ancak birincisinde kamu görevlisinin kusurlu davranışı hizmetten ayrılmaz niteliktedir. İkincisinde ise, kamu görevlisinin kusurlu davranışı hizmetten ayrılabilir....

Dava konusu aracın henüz 39.500- km'de turbo arızası verdiği düşünüldüğünde aracın turbo kısmının GİZLİ AYIPLI olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu aracın geçmişinde hasar olmaması ve bakımların da bizzat davalı şirket tarafından süresinde yapıldığı göz önüne alındığında turbo arızasının kullanımdan kaynaklı olamayacağı ve ÜRETİMDEN KAYNAKLI GİZLİ AYIPLI olduğunun kabulü gerekir. Araçtaki üretimden kaynaklı ve gizli ayıp niteliğindeki turbo arızasının davacı tüketici tarafından anlaşılması mümkün olmadığı gibi ancak kullanım sonrası zamanla ortaya çıkacağı göz önüne alındığında gizli ayıbın davacı tüketiciden hile veya ağır kusur ile gizlendiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 19.H.D. 2003/1215 E., 2003/10021 K. Sayılı kararında da; "........

    Bu durum karşısında, TTK.nun 3, 11, 12/11, 14, 18/1. maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı ...’nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise, haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda bakılması gerektiği nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesi gereğince, talep açıklattırılarak ve hizmetin yerine getirilmediği gözetilerek, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, düğün organizasyonu hizmeti sözleşmesinden kaynaklı, hizmetin ayıplı verildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır....

      Ancak bu durum tek başına faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlamaya yeterli değildir.Davalının 2022 yılına ait BA formları dosya arasına celp edilmiş ve yapılan incelemede davaya ve icra takibine konu faturanın davalı tarafından KDV hariç 181.593,21 TL hizmet aldığına dair bildirimde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davaya konu faturaların davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların/hizmetin davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. İşbu karar içtihat doğrultusunda somut olayda davacının faturaya konu hizmetin davalıya verdiğinin kabulü gerekmektedir.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalının, davacıya 214.283,53 TL borçlu olduğu, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir....

        Mahkememizce dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası olarak nitelendirilmiştir. İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin i--- olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı ----- sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi---tehlikeli faaliyetleri ve ------ dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır....

          in sorumlu oldukları tazminat miktarlarının ayrı ayrı belirtildiği,mahkemenin sadece %60 işveren kusuruna isabet eden 12.509,41TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verdiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, işverenin istihdam ettiği işçisinin de meydana gelen işkazasında kusurunun tespit olunması ve tazminat davasının sadece işverene yöneltilmesi durumunda işverenin istihdam ettiği kişinin kusuruna isabet eden zarardan sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten 27.3.1957 gün, 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere istihdam edenin sorumluluğu için kendisinin veya çalıştırdığı kişinin kusuru koşul değildir. Buradaki sorumluluk “özen ve gözetim ödevinin” objektif olarak yerine getirilmemesinden kaynaklanan “kusura” dayanmayan bir sorumluluktur. Zararın hizmet sırasında çalıştırılanın eylemi sonucunda meydana gelmesi yeterlidir....

            Kurum tarafından, davacının son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olma şartı, işveren tarafından işten çıkış tarihinin 08.02.2012 olarak bildirilmesine rağmen bu ay için 6 günlük sigorta priminin tahakkuk ettirilmesi, dolayısıyla fiili hizmetin sona erdiği tarih ile çıkışın verildiği tarih arasında 2 günlük kesintinin bulunması nedeniyle sağlanmamış olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, iş akdinin 08.02.2012 tarihinde değil 06.02.2012 tarihinde ve işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; işçinin işsizlik ödeneği isteme koşullarını yerine getirmesine rağmen işverenin haksız eylemi ile bu ödeneği İş Kur'dan alamaması halinde işverenin kusurundan doğan zararı tazminat olarak işverenden isteyebileceği gerekçesiyle ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yararına işsizlik ödeneği alınamamasından kaynaklanan tazminat alacağına hükmedilmesi hatalı olmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : 30.06.2009 Nosu : 1213-381 - K A R A R - Dava, müvekkil ile avukatı arasındaki avukatlık sözleşmesine istinaden ücret karşılığı verilen bononun, hizmetin verilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığı ve borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup, bono metninden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. ......

                  UYAP Entegrasyonu