, bu doğrultuda alacağın varlığını ispat edemediği kanaatine varılmakla davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davalı yanın tazminat isteminin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Hizmetin ve bu kapsamda kalan eserin ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik haklarının düzenlendiği 15. maddede; hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketicinin, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbest olduğu, sağlayıcının, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu, seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masrafların sağlayıcı tarafından karşılanacağı, tüketicinin bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebileceği (15/1), ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketicinin bu hakları kullanamayacağı, orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/222 Esas KARAR NO: 2024/578 DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 23/03/2023 KARAR TARİHİ: 13/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında hibe destek ve ihracat danışmanlığı hizmet alım sözleşmesi yapıldığı, davacının davalıya toplam 61.360,00....
TKHK.m.15 "(1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." hükümleri düzenlenmiştir. Davacı, davalı firmadan almış olduğu hizmetin ayıplı olduğundan bahisle ödenen bedelin iadesiyle birlikte tazminat isteğinde bulunmuştur. Buna göre davalı tarafça, davacıya verilen hizmetin ayıplı olup olmadığının tespiti gerekmektedir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı idarenin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu, hizmet kusuruna dayalı davaların idari yargının alanına girdiği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, makine kırılması sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın çözüm yerinin idari yargı olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Oysa, ...'nın l8 nci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı yasanın l2/ll nci maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu durumda tacir olan davalı ......
Ayrıca idarenin mali sorumluluğuna yol açan hizmet kusuru; idarenin yürüttüğü bir hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde ya da işleyişindeki bozukluk ve aksaklığı ifade eder. Anılan zarar maddi olabileceği gibi manevi de olabilir. Bir başka anlatımla; aktarılan Anayasa ve Kanun hükmü uyarınca kamu idareleri, yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Aksi durumda, yani söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi suretiyle hizmetin kötü veya gereği gibi işlememesi nedeniyle sebebiyet verilen zararların idarece tazmini zorunludur. Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hemde bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir....
Davalı vekili, hizmetin verildiğine yönelik iddianın ispatlanamadığını, dolayısıyla mahkemenin hizmetin teslim edildiği yönündeki kabulünün yerinde olmadığını, teslim edildiği söylenilen proje ve eklerinin ise uygulama kabiliyetine haiz olmadığını, mahkemenin dayandığı 22708/2016 tarihli belgenin yetkili ita amiri tarafından akdedilmediğini, dolayısıyla sözleşmenin bu haliyle yok hükmünde olduğunu, icra inkar tazminat şartlarının oluşmadığını, reddedilen kısım yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasında hizmet alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, bu sözleşmeden kaynaklı hizmetin verilip verilmediği, icra takibine konu edilen bedelin ödenip ödenmediği, kısmen kabul nedeniyle davalı vekili adına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususundadır....
Buna göre, işlemin katma değer vergisine tabi olabilmesi için bir teslim veya hizmetin bulunması ve söz konusu teslim veya hizmetin katma değer vergisinin konusuna giren işlemlerden olması gerekmektedir. Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.2. Tazminatlar" başlıklı bölümünde, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemelerin prensip olarak KDV'nin konusuna girmediği, bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemelerin, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden, KDV’ye tabi tutulmayacağı belirtilmiştir. Nitekim Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere cezai şart miktarı hesaplanırken KDV’nin cezai şart bedeline dahil edilmesi mümkün değildir....
İdari Dava Dairesince, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak manevi tazminat istemleri yönünden tarafların istinaf başvurularının reddine; maddi tazminat istemleri yönünden ise, olayda hastanın klinik tanısı netleştirilmeden ve sorumlu uzmana danışılmadan usule aykırı bir şekilde taburcu edilmesinin özensizlik ve tıbbi bir kusur olduğu, bu durumun da hasta çocuğa tanının çok geç konulmasına ve bu sebeple acil olarak yapılması gereken müdahalede gecikmeye sebep olunarak tedavi olma ve iyileşme ihtimalinin ortadan kalktığı, bu nedenle uyuşmazlıkta idarenin açık bir hizmet kusuru bulunduğundan maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak davacıların maddi tazminat istemlerine dair istinaf başvurularının kabulü ile İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat istemlerine ilişkin kısmının kaldırılmasına, 85.441,32 TL maddi tazminatın 21.000,00 TL'lik kısmına davalı idareye...
kişilik haklarının zedelendiğinin, manevi zararın gerçekleştiğinin, dolayısıyla manevi tazminat istemekte haklı olduklarının kabulü gerektiği, maddi tazminat kaybına ilişkin ayıplı hizmetin oranının uzman bilirkişi marifeti ile hesaplanmış olup, mahkemece de bilimsel verilere uygun, objektif, denetime elverişli bu rapora itibar olunduğu, ayıplı hizmetten mütevellit bedel indiriminin rapor doğrultusunda kabul edildiği gerekçesiyle maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, 18.376,18 TL maddi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine, bu bedelin 10.000 TL’sine dava tarihinden itibaren 8.376,18 TL sine ıslah tarihi olan 30.04.2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne her iki davacı için ayrı ayrı 2.500 'er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir....