bakiyesi ------gözüküyor iken, davacı şirketin ---- yevmiye defteri kapanış fişindeki alacak bakiyesi ----olarak gözüktüğü, her ne kadar davacının ticari defterlerinde; davacının davalıdan en son alacak bakiyesi olarak----öncesindeki faturalardan kaynaklı alacak bakiyesinin muhasebe ilkelerine aykırı olarak (bu bakiyeyi sıfırlayacak herhangi --------- bir kayıt düzenlenmeden) dikkate alınmamış olması ve defterlere işlenmemiş ----- faturasına ilişkin davalıya hizmet verildiğine dair kanaate varılmış olması sebebiyle, davacı şirketin 2021 yılı yevmiye defterindeki 4.068,00TL tutarındaki alacak bakiyesinin değil, sunulan cari hesap muavinindeki 12.458,00TL alacak bakiyesinin dikkate alınması gerektiği kanaatine varıldığı, 12.458,00TL alacak bakiyesine rağmen, icra takibinde davalıdan talep ettiği asıl alacak rakamının 8.390,00TL olduğu, davacının ayrıca davalıya gönderilen ihtarnamenin davalıya ulaştığı tarihten icra takip tarihine kadarki süre için hesaplanan temerrüt faizi ve ihtarname...
Dairemiz görev alanına; Su, elektrik, doğalgaz, telefon ve internet aboneliği sözleşmesinden ve bu sözleşmelerin kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar girmektedir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava; tacirlerarası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince, "Riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararlar" ın incelenme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. veya 45. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
olmadığını, alınmayan hizmetin bedelinin olmayacağını, müvekkilin ödediği 2.400,00 USD den şimdilik 2.000,00 USD nin iadesini talep ve dava etmiştir....
Dizel ... model 4.7 m.t Fokliftin, AYIPLI olduğu ve davalı kiracı firmaya fayda sağlamadığı teknik olarak tespit edildiğinden davacının hukuka uygun olarak talep edebileceği bir alacak hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Somut olayda, taraflar arasında iş makinasının kiralanması hususunda anlaşma yapılmakla sözleşmenin davalı tarafça feshi neticesinde ortaya çıkan uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, tacirler arası hizmet alım ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince, "Tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (rücu dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar" ın incelenme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. veya 45. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine (veya ikiz dairesi olan 45. Hukuk Dairesine) GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik eda davasıdır. Dava 26/04/2018 tarihinde -----sayılı takibine ilişkin itirazın iptali davası olarak açılmış, davacının 09/07/2020 tarihi tam ıslah dilekçesi ile yukarıda belirtildiği şekilde taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik eda davası olarak ıslah edilmiştir....
Davacı taraf icra inkar tazminatı talep etmiş olup faturadan kaynaklanan takip konusu bakiye alacağın likit olması sebebiyle kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalı tarafın cevap dilekçesi ile talep ettiği kötüniyet tazminat talebinin ise davacı ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı borçlunun İstanbul Anadolu --....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, Tesis Yönetim, Yönlendirme ve Danışmanlık hizmetinin verildiğini ancak davalı tarafından iş bu hizmetin bedeli olan cari hesabın ödenmediğini bu nedenle başlattığı icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri usul ve yasaya uygun olarak tebligat yapılmış davalı taraf süresi içinde cevap dilekçesi sunmuştur....
Davacı, davasını İİK'nun 67. maddesinde gösterilen itirazın iptali davası olarak açmış, son celse davalının yokluğunda davasının alacak davası olarak görülmesini talep etmesi üzerine mahkemece de dava alacak davası olarak karara bağlanmış, ancak davacı vekilinin bu husustaki beyan ve talebi davalı yana tebliğ edilmemiştir. Davacı taraf davayı ıslah da etmemiştir. Bu durumda, davanın alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. 2- Kabule göre, davacı ödemesi yapılan faturalar dışında takip dayanağı faturadaki taşıma işini de yaptığını iddia etmiş, davalı ise bu taşımanın yapılmadığını savunmuştur. Bu durumda hizmetin verildiğini ispat külfeti davacıdadır. Davacı tarafından bu faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması, mahkemenin kabulünün aksine tek başına hizmetin verildiğinin delili olamaz....
Ancak davacı detferleri aradaki hizmetin verilmesi konusunda davacı defterlerini ispatlamaya yeterli değildir. Aradaki sözleşme hizmet sözleşmesi olduğuna göre davacı sözleşmeye konu hizmeti verdiğini ispatlamakla yükümlüdür. Davalı taraf aradaki sözleşmeyi ve hizmetin verildiğini inkar etmiştir. Taraflar arasında hizmetin alınması hususunda bir görüşme olmuş ise de bunun sözleşmeye bağlandığı ve sözleşmeye bağlandıktan sonra sözleşmeye konu hizmetin verildiği inkar edilmiştir. Bu husus ise ispata muhtaçtır. Her ne kadar dosyada bilişim uzmanı ve hukukçu bilirkişiden rapor alınmış ise de bilişim uzmanı bilirkişinin anılan internet adresinde yapmış olduğu incelemede davacının söz konusu alan adına kullandığına dair herhangi bir verinin bulunmadığını, internet sitelerinde alan adı kayıt edicinin davalı ismi yada davalı firmanın görülmesi gerekirken bunun görülmediği anlaşılmaktadır....