talebi bakımından ayrı ayrı olacak şekilde hem hizmet tespitine ilişkin olarak hem de itibari hizmet istemine ilişkin olarak 506 sayılı Kanun hükümlerine uygun şekilde taleplerinin ayrıştırılması ile infazı mümkün bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Eldeki davada, davacının hizmet tespiti ile birlikte itibari hizmet süresinin de tespitine ilişkin talepte bulunduğu anlaşılmakta olup, bu nedenle itibari hizmet süresinin tespitine ilişkin uyuşmazlığın, 506 sayılı Kanun'un ek 5 inci madde hükümleri kapsamında, hizmet akdine tabi çalışma nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde, Sosyal Güvenlik Kurumunun davada usulünce davalı sıfatı ile taraf olmasının sağlanması gerekirken, hatalı değerlendirme ile Kuruma davada fer’i müdahil sıfatı ile yer verilmesi de isabetsizdir....
“Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davacı sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin, dava dışı alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması karşısında, hizmet tespitine yönelik davanın bu işverenlere husumet yöneltilerek açılması gerekir. Davanın, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet sözleşmelerinin tarafı olan alt işverenlere yöneltimesi, hizmet ilişkisinin ve süresinin tespiti; gerek ispat külfeti, gerekse delillere ulaşabilme gibi konular nedeniyle de davanın sübutu için önem arzetmektedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacıya ait hizmet döküm cetvelinde görünen ve alt işveren oldukları anlaşılan; dava dışı ... İnşaat ... Taah. Tic. .... Şti., ... İnş. Taah. Tic. San. ... Şti. / ... ... Hatları ve ... Tesisler İnş. ... Taah. San. Tic. Ltd. Şti., ... ... Isı San ve Tic. Ltd. Şti., ... İnş. Taah. San....
İnceleme konusu karar, davacının hizmet sürelerinin tespiti ile işçilik alacakları istemine ilişkin ise de hizmet tespiti ile ilgili dava, davacının hizmet süresinin eksiksiz olarak bildirilmiş olması nedeni ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ret edildiğinden ve davacının hizmet tespitine ilişkin karara karşı açıkça temyiz itirazı bulunmayıp, sadece işçilik alacaklarına ilişkin hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. Ne varki; 9. Hukuk Dairesi 11/06/2013 gün ve 2011/20742 Esas, 2013/17981 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş bulunduğundan oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanınYargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/10/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme konusu karar, davacının hizmet sürelerinin tespiti ile işçilik alacakları istemine ilişkin ise de hizmet tespiti ile ilgili dava, davacının hizmet süresinin eksiksiz olarak bildirilmiş olması nedeni ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ret edildiğinden ve davacının hizmet tespitine ilişkin karara karşı açıkça temyiz itirazı bulunmayıp, sadece işçilik alacaklarına ilişkin hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. Ne varki; 9. Hukuk Dairesi 11/06/2013 gün ve 2011/20747 Esas, 2013/17983 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş bulunduğundan oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanınYargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/10/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme konusu karar, davacının hizmet sürelerinin tespiti ile işçilik alacakları istemine ilişkin ise de hizmet tespiti ile ilgili dava, davacının hizmet süresinin eksiksiz olarak bildirilmiş olması nedeni ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ret edildiğinden ve davacının hizmet tespitine ilişkin karara karşı açıkça temyiz itirazı bulunmayıp, sadece işçilik alacaklarına ilişkin hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. Ne varki; 9. Hukuk Dairesi 11/06/2013 gün ve 2011/20741 Esas, 2013/17980 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş bulunduğundan oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanınYargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/10/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme konusu karar, davacının hizmet sürelerinin tespiti ile işçilik alacakları istemine ilişkin ise de hizmet tespiti ile ilgili dava, davacının hizmet süresinin eksiksiz olarak bildirilmiş olması nedeni ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ret edildiğinden ve davacının hizmet tespitine ilişkin karara karşı açıkça temyiz itirazı bulunmayıp, sadece işçilik alacaklarına ilişkin hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. Ne varki; 9. Hukuk Dairesi 11/06/2013 gün ve 2011/20746 Esas, 2013/17982 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş bulunduğundan oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanınYargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/10/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bir kısım 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım bağkur hizmet sürelerinin iptal edilmesi ile yaşlılık aylığı talebinin reddine ilişkin kurum işleminin iptali istemli davada, 24.10.2019 tarihli müfettiş raporuna istinaden oda kaydının geçersiz sayılması sonucu davacının iptal edilen tarım bağkur hizmet sürelerine yönelik kurum işleminin açıklığa kavuşturularak, davacının iptal edilmeden önceki kabul edilen hizmet süreleri ile davacının iptal edilen hizmet dönem ve sürelerinin kurumdan sorularak, buna ilişkin dayanak belgeler ile davacının hizmet döküm cetvelinin celbedildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 25/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık davacının dava dışı şirketler tarafından bildirilen sürelerine ilişkin olmayıp hizmet cetveline göre tam bildirildiği anlaşılan bu sürelerdeki çalışmalarının düz işçi olarak değil “ hemşire” görevi ile gerçekleştirildiğinin tespiti istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 4. maddesinde bu kanunun uygulanmasında 2 nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin "İşveren"’ olduğu bildirilmiştir. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davacı sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin dava dışı alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması karşısında Ise hizmet tespitine yönelik davanın da bu işverenlere karşı husumet yöneltilerek açılması gerekir....
Sosyal güvenlik hukukunun hem kamu hukuku, hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında, özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür. Gerçekten hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup, kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur. Sigortalılık başlangıç tarihi ve hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icabettiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı gereği olduğundan, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında, hakimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı bu davalarda ispat yükü, bir tarafa yüklenemez. ...
Dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86/9. maddesi uyarınca açılan hizmet tespiti davasıdır. 5510 sayılı Kanunu'nun 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7. maddesinde, “…bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanun ile mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun Geçici 20'nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir” yönünde düzenleme bulunmaktadır. Bu durumda, 01/10/2008 tarihinden önceki döneme ilişkin hizmet tespiti uyuşmazlıklarında 506 sayılı Kanun, bu tarihten sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekecektir....