Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporunda tespit edilen davacının hizmet süresinin, bozmadan önceki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresindan az (kısa) olduğu anlaşılmıştır. Bozma ilamının incelenmesinde, hizmet süresine yönelik bir bozma nedeni olmadığı, davacının hizmet süresi açısından kararın bozulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla, davacının hizmet süresi yönünden davacı lehine usulü müktesep hak oluşmuştur. Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen hizmet süresinin, bozma öncesi kabul edilen hizmet süresinden kısa olması ve talep edilen alacakların iş bu kısa hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınması davacının usulü müktesep hakkının ihlaline yol açmıştır. Karar bu yönüyle hatalı olup bozulması gerekmiştir....
Mahkemece her ne kadar karar gerekçesinde, davacının hizmet süresinin hizmet tespit davasının kararı yönünde belirlendiği belirtilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı apartman yönetimi nezdinde hizmet süresinin sonunun 20.04.2012 tarihi olarak kabul edildiği ve dava konusu alacak taleplerine ilişkin hesaplamaların da bu tarihe göre yapıldığı görülmektedir. Bu durumda karar gerekçesinde de belirtildiği üzere davacının hizmet süresinin sonunun kesinleşen hizmet tespiti davasına göre 31.12.2011 tarihi olarak kabul edilerek dava konusu alacak taleplerinin de buna göre hesaplanması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının bu dava ile birleştirilip sonradan tefrik edilen hizmet tespit davasında kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti yanında 2005 yılındaki ücretinin 1.500,00 TL olduğunun tespitini de talep ettiği ve mahkemece 2014/224-299 Esas-Karar sayılı davada hizmet tespit isteminin kısmen kabulüne karar verildiği gibi, davacının 2005 yılındaki ücretinin 2.093,51 TL brüt olduğunun hüküm altına alındığı ve verilen kararın 21.Hukuk Dairesi'nin 2014/23079 Esas nosunda temyiz inceleme sırasını beklediği görülmektedir. İşçilik alacaklarına ilişkin bu davada, davacının 2004 yılındaki hizmet süresi hizmet tespit davasındaki gibi kabul edilmiştir. 2005 yılındaki ücretinin de brüt 2.093,51 TL olduğu kabulüne göre bazı işçilik alacakları hesap edilmiştir. Görüldüğü üzere hizmet tespit davasında verilen karar, bu davayı yakından ilgilendirmektedir. Bu itibarla hizmet tespit davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre dava bitirilmelidir....
Davacının 1985 ile 2012 yılları arasında davalı işveren nezdinde her yıl Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında olmak üzere mevsimlik çalışmalarının tespitini talep ettiği eldeki davada, Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacının 1985-1990 yılları arasındaki hizmet tespit talebinin davalı kooperatifin henüz kurulmamış olduğu gerekçesi ile husumetten reddine, 1991-2004 yılları arasına ilişkin talebinin çalışmasının kesintisiz olduğu tespit edilemediğinden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacının 2005-2010 yıllarında her yıl için 120 gün üzerinden Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ayları için bildirilmeyen 720 sürenin sigortalı hizmet süresi olarak tespitine, davacının 2011 yılında çalışması tespit edilemediği gerekçesi ile bu yıla ilişkin tespit talebinin reddine ve 14.07.2012- 30.10.2012 yılları devresi kuruma bildirilmeyen 12 günlük sürenin hizmet süresi olarak tespitine karar verilmiştir. 1- Mahkemece, davacının 1985-1990 yılları arasındaki hizmet tespit talebinin davalı...
Mahkemece davacı vekilinin son oturumdaki beyanına itibarla davanın kabulüne ve “davacının hak kazandığı yıllık izin ve hizmet teşvik pirimi hesabında ...A.Ş iş yerinde işe girdiği tarihden bu yana geçen süresinin dikkate alınması gerektiğinin tespitine, muarazanın bu şekilde önlenmesine “ karar verilmiştir. Mahkemece itibar edilen davacı vekilinin son oturumdaki beyanı, hizmet teşvik primine ilişkin eda ve yıllık izne ilişkin tespit istemlerini içeren davanın hizmet teşvik pirimi bakımından da tespit davasına dönüştürülmesine ilişkin olup her eda davasının aynı zamanda tespit hükmü içerdiği dikkate alındığında hizmet teşvik pirimi alacak davasının tespit davasına dönüştürülmesi ile davacı aslında 100,00 TL tutarındaki eda davasından vazgeçmiştir. Zaten davacı vekili beyanında talebin daraltılmasından bahsetmiştir. Islah ile talebin daraltılması mümkün olmadığından 100,00 TL tutarındaki alacak talebinden vazgeçtiği açıktır....