Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ: TESPİT Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin 2004 yılından bu yana davalılar bünyesinde çalıştığını, 2004-2008 yılları arasında temizlik işçisi olarak 2008-2014 yılları arasında itfaiye personeli olarak görev yaptığını belirttiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının hizmet süresinin davalı ... nezdinde geçip geçmediği konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş ve işe başlatmama tazminatı konusunda buna göre karar verilmiştir. Bu nedenle dava konusu yapılan uyuşmazlık konusu hizmet süresine ilişkin olarak, davacıya ait sigortalı hizmet döküm cetvelinden davacının işverenlerinin tespit edilmesine ve işe giriş bildirgelerinin teminine, tespit edilen işverenler ile davalı ......

    Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda tespit davası açıkça düzenlenmemiş; içtihatlarla kabul edilmiştir. Yine, bazı özel kanun hükümlerinde de tespit davasına açıkça yer verilmiştir. Bu özel kanun hükümleri içinde Mülga 506 sayılı Kanunun 79 ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 86. maddeleri de yer almaktadır. Her iki özel kanun hükmü ile sigortalıların hizmetlerinin tespitine ilişkin olarak dava açılabileceği açıkça ve özel olarak düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre, yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, hizmet akdi ile çalıştıklarının tespiti için dava açabilirler. Tespit davalarına ilişkin genel koşulların bu davalarda da aranacağı kuşkusuzdur....

      E) Gerekçe: Taraflar arasında, davacının kıdeme esas hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece, her ne kadar hizmet tespit dosyasında tespit edilen sürenin esas alındığı belirtilmişse de, davacının hizmet süresinin hüküm altına alındığı ... 11. İş Mahkemesinin 28.12.2010 tarih, 2007/964E,2010/864K sayılı ilamının Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 04.10.2011 tarih, 2011/4160E,2011/13050K sayılı ilamı ile bozulduğu, taraflar arasındaki hizmet tespit davasının henüz kesinleşmediği anlaşılmakta olup eldeki davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olan hizmet tespit davası kesinleşmeden hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, sair itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının hizmet süresi bir yıldan az olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ve aynı hükümle hizmet tespit talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Öncelikle davacının tefrik edilen hizmet tespit davasının sonucu beklenmeli, bu davanın sonucuna göre davacının talep ettiği alacaklara karar verilmesi gereklidir. Davacının hizmet süresine ilişkin davanın kesinleşmesi beklenmeden buna bağlı olan alacak kalemlerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Yargılama sonunda verilen tespit kararı ile çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verilmekte, yeni bir hukuksal durum yaratılmamaktadır. Öte yandan, tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği yıla maledilerek, Kurum kayıtlarına; yine, hizmetin ait olduğu yıl itibariyle geçecektir. Verilecek tespit hükmü ile, varolmayan bir hizmet akdinin kurulması söz konusu olmayıp, varolan ancak kayıtlara geçmemiş bir çalışma, ait olduğu yılda kayıtlara usulüne uygun olarak bildirilmiş gibi işlem görecek, kayıtlara geçmemiş süre ile, çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılacaktır. Zira, hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaların hukuksal sonuçları, çalışmanın geçtiği anda doğmuştur....

            (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı ) Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde 01/01/1996-30/04/2002 tarihleri arasında davalı işyerinden davacı adına Kurum'a hizmet bildiriminde bulunulduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalı işyerince davacı adına 01/01/1996 tarihinde davalı işyerince Kurum'a yapılmış hizmet bildirimleri var iken, reddolunan hizmet sürelerinin ispatlanması halinde bildirimi yapılan hizmet süreleri ile birlikte tespit olunan bu hizmet süreleri arasında blok çalışmanın varlığının kabulünün gerekeceği hususunun göz ardı edilerek bu hizmet sürelerinin Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmamıştır....

              Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasında davacının tespit edilen hizmet süresi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının hizmet durum cetveli incelendiğinde, 05.04.2004 tarihinde alt işveren işçisi olarak davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş de çalışmaya başladığı, davacının en son alt işveren işçisi olarak çalıştığı tarihin kurum kayıtlarında 31.10.2013 tarihi olduğu tespit edilmiştir. Tespit edilen bu dönem içerisinde ise bazı dönemler mükerrir sigorta bildirimlerinin olduğu anlaşılmış olup mükerrir belirtilen dönemler hesaplamada gözetilerek itibar edilen bilirkişi raporunun aksine davacının hizmet süresinin 3607 gün değil 3541 gün olduğu tespit edilmiştir....

                Mahkemece davacı vekilinin son oturumdaki beyanına itibarla davanın kabulüne ve "davacının hak kazandığı yıllık izin ve hizmet teşvik pirimi hesabında ... Elektrik A.Ş iş yerinde işe girdiği tarihten bu yana geçen süresinin dikkate alınması gerektiğinin tespitine, muarazanın bu şekilde önlenmesine" karar verilmiştir. Mahkemece itibar edilen davacı vekilinin son oturumdaki beyanı, hizmet teşvik primine ilişkin eda ve yıllık izne ilişkin tespit istemlerini içeren davanın hizmet teşvik pirimi bakımından da tespit davasına dönüştürülmesine ilişkin olup her eda davasının aynı zamanda tespit hükmü içerdiği dikkate alındığında hizmet teşvik pirimi alacak davasının tespit davasına dönüştürülmesi ile davacı aslında 100,00 TL tutarındaki eda davasından vazgeçmiştir. Zaten davacı vekili beyanında talebin daraltılmasından bahsetmiştir. Islah ile talebin daraltılması mümkün olmadığından 100,00 TL tutarındaki alacak talebinden vazgeçtiği açıktır....

                  Dairemizce 22.10.2015 tarih ve 2015/14799 E-2015/20207 K. sayılı ilamı ile davacının hizmet tespiti davası açtığını belirtmesi karşısında hizmet tespiti davası açılıp açılmadığı açılmış ise onaylı bir örneğinin gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrildiği, geri çevirme nedeninin mahkemece araştırılması neticesinde davacının 09.05.2016 havale tarihli dilekçe ile temyize konu alacak davasında iddia ettiği tüm çalışma dönemi yönünden hizmet tespiti davası açmış olduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde en son 1979 yılında sigorta prim ödeme kaydı olduğu, davacının iddia ettiği 2002-2012 yılları asında herhangi bir prim ödeme kaydının bulunmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca söz konusu hizmet tespit davasının, temyize konu alacak davası yönünden bekletici mesele yapılması elzemdir....

                    Davacının 1985 ile 2012 yılları arasında davalı işveren nezdinde her yıl Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında olmak üzere mevsimlik çalışmalarının tespitini talep ettiği eldeki davada, Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacının 1985-1990 yılları arasındaki hizmet tespit talebinin davalı kooperatifin henüz kurulmamış olduğu gerekçesi ile husumetten reddine, 1991-2004 yılları arasına ilişkin talebinin çalışmasının kesintisiz olduğu tespit edilemediğinden hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacının 2005-2010 yıllarında her yıl için 120 gün üzerinden Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ayları için bildirilmeyen 720 sürenin sigortalı hizmet süresi olarak tespitine, davacının 2011 yılında çalışması tespit edilemediği gerekçesi ile bu yıla ilişkin tespit talebinin reddine ve 14.07.2012- 30.10.2012 yılları devresi kuruma bildirilmeyen 12 günlük sürenin hizmet süresi olarak tespitine karar verilmiştir. 1- Mahkemece, davacının 1985-1990 yılları arasındaki hizmet tespit talebinin davalı...

                      UYAP Entegrasyonu