"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisinde, bozma kararımız üzerine hizmet tespit davasının tefrik edildiği belirtilmişse de, hizmet tespit davasına ilişkin bilgiye dosyada rastlanılmamış olup, hizmet tespit davasının tefrik edilip edilmediği, akıbeti hakkında bilgi ve varsa dosyasının, ayrıca taraflar arasında görülen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/349 esas sayılı tazminat dosyasının eklenerek tekrar Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02/07/2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yapılacak iş; davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğukabul ederek; hizmet tespiti (veya menfi tespit) ile işçilik alacaklarına ilişkin davaları birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmak, toplanan deliller doğrultusunda sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir....
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında olumlu hizmet tespiti davaları ve kararlarının niteliği değerlendirildiğinde; hizmet tespiti davalarında aslında geçmişte var olan ancak kayıtlara girmemiş hizmetlerin tespiti istenmektedir. Yargılama sonunda verilen tespit kararı ile çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verilmekte, yeni bir hukuksal durum yaratılmamaktadır. Öte yandan, tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği yıla maledilerek, Kurum kayıtlarına yine hizmetin ait olduğu yıl itibariyle geçecektir. Verilecek tespit hükmü ile varolmayan bir hizmet akdinin kurulması söz konusu olmayıp, varolan ancak kayıtlara geçmemiş bir çalışma ait olduğu yılda kayıtlara usulüne uygun olarak bildirilmiş gibi işlem görecek, kayıtlara geçmemiş süre ile çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ: TESPİT Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin 2004 yılından bu yana davalılar bünyesinde çalıştığını, 2004-2008 yılları arasında temizlik işçisi olarak 2008-2014 yılları arasında itfaiye personeli olarak görev yaptığını belirttiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının hizmet süresinin davalı ... nezdinde geçip geçmediği konusunda herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş ve işe başlatmama tazminatı konusunda buna göre karar verilmiştir. Bu nedenle dava konusu yapılan uyuşmazlık konusu hizmet süresine ilişkin olarak, davacıya ait sigortalı hizmet döküm cetvelinden davacının işverenlerinin tespit edilmesine ve işe giriş bildirgelerinin teminine, tespit edilen işverenler ile davalı ......
Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda tespit davası açıkça düzenlenmemiş; içtihatlarla kabul edilmiştir. Yine, bazı özel kanun hükümlerinde de tespit davasına açıkça yer verilmiştir. Bu özel kanun hükümleri içinde Mülga 506 sayılı Kanunun 79 ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 86. maddeleri de yer almaktadır. Her iki özel kanun hükmü ile sigortalıların hizmetlerinin tespitine ilişkin olarak dava açılabileceği açıkça ve özel olarak düzenlenmiştir. Anılan hükümlere göre, yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, hizmet akdi ile çalıştıklarının tespiti için dava açabilirler. Tespit davalarına ilişkin genel koşulların bu davalarda da aranacağı kuşkusuzdur....
E) Gerekçe: Taraflar arasında, davacının kıdeme esas hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece, her ne kadar hizmet tespit dosyasında tespit edilen sürenin esas alındığı belirtilmişse de, davacının hizmet süresinin hüküm altına alındığı ... 11. İş Mahkemesinin 28.12.2010 tarih, 2007/964E,2010/864K sayılı ilamının Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 04.10.2011 tarih, 2011/4160E,2011/13050K sayılı ilamı ile bozulduğu, taraflar arasındaki hizmet tespit davasının henüz kesinleşmediği anlaşılmakta olup eldeki davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olan hizmet tespit davası kesinleşmeden hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, sair itirazların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının hizmet süresi bir yıldan az olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ve aynı hükümle hizmet tespit talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Öncelikle davacının tefrik edilen hizmet tespit davasının sonucu beklenmeli, bu davanın sonucuna göre davacının talep ettiği alacaklara karar verilmesi gereklidir. Davacının hizmet süresine ilişkin davanın kesinleşmesi beklenmeden buna bağlı olan alacak kalemlerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 10.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yargılama sonunda verilen tespit kararı ile çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden doğan ve gerçekte var olan hizmet akdi ilişkisinin varlığının tespitine karar verilmekte, yeni bir hukuksal durum yaratılmamaktadır. Öte yandan, tespitine karar verilen süreler hizmetin geçtiği yıla maledilerek, Kurum kayıtlarına; yine, hizmetin ait olduğu yıl itibariyle geçecektir. Verilecek tespit hükmü ile, varolmayan bir hizmet akdinin kurulması söz konusu olmayıp, varolan ancak kayıtlara geçmemiş bir çalışma, ait olduğu yılda kayıtlara usulüne uygun olarak bildirilmiş gibi işlem görecek, kayıtlara geçmemiş süre ile, çalışma tarihindeki durum saptanarak hukuksallaştırılacaktır. Zira, hizmet akdine dayalı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaların hukuksal sonuçları, çalışmanın geçtiği anda doğmuştur....
(Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı ) Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde 01/01/1996-30/04/2002 tarihleri arasında davalı işyerinden davacı adına Kurum'a hizmet bildiriminde bulunulduğu, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davalı işyerince davacı adına 01/01/1996 tarihinde davalı işyerince Kurum'a yapılmış hizmet bildirimleri var iken, reddolunan hizmet sürelerinin ispatlanması halinde bildirimi yapılan hizmet süreleri ile birlikte tespit olunan bu hizmet süreleri arasında blok çalışmanın varlığının kabulünün gerekeceği hususunun göz ardı edilerek bu hizmet sürelerinin Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmamıştır....