Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ayrıca hizmet tespiti davalarında Sosyal Güvenlik Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekir. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İşbu dava prime esas gerçek ücret miktarının tespiti istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı taraf, davalı işyerinde çalışmış olduğu 01/08/1990- 10/11/2011 dönemine ilişkin prime esas gerçek ücretinin tespiti talebinde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabülüne karar verilmiş, verilen hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....

    Üçüncü kişilere yaptırılan işler nedeniyle düzenlenen salt işçilik içeren fatura ve gider belgelerine dayalı işçilik ödemeleri Kuruma bildirilmiş işçilikler (SPEK) gibi işlem görür ve asgari işçilik tutarından düşülür. Malzemeli işçilik faturası ise inşaat maliyetinden veya hakediş tutarından düşülerek değerlendirmeye esas inşaat maliyeti (DEİM) veya değerlendirmeye esas hakediş miktarı (DEHM) bulunur. Öte yandan aynı işe ilişkin işçilik bedeli ile malzeme bedeli ayrı ayrı faturalandırılmış olabilir. Malzeme ve işçilik bedelinin aynı işe ilişkin olduğu saptanır ise bu halde her iki fatura toplamı malzemeli işçilik faturası olarak dikkate alınır. Asgari işçilik uygulamasına dair uyuşmazlıkların sağlıklı çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre işçilik miktarının ve asgari işçilik oranının tespiti gerekir....

      miktarları açısından müvekkile ait işyerinde SGK teftiş müfettişlerince teftiş gerçekleştirildiği, yapılan denetim sonucunda(dosya kapsamında sgk evrakları arasında rapor mevcut) davacıya yapılan ödemelere ilişkin sgk'ya bildirilen spek miktarlarının yasal defterlere uygun olduğu, gerçeğe aykırılık saptanmadığı belirlendiği, bu doğrultda sgk teftiş raporunda dahi davacının aldığı ve sgk'ya bildirilen ücretin gerçek ücret olduğu tespiti içeren ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli sgk teftiş raporuna rağmen soyut tanık beyanlarıyla davacı lehine ücret, fazla mesai, ubgt ücreti belirlenmesinin hatalı olduğu ücret tespitinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur....

      Mahkemece, davacı ile davalı arasında İş Mahkemesi'nin 2012/56 Esas sayılı dosyasında işçilik alacakları davasının derdest olduğu, taraflar arasında hizmet ilişkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme ile iddia ve savunmaların işçilik alacaklarına ilişkin davada da incelenip değerlendirilebileceği, eldeki davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık işçilik alacakları davası ile hizmet tespiti veya olumsuz hizmet tespiti davalarının birlikte görülüp görülmeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır....

        Mahkemece, hizmet tespiti davası alacak davasından tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiş, son duruşmada ara kararı ile davalılardan ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş, davalı ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı işçinin hizmet süresinde uyuşmazlık bulunmaktadır. İş yargılamasında çalışma olgusunu ve hizmet süresini, ispat yükü, genel ispat kuralı gereği iddia eden işçiye aittir. İşçi işçilik davası sırasında hizmet süresinin tespiti ile ilgili işçilik alacaklarından bağımsız olarak hizmet tespiti davası açmış olabilir. Bu durumda hizmet süresine bağlı işçilik alacakları davasının sonuçlanması, hizmet tespiti davasının sonucuna bağlıdır. Bu nedenle hizmet tespit davasının bekletici mesele yapılması gerekir. Hizmet tespitine ilişkin davada verilen karar Yargıtay 10....

          ın da hizmet tespiti davası açmış bulunduğu ve toplamda 2245 gün olarak tespit edilen hizmet süresine dair kararın Yargıtay 21.Hukuk Dairesince de 03.12.2015 tarih ve 2015/17636 E-2015/21606 K. sayılı ilamı ile onandığı da izlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hizmet tespiti dosyasındaki yukarıda belirtilen ayrık durum dikkate alınmaksızın davacı tanığı ...'a ait tespit edilen hizmet süresi olan 2245 gün davacının hizmet süresi gibi değerlendirilip talep konusu alacakların hesaplandığı ve mahkemece bu hesaplamanın hükme esas alındığı anlaşılmıştır. Oysa davacının kesinleşen hizmet tespiti davasına konu hizmet süresi 1820 gündür. UYAP üzerinden yapılan incelemede davacıya ait hizmet tespiti davasında gerekçeli kararın 3.sayfasının da davacı ile ilgili olduğu, celp edilen davacıya ait hizmet tespiti dosyasındaki gerekçeli kararın 3.sayfasının ise davacı tanığı ...'a ait gerekçeli kararın 3.sayfası olarak sehven bu dosya arasına konulduğu tespit edilmiştir....

            Bu nedenle, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında hâkimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Zira sigortalı tarafından hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olacak gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak re'sen prim tahakkuk ettirip, tahsil edecektir. Dolayısıyla, hizmet tespiti davaları Kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir. Öte yandan, hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır....

            Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ayrıca hizmet tespiti davalarında ... ... Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekir. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir....

              Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davacının hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına hükmedilmesine dair alacak davasını birlikte açmış olduğu, ayrı bir esasa kaydedilerek yürütülen hizmet tespiti davasının 15/09/2015 tarihinde karara çıktığı ve reddedildiğinin anlaşıldığı, davacının hizmet tespiti davası reddedilmiş olduğundan alacak davasının da reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: Somut olayda; davacı vekili ilk defa Mahkemenin 2012/292 esas sayılı dosyasına kayıtlı olmak üzere davalı işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine davacının davalı şirket nezdinde 01.07.2005-Ocak 2009 tarihleri arasında kesintisiz şekilde çalışmasına karşın bildirilmeyen hizmet süresi olduğu gerekçesiyle hizmet tespiti ve iş akdinin haklı nedene dayalı feshedildiği iddiası ile işçilik alacaklarına hükmedilmesi istemli davasını birlikte açmıştır....

                UYAP Entegrasyonu