Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir. Öte yandan, manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere maruz kalmış ya da kişilerin vücut bütünlüğünün ihlal edilmiş olmasına, ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp; idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gereği gibi eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları da manevi zararın varlığı ve manevi tazminatın hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır. Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, manevi tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar....
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur....
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu, idarece yürütülen hizmetin kuruluşunda, düzenlenmesinde ve işleyişinde ortaya çıkan her türlü bozukluk, aksaklık ve eksikliktir....
İdare Mahkemesinin ...tarih ve 2016 esasına kayden açılan davada verilen ...tarih ve K:...sayılı davanın reddi yönündeki karar, davacılar tarafından istinaf edilmiş ve, ...Bölge İdare Mahkemesi ...İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile olayda davalı idarenin %50 oranında hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesince davalı idarenin %50 idari hizmet kusuru bulunduğuna dair gerekçesi Dairemizce de uygun bulunarak karar, 10/11/2022 tarih ve E:2021/8108, K:2022/6406 sayılı kararımızla onanmıştır. Uyuşmazlıkta, meydana gelen olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu açık olmakla birlikte, aynı olay nedeniyle Bölge İdare Mahkemesi tarafından daha önce kabul edilen %50 idari hizmet kusuru yerine bu davada %75 hizmet kusuru bulunduğunun kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi ve Bakırköy 11.İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacı şirket ile davalı banka arasında, davalı banka çalışanının hizmet kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine yöneliktir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; 5510 sayılı Kanunun geçici 24. maddesi gereğince yeniden yapılandırılan sigorta prim borcundan kaynaklanan alacağın davalıların kusuru nedeniyle fazla ödenmesi nedeniyle fazla ödenen kısmın istirdatına yönelik davanın anılan kanunun 101. maddesi uyarınca İş Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 11....
tazminatın, hangi zararlara ilişkin olduğu ve bu zararlar nedeniyle davacılara yapılan ödeme bulunup bulunmadığı tespit edilerek, tazminat hukukunun genel ilkelerine göre bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle somut olarak belirlenmesi ve olayda hizmet kusuru bulunan davalı idarelerce tazmin edilmesi gerektiği, İdare Mahkemesince davacı çocuk için sosyal risk ilkesi gereğince hükmedilen ancak olayda davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan, hizmet kusuru ilkesine göre hükmedilmesi gereken 25.000,00 TL manevi tazminat; zenginleşmeye yol açmayacak, hakkaniyetli ve Dairemiz içtihatlarına uygun bulunduğundan, Mahkemece davacı çocuk lehine manevi tazminatın kısmen kabulü yolunda verilen kararda sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiş, davacı anne ve baba için ayrı ayrı hükmedilmiş olan 10.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne ve babanın çocuklarının tedavisinin uzunca bir süre devam etmesi ve yüzünde sabit iz kalması nedeniyle duydukları acı ve elemi karşılamakta yetersiz...
Olay öncesinde ve olaya ilişkin istihbari bilgi belge var ise idarenin bu konuda özel bir önlem almaması neticesinde oluşan zarardan hizmet kusuru ilkesi uyarınca sorumlu tutulacağı açıktır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Davacıların manevi tazminat istemleri yönünden Ceza Mahkemesi'nce, dava konusu olayın meydana gelmesinde asansörün bakımını yapan firma görevlisinin kusurunun bulunduğu gerekçesiyle cezalandırıldığı, davalı idare görevlilerinin ise kusurunun bulunmaması nedeniyle beraatına karar verildiği, dolayısıyla dava konusu olayın meydana gelmesinde, idarenin açık bir hatası ve doğrudan bir kusuru bulunmasa da, idare bünyesinde hizmet veren asansörün bakımının eksiksiz yapılıp yapılmadığı hususundaki denetim görevinin gereği gibi yerine getirilmediği ve ortaya çıkan sonuç itibariyle, olayda manevi tazminat koşullarının oluştuğu sonucuna varıldığı, bu nedenle; davacılardan daha ağır yaralanan … için 50.000,00-TL, diğer davacı … için de 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiği maddi tazminat istemleri yönünden ise İdarenin maddi tazminat ödemekle yükümlü tutulabilmesi için, maddi bir zararın kesin olarak...
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 13/03/2016 tarihinde Ankara, Kızılay, Güvenpark’ta meydana gelen patlama nedeniyle zarara uğrayan davacı/davacılar tarafından, olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varılmış, davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da hizmet kusuruna ilişkin iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin olarak davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda dava konusu olay değerlendirilmiştir. Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 28/06/2016 tarihinde terör saldırısı nedeniyle Atatürk Havalimanında meydana gelen patlama nedeniyle zarara uğrayan davacı/davacılar tarafından, olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunmadığı sonucuna varılmış, davacı/davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da aynı iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin olarak davacı/davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda dava konusu olay değerlendirilmiştir. Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir....