Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
un yakınları tarafından manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda meydana gelen patlamalar nedeniyle zarara uğrayan davacılar tarafından, olayın engellenememesi ve sonrasında zararın büyümesi, kayıpların artması sonucunu doğuracak şekilde davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varılmış, davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da hizmet kusuruna ilişkin iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin ve davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda olay öncesi, olay esnası ve olay sonrası olarak süreç değerlendirilmiştir....
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, kararlarda hizmet kusuru hususunun bulunduğu, bu kabul edilmezse dahi idarenin kusursuz sorumluluğunun dikkate alınması gerektiği, olayın oluş şekli ve müvekkillerinin yaşadıkları dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğu, 10 Ekim mağdurlarına daha fazla manevi tazminat ödendiği, kararın kesinleşmesi ile birlikte harcın tamamlattırılması gerektiği ileri sürülmektedir....
Dava, hemzemin geçitte meydana gelen kaza nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki kanıtlara göre davaya konu edilen, zarar doğuran eylemin, Devlet Demir Yolları'nın, karayolu ile kesiştiği hemzemin geçit (demiryolu geçidi) olarak isimlendirilen noktada meydana geldiği tartışmasızdır. Davacı vekili, 22.3.2005 tarihinde hemzemin geçitte meydana gelen kazada, davalı idarenin gerekli tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Yargılama sırasında, uzman bilirkişiden alınan raporda da davalı idarenin, hemzemin geçidin kontrolünü zamanında ve gerektiği şekilde yapmaması nedeniyle hizmet kusuru olduğu tespit edilmiştir. TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün hizmetini gereği gibi, yürütmediği ve hizmet kusuru olduğu iddia edildiğine göre, uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, olayda davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunduğu, bu hususun kararlarda dikkate alınmadığı, manevi tazminatın olayın oluş şekli ve müvekkillerinin yaşadıkları büyük acı dikkate alındığında yetersiz olduğu, manevi tazminat miktarının sebepsiz yere azaltıldığı ileri sürülmektedir. Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin ağır hizmet kusuru halinde sorumluluğunun bulunduğu, olayın bir terör olayı olduğu, bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat ilgili Kanunda düzenlenmediğinden sorumluluklarının bulunmadığı, belirlenen manevi tazminatın düzenlenme amacına aykırı yüksek belirlendiği, bu nedenle diğer tazminat dosyaları ile eşitsizliğe yol açtığı ileri sürülmektedir....
in diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, hizmet kusuru nedeniyle ödediği tüm tazminat miktarını davalılardan rücuen istemiştir. Mahkemece kusurları oranında davalılardan tahsile karar verilmiştir. Olayda davalı ... kusuru oranında sorumlu olsa da, idarenin de personeli yeterince eğitmemek ve kazanın olmaması için ciddi önlemler almamakla kusuru bulunmaktadır. Davacı idarenin bu hizmet kusuru gözetilerek hükmolunacak tazminat miktarından uygun bir indirim yapılması gerekir. Mahkemece bu yönün gözardı edilerek karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenle davalılardan ... yararına BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 16/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, olayda davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunduğu, bu hususun kararlarda dikkate alınmadığı, manevi tazminatın olayın oluş şekli ve müvekkillerinin yaşadıkları büyük acı dikkate alındığında yetersiz olduğu, manevi tazminat miktarının düşürülmesinin aileyi daha fazla üzdüğü ileri sürülmektedir. Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin ağır hizmet kusuru halinde sorumluluğunun bulunduğu, olayın bir terör olayı olduğu, bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, manevi tazminat ilgili Kanunda düzenlenmediğinden sorumluluklarının bulunmadığı, belirlenen manevi tazminatın düzenlenme amacına aykırı yüksek belirlendiği, bu nedenle diğer tazminat dosyaları ile eşitsizliğe yol açtığı, tazminata faiz yürütülmemesi gerektiği ileri sürülmektedir....
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
ın yakınları tarafından manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda meydana gelen patlamalar nedeniyle zarara uğrayan davacılar tarafından, olayın engellenememesi ve sonrasında zararın büyümesi, kayıpların artması sonucunu doğuracak şekilde davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varılmış, davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da hizmet kusuruna ilişkin iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin ve davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda olay öncesi, olay esnası ve olay sonrası olarak süreç değerlendirilmiştir....
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....