WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre; davacı bayinin sözleşmenin ayakta olduğu dönemde başka rakip bir firma ile ticari ilişkide bulunması üzerine sözleşmenin 7.4 maddesinin ihlali sebebiyle sözleşmenin 7.5 maddesi hükmü uyarınca davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davalı tarafça düzenlenen üç adet fatura, davalının dava dışı bayilerine yaptığı masraflara ilişkin olup sözleşmenin 7.5.maddesinde de davalının menfi-müsbet zarar ziyan ve kaybının davacı tarafından ödeneceğine yer verildiği, bu durumda teminat mektubunun nakte dönüştürülmesi sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshi ve talep edebileceği menfi zarar kapsamında yerinde olup, istirdat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    K A R A R Davacı, davalı ile tapu verme garantisiyle içeriği devre tatil olan gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 36.000,00 TL ödeme yaptığını, 1517-1518 ve 1519 nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi ile taşınmazların 30/09/2012 tarihine kadar teslim edileceğinin vaad edildiğini, ancak taşınmazların bugüne kadar teslim edilmediğini, davalının başka kişileri de aynı şekilde mağdur ettiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen bedel olan 36.000,00 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      Arasında YLV 1367 nolu 29.12.2012 tarihli Yalova ili Termal İlçesi Killi Orman mevkii adresindeki G22D14C2D pafta,3015 da, 4 ve 5 nolu parsellerinden 7/10920 hissesinin satış ve teslimine ilişkin olarak hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi adı altında devre tatil sözleşmesi ilk yapılan sözleşme olduğunu, ardından müvekkili defalarca cayma hakkını kullanmak istemiş ise de kendisine cayma hakkını kullanmasının mümkün olmadığı ve bir üst sözleşme ile revize edilmesi halinde bu hakkının devri ile ayrılmasının mümkün olacağı yönünde aldatıcı beyan ve ikna yöntemleri ile revize edilerek sözleşmeler imzalatıldığını, yapılan tapu devrinin anılan ve başka bir davanın konusu olan bu sözleşmelerden kaynaklı olduğunu, bu davada mahkemenin görevsizlik verdiğini ve dosyanın Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, mahkemece görevsizlik verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay'a gönderildiğini, yani bu dosyanın halen yargılama sürecinin devam ettiğini, belirttikleri...

      Tüketici Mahkemesi ve ... 22. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, davanın hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve tüketici mahkemelerinin görevine girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

        Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 24.5.2011 tarihinde Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi düzenlenmiş olup, bilahare taraflar aralarında bir fesih sözleşmesi düzenlenerek, Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin 2.8.2013 tarihinde feshedildiği, davacının ödemiş olduğu 109.382,00 TL tutarındaki bedelden toplam satış bedelinin %5’i olan cezai şartın kesilerek bakiye bedelin davacıya iade edileceği belirtildikten sonra davacı, davalı satıcıyı ibra etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında imzalanan fesih sözleşmesi ile davacı cezai şart kesintisine ilişkin olarak davalıyı ibra ettiğine göre, artık ödenen cezai şartın haksız yere kesildiği ileri sürülerek iadesi istenemez....

          nin senet imzaladığını ve müvekkili Recep'in icra kefili olduğunu ileri sürmüş ve müvekkilinin üç ayrı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyalarında yapılan gayrimenkul satış ve tescillerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece Adli Tıp Kurumu raporu ile davacı ...'ın senet tanzim ve ödeme tarihlerinde hukuki ehliyete haiz olduğu bu sebeple senetlerin geçersiz olduğu iddiasının yerinde olmadığı, Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2002/2558 sayılı icra dosyasında takibe konu edilen oniki senetten sekizinde davacılardan ...'ın borçlu olarak herhangi bir imzası bulunmadığından bu senetler yönünden (toplam değeri 8.560.000.000 TL) menfi tespit isteminin kabulüne davacıların sair taleplerinin reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında ..... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile ..... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev, dava değerine göre belirlenir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile; taraflar arasında düzenlenen 15/10/2017 tarih AD01- 11671 sözleşme nolu Yalova Thermal Palace Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin, 19/10/2017 tarih AD01- 11671A Yalova Thermal Palace Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin, 02/12/2017 tarih AD01- 11671AA Terma City Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamış olması sebebiyle geçersiz olduğunun tespiti ile, bu sözleşmeler sebebiyle davalılara verildiği anlaşılan 29/10/2017- 15/09/2021 vade tarihleri arasında düzenlenen senetlerin davacıya iadesine, bu senetler sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, bu sözleşme nedeniyle davalılara ödenen 21.950,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....

              Davacı dava dilekçesinde özetle; 01/06/2017 tarihinde gerçekleştirilen 30.000,00 TL bedelli satışın devre mülk hakkı öngören ancak adi sözleşmeye düzenlendiği için ayıplı mal satışı şeklinde ve feshi mümkün olan bir satış olduğunu, sözleşmenin adi olarak düzenlendiği ve 1508- 1508 A şeklinde numaralarla birbirine bağlanmış olduğunu, sağlayıcısının Kuşadası T2 A.Ş'ye ait devre mülk satan Yalova Termal Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile Terma City Hisseli Gayrimenkul Sözleşmesinin feshinin gerektiğini, Genel işlem koşullarında hazırlanan ve noterlikte resmi olarak düzenlenmeyen, tapusu verilmeyen, geçersiz olan birbirine bağlı sözleşmenin feshini, sözleşmeye bağlı olarak ödenen bedellerin faiziyle iadesini, mahkeme masraflarının davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir Davalı T2 vekili cevap dilekçesinde davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23.01.2022 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olmadığını, gayrimenkul (taşınmaz) satış vaadi sözleşmesinin bir taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan koşullarla ilerideki bir zaman diliminde devrini amaçlayan ve iki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerden olduğunu, bir diğer deyişle, ileride tapu memuru önünde resmi bir şekilde yapılması gereken taşınmaz satım sözleşmesi yapılmasının taahhüt edilmesi olduğunu, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıklarının olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu