a ait olan davalı şirketin 417/5000 payının davacıya ait olduğunun tespiti ile davacı adına kayıt ve tesciline, 179.386,55 TL maddi tazminatın hisse devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ...'dan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar ..., ... ve şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri ... ve şirket hakkında hüküm kurulmadığını, sözlü yargılamaya ilişkin ...'a usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davacının davasını ikinci kez ıslah etmesine ve dava değerini artırmasına izin verildiğini, ikinci kez verilen tanık listesindeki tanığın dinlendiğini, ...'a yapılan hisse devrinin müvekkili ... tarafından kendisine ait hisselere ilişkin olarak yapıldığını, davacı tarafından müvekkili ...'a yapılan bir hisse devri bulunmadığını, bu nedenle müvekkili ...'...
ın ise 33/50 hisse sahibi olduğu, davalı firma özel uzmanlık gerektiren radyoaktif maddelerler çalışan nükleer tıp merkezi olduğundan, ortaklarının sadece nükleer tıp uzmanı kişilerden oluşması gerekirken, şirkette nükleer tıp uzmanı olmayan bir çok kişiye hisse devirlerinin yapıldığından bahisle yönetim kurulunca alınan kararlarının geçersiz olması sebeplerine dayanılarak yönetim kurulu kararlarının iptali ile, davacının halen davalı şirkette 17/50 hisse sahibi olduğunun tespiti her ne kadar davacı vekili tarafından talep edilmiş ise de, davacının bizzat imzası bulunan hisse devir sözleşmeleri ile davalı şirketteki hisselerini 3. kişilere sattığı, davacı tarafından imzaların inkar edilmediği, davalı şirketin anonim şirket olup pay devri işleminin geçerli olabilmesi için tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesinin zorunlu olmadığı, davacının şirket ortaklarının nükleer tıp uzmanı olan kişilerden olması gerektiği yönündeki iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle,...
hisselerinin---- itibariyle yapıldığının tespiti ile devrin tescil ve ilan edilmesini ve bu amaçla------- edilmesinin sağlanması talebiyle huzurdaki davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin davalı ------ itibarıyle davalılardan ....---- devredilmiş olduğunun hükmen tespitini, şirket hisse devrinin tescil ve ilan edilmek üzere---- bildirilmesini, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde, işbu hususların haklı sebeple ortaklıktan çıkma olarak değerlendirilerek TTK.595 madde gereğince davalı firma tarafından hisse devri red edilmediğinden bahisle müvekkilinin davalı şirkette var olan hissesinin-- tarihi itibariyle davalı ..-- devredildiğinin hükmen tespiti ile bu durumun--- tescil ve ilan edilmesinin sağlanmasını, her türlü masraf ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda davacı hisse devir sözleşmeleri ile birleşen dava davalısı şirket hisselerini ----- tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesiyle davalı --- devretmiş ise de şirkete tebliğ olunan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı şirketin karar ve pay defteri dosyaya kazandırılamadığından şirketin devre muvafakat edip etmediği, pay devrinin şirkete bildirilip bildirilmediği ve pay sahipleri defterine işlenip işlenmediği tespit olunmamıştır. Bu hali ile TTK’nun 520’nci maddesi hükmüne uygun bir devrin varlığından söz edilemeyeceğinden asıl davanın ve birleşen ---- dosyasının kabulü mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davaya konu hisse devirlerinin, somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Kanun'un 520 inci maddesi anlamında geçerli bir devir olup olmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 355 inci maddesi, 6762 sayılı Kanun'un 520 inci maddesi 3. Değerlendirme 1.Dava, hisse devrinin tespiti ile şirket pay defterine ve ticaret siciline tescili istemine ilişkindir. 2.Aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince, taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz....
Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....
Davalı ... vekili, İİK’nnı 280. maddesine göre işbu davanın açılabilmesi için alacağın gerçek olması, icra takibinin kesinleşmesi, aciz belgesinin bulunması gerektiğini, hisse devrinin noterde yapıldığını, pay defterine işlendiğini, ortakların muvafakat ettiğini, şirketin aile şirketi olduğunu, babası Behçet Uğurlu ile annesi ...’nun isteği üzerine, Behçet Uğurlu’nun 10.000 hisse, abisi Erdil Uğurlu’nun 30.000 hisseyi 05.09.2014 tarihinde bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, ancak davalı ile abisi arasındaki tartışmalar nedeniyle 08.09.2017 tarihinde anne ve babasının isteği üzerine hisse devrinin bedelsiz yapıldığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Davalı ... vekili, İİK’nnı 280. maddesine göre işbu davanın açılabilmesi için alacağın gerçek olması, icra takibinin kesinleşmesi, aciz belgesinin bulunması gerektiğini, hisse devrinin noterde yapıldığını, pay defterine işlendiğini, ortakların muvafakat ettiğini, şirketin aile şirketi olduğunu, babası Behçet Uğurlu ile annesi ...’nun isteği üzerine, Behçet Uğurlu’nun 10.000 hisse, abisi Erdil Uğurlu’nun 30.000 hisseyi 05.09.2014 tarihinde bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, ancak davalı ile abisi arasındaki tartışmalar nedeniyle 08.09.2017 tarihinde anne ve babasının isteği üzerine hisse devrinin bedelsiz yapıldığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Davalı ... vekili, İİK’nnı 280. maddesine göre işbu davanın açılabilmesi için alacağın gerçek olması, icra takibinin kesinleşmesi, aciz belgesinin bulunması gerektiğini, hisse devrinin noterde yapıldığını, pay defterine işlendiğini, ortakların muvafakat ettiğini, şirketin aile şirketi olduğunu, babası Behçet Uğurlu ile annesi ...’nun isteği üzerine, Behçet Uğurlu’nun 10.000 hisse, abisi Erdil Uğurlu’nun 30.000 hisseyi 05.09.2014 tarihinde bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, ancak davalı ile abisi arasındaki tartışmalar nedeniyle 08.09.2017 tarihinde anne ve babasının isteği üzerine hisse devrinin bedelsiz yapıldığını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Davacı taraf, sözleşmenin niteliğinde ve bedelinde hataya düşürüldüğü ve davalının hileli hareketleriyle hisse devir sözleşmesini imzaladığından bahisle hisse devir sözleşmesinin iptal edildiğinin ve ayrıca halen şirket ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunun tespiti istemli olarak eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise hisse devrinin usulüne uygun olduğunu ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunmuştur. Hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Bdrçlar Kanunu(eBK)'nun 23. maddesine göre, akit yapılırken esaslıbir hataya duçar olan taraf, o akit ile ilzam olunamaz. anılan Kanunun 28/1....