dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 5252 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca “ağır para” cezasının “adli para” cezasına dönüştürülmesi ve 5083 sayılı Yasanın 2/3. maddesi uyarınca bir Türk Lirası’nın (1 TL) altında kalan tutarlar atılmak suretiyle hükümdeki “91.260.000 TL AĞIR” ibaresi yerine “91.00 TL adli” ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasından "yargılama giderine" ilişkin kısım çıkartılarak yerine “uyarlama yargılamasında yapılan yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına, kesinleşen 28.03.2002 günlü kararda hükmolunan 8.150.000.(8.15.)...
nin miras payının adına zilyetlik şerhi talep etmesi ve Hazine üzerindeki payın doğrudan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilinin mümkün bulunmamas,ı zira belirlenen payın 6292 ... Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanununa (6292 ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile maddi hatanın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleştirilen davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ... tarafından açılan ve birleştirilen dava ise Hazine fazlalığının hisseye dönüştürülerek adına tescili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda Gökçeyazı-Köseağalar Mahallesi çalışma alanında bulunan 263 ada 26 parsel sayılı 944.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olduğundan söz edilerek, hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında... Köyü 103 ada 125, 134, 135 ve 138 parsel sayılı sırasıyla 1233 m2, 1233 m2, 1267 m2 ve 1267 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğinde Ağustos 1935 tarih 1033 numaralı tapu kaydına dayalı olarak davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, tespitte esas alınan kaydın değişir sınırlı olduğu, sınırlarında orman bulunduğu, miktar fazlalığının ormana elatmak suretiyle kazanıldığı iddiasıyla dava açmıştır....
Davacı Hazine, 13.08.2013 tarihli düzeltme işleminin iptali ve fazlalığın adına tescili istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararına istinaden dosyanın gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Hazine, Kadastro Müdürlüğü’nün 13.08.2013 tarihli düzeltme işlemi sonucunda çekişmeli 189 ve 191 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlalığının adına tescili istemiyle kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti 04.11.1975 tarihinde kesinleşmiş olup, Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı 05.09.2013 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır....
ada, ... parsel üzerinde kayıtlı bulunan taşınmazda yer alan bağımsız bölümlerin taraflarınca satın alındığını, aradan geçen süre zarfında taşınmazda hazine fazlalığının bulunduğu belirtilerek kat irtifakı gereğince her bağımsız bölüm için 9.000,00TL satış bedeli belirlenerek davalı idare tarafından tahsil edileceğine ilişkin yazı gönderildiğini, idarenin tek taraflı olarak belirlediği her bağımsız bölüm için tespit edilen 9.000,00TL satış bedeli yönünden inceleme yapılarak itirazlarının kabulüne, hazine fazlalığı olarak belirlenen bedellerin tahsili yolunda muhatapların diğer davalılar olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Bir kısım davalı davanın reddini dilemiş, bir kısım davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, idari yargı yolu görevli olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 715.maddesine göre aksi ispatlanmadıkça yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar,buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18.maddesinin ilk fıkrası uyarınca da, Hazine adına tespit ve tescil edilecek yerler tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerdir. Dolayısıyla, taşınmazın kaydı iptal edilen bölümünün tapu kaydının iptaline karar vermekle yetinilmesi gerekirken Hazine adına onun özel mülküymüş gibi tescili doğru olmamıştır. Davalının diğer temyiz itirazları yerinde değilse de kararın açıklanan nedenle bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, Hazine tarafından kanundan doğan mülkiyet hakkına dayanılarak açılan tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu yer kadastro çalışmaları sırasında yol ve yol boşluğu olarak bırakılmış ise de bu yolun güzergahının değiştirilmesi sebebiyle terk edildiği, kapatılan yol niteliğinde olması sebebiyle kamu malı niteliğinde bulunmadığı dosya içerisindeki kesinleşen yargı kararı ile sabittir. Kadastro Kanununun 18/1. maddesi "...ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur" hükmünü içermekte olup, Hazine tarafından açılan davanın dinlenme olanağı vardır. Belirtilen nedenle mahkemece işin esasına girilerek yapılacak araştırma ve inceleme sonucu oluşacak kanıtlar doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi yerinde olmadığından karar bozulmalıdır....
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının yapıldığı, taşınmazın kadastro harici yer olarak bırakıldığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B-Son maddesi göre "yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir", aynı Kanunun 18/İlk maddesinde "yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olunan yerler hazine adına tesbit olunur" hükmündedir....