Davalılar T3 T4 ve T5 vekili cevap dilekçesinde; T7'ın davacı bankadan kullandığı kredi için hayat sigortası yapılmasının zorunlu olduğu ve şubeden şifahen bilgi alındığında T7'ın hayat sigortasının yapıldığı ve primlerinin ödendiğinin öğrenildiğini, borcun müvekkillerinden değil hayat sigortası kapsamında tahsilinin gerektiğini, kredi sözleşmesi gereği hayat sigortası yaptırılması ve yenilenmesi hususunda T7 tarafından yetki verildiğini, vefatına kadar tüm ödemelerini düzenli yapan kredi alanın ve müvekkillerinin sorumluluğuna gidilmesinin dürüstlük kuralına ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. İstinafa konu karar, İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesinin 17/10/2017 tarihli 2016/1747 Esas, 2017/846 Karar sayılı davanın kısmen kabulüne yönelik kararıdır....
İcra Müdürlüğü’nün 2017/8340 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı ile takibin durduğunu, kanuni avukatlık ücreti, takip sonrası faiz ve dosya masrafları hariç toplam alacak tutarının 17.946,68 TL olduğunu, davalıların aynı zamanda kredi borcunun hayat sigortası ile teminat altına alınmış olduğunu, bu yüzden alacağın talep edileceği yerin sigorta şirketi olduğunu iddia ettiklerini, ancak müvekkili bankanın vefat sonrası Halk Hayat ve Emeklilik A.Ş. ye hayat sigortası nedeniyle tazminat talebinde bulunduğunu, sigorta şirketinin müteveffaya 13/04/2017 tarihinde sigorta yapıldığını, yapılan tespit sonucu müteveffanın sigorta tarihinden önce kalp hastalığının olduğunu ancak müteveffanın bu konuda sigorta şirketine herhangi bir bildirimde bulunmayarak beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu yüzden tazminat ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını belirttiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle...
KARAR Davacı, davalı ile yapılan bireysel kredi sözleşmesi gereğince 48 ay vadeli 23.000 TL kredi verildiğini, kredi kullanımından 3 yıl sonra, Tüketici Hakem Heyetine müracaat ederek ... olduğu 95,00 Tl hayat sigortası bedelini talep ettiği ve talebinin kabul edildiğini ileri sürerek Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin IV-1 maddesinde aynen; "Krediyi kullanan kişi,açılacak kredi sebebiyle Bankanın bildireceği tutar ve riskler için Bankanın dain ve mürtehin olduğu Hayat sigortası yaptırmayı,....Kredi süresi biten sigortaların Bankaca yenilenmesini...." hükmünü içermektedir....
Davalı vekili, bankaların kullandırdıkları krediler nedeniyle hayat sigortası yaptırmasının kanuni bir zorunluluk olmayıp müvekkili bankanın alacaklarını güvence altına almak maksadıyla yapmış oldukları ihtiyari bir uygulama olduğunu, bankacılık faaliyetlerinde uygulama olarak yaşı ilerlemiş kredi lehtarına sigorta yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; genel kredi sözleşmesinin 9. maddesine göre, sigorta yaptırma, yenileme ve primlerini ödeme yükümlülüğünün kredi kullanana ait olup davalı bankanın herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, uzun süreli hayat sigortası başvuru ve sağlık beyanı formunda da sigortalı adayı olarak davacı ...'ın adı ve imzasının bulunduğu, bu sebeple muris ...'a hayat sigortası yapılmamasında davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Ziraat Bankası A.Ş'den 15/11/2013 ve 26/09/2014 tarihlerinde ... ve ... nolu iki adet bireysel kredi kullandığını, kredinin kullanımı sırasında Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş. nezdinde hayat sigortası poliçesi oluşturulduğunu ve kendisinden hayat sigortası primi tahsil edildiğini, sigortalının 16/12/2014 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirket ile akdedilen hayat sigortası gereği gerekli ödemenin yapılması için davalı şirkete başvurulduğunu, talebin müteveffanın ... Sigortaları Genel Şartlarının C.2.2 maddesi gereği beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden bahisle rededildiğini, bu sebeplerle taraflar arasında akdedilen ... Sigortası gereği ödenmesi gereken sigorta bedelinden fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla HMK'nın 109/1. maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00 TL'nin hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur....
Somut olayda, davacıların miras bırakanı ile davalı banka arasında konut kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı sigorta şirketi tarafından da konut kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, murisin poliçe başlangıç tarihinden önce böbrek yetmezliği hastası olduğu ve bu hastalığı beyan etmediği gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen hayat sigortası sözleşmesi kapsamında karşılanmadığı, davacıların menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. Dava, konut kredisinden ve bunun tamamlayıcısı niteliğindeki hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklandığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nm acentesi olan davalı bankanın, davacıların murisinin başvurusunu yaptığı hayat sigortası poliçesi işlemlerinin yerine getirilmesinde kusurlu davrandığı iddia edilerek hayat sigortası teminat limitinin davacı tarafa ödenmesi istemine ilişkindir....
KARAR Davacılar, 17.04.2007 tarihinde ölen mirasbırakanları tarafından davalı bankadan kullanılan 08.07.2005 tarihli tüketici kredisi nedeniyle hayat sigortası yapıldığı ve kredi sözleşmesinde sürenin sona ermesini müteakip devam eden yıllar için de hayat sigortası yapılacağı veya müşteri tarafından hayat sigortası yaptırılacağı hususunun açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, davalılarca yenileme yapılmadığı gibi, mirasbırakana herhangi bir bildirimde de bulunulmaksızın hayat sigortasının yerine ferdi kaza sigortası yaptırıldığını, davalı bankanın hakuka aykırı ve özensiz bu davranışı nedeniyle mağdur edildiklerini ileri sürerek; 10.000,00 TL'nin mirasbırakanın ölümü tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişler, ıslah ile talep miktarını 140.309,48 TL'ye artırmışlardır....
Şubesinden kredi borcundan kaynaklı banka alacağının kalıp kalmadığı yeniden sorulduğu, cevabi yazısında 08/06/2018 tarihi itibariyle halen 22.099,13 TL borcun kaldığının bildirildiği, kredi borcu halen devam ettiği halde, bozma ilamına uyulup karşı taraf için usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde, davacıların Hayat Sigortası poliçesinde belirtilen vefat teminatı tutarından bankaya olan güncel borç miktarı çıkarıldıktan sonra kalan tazminatı talep etme hakkı olduğu gözetilmeden, bankaya olan borç miktarının davacılar lehine hükmedilmesinin doğru olmadığı" belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kredi borcundan kaynaklı banka alacağının sona ermesi nedeniyle davanın kabulüne, 55.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı vekili kararı temyiz etmiştir....