Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde 4 adet senede istinaden ayrı ayrı başlatılan icra takip dosyaları için 3 icra takibi dosyası( tefrik olunan dava dosyasına koni icra takip dosyası hariç) yönünden menfi tespit, 1 icra takip dosyası yönünden de istirdat talebinde bulunmuş ise sonrasında sunmuş olduğu netice-i talep dilekçesinde menfi tespit talebine konu ettiği ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas sayılı takip dosyasından bahsetmemiş ise de; davacının talebinin karşı tarafın muvafakati olmadan daraltamayacağı, bu yönde yapılmış ıslah işleminin de bulunmadığı anlaşılmakla; davacının menfi tespit davasına konu ettiği icra takip dosyaları ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas ve 2014/... Esas sayılı takip dosyaları ile ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas sayılı icra dosyaları olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve yine davacı vekili her ne kadar istirdat istemli davasını 41.500 TL olarak açıklamış, sonrasında ise ayrıca sunduğu beyan dilekçesi ile " ....icra dairesinin 2014/......

    Mahkemece, davacının icra hukuk mahkemesinde açmış olduğu davayı kazandığı ve bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verildiği, davalının bonoların lehdarı olup, senetlerdeki sahteliği bilebilecek durumda olduğu, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin kötü niyetle yapıldığı, istirdat talebinden yargılama sırasında feragat edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 4.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2011/11208 E., 2012/3068 K. sayılı ve 29.02.2012 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı borçlunun icra hakimliğinde açtığı davada dava konusu bonolardaki imzaların borçlu eli ürünü olmadığının kesinlik kazandığı, bu nedenle menfi tespit davasına konu edilen 5 adet bonodan dolayı İİK'nun 72. maddesi gereğince davacı tarafın davalı tarafa...

      Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas- 2019/4067 Karar sayılı ilamı). Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2020/136 Esas - 2022/63 Karar DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) KARAR : NEVŞEHİR 2....

        Mahkemece, benimsenen 22.03.2010 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda icra takip dosyasında takibe konu alacağın davacıdan fazla olarak tahsil edildiğine ilişkin herhangi bir hususun tespit edilemediği, davacının yaptığı ödemelerin dava tarihinden sonra gerçekleştiği, bu ödemelerin istirdat davasına konu edilebileceği, dava tarihi itibariyle, açılan menfi tespit davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 01.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İİK'nin 89/3. maddesinin üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir....

            Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava eksik harç yatırılarak açıldığını ve söz konusu harç eksikliği tamamlatılmadığını, kesin mahkeme ilamına karşı menfi tespit davası açılamayacağı hususu belirtildiğini, söz konusu dava 2 yıldan fazla devam ettiğini, yargılama esnasında mahkemece tedbir kararı verilerek müvekkilin kesinleşmiş mahkeme kararına dayanan alacağını tahsil etmesi engellendiğini ve bu süre zarfında hastane masrafları karşılanmadığını, müvekkilin vefat ettiğini, teminatın davacıya iadesine karar verilerek, kesin mahkeme kararına karşı menfi tespit ve istirdat davası açmak hukuken tek başına kötüniyet sayıldığını, dava konusu takip tarihi itibar ile kanun değişikliği de yürürlükte olmadığı için %40'dan aşağı olmamak üzere lehlerine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozularak lehlerine, dava değeri olan 361.131,47 TL üzerinden vekalet ücreti tayin edilmesine, aynı miktar üzerinden %40'dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına...

            Dosya kapsamı itibariyle dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu ve zilyetliğinin satışla davacıya verildiği anlaşılmıştır. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir. Satış tarihi itibariyle taşınmazın tapusuz olduğu ve davalıya zilyetliğinin satış tarihi itibariyle devrinin yapıldığı tespit edildiğinden tapusuz taşınmazların haricen satışına ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu anlaşıldığından davalı sözleşme gereğince edimini yerine getirmiş olduğu gözetilerek, davalının taşınmazın tapusunu davacı adına tescil ettirme yükümlülüğü bulunmadığı da değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı olarak kısmen kabule ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

              CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; 195.003,75 TL ödemenin cari hesaba mahsuben yapıldığını, davacıların icra takibi sonrasında yaptıkları 15.05.2015 tarihli protokol ile 122.000,00 TL borcu kabul edip anlaştıklarından istirdat talep edemeyeceklerini, takip öncesi menfi tespite konu ödeme dekontlarında senede atıf yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/653 Esas KARAR NO : 2023/66 DAVA : Menfi Tespit - İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/10/2022 KARAR TARİHİ : 31/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) ve İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVACININ TALEBİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... 'un ... Ambulans kurucusu ve sahibi olduğunu diğer davacının da ... 'un oğlu olduğunu, müvekkili ...'un 2005 ile 2017 yılları arasında ... ile ortak ambulans işletmeciliği yaptıklarını ticari faaliyetlerini sürdürdüklerini ortaklıkları bitmeden ... ile ...'dan iki adet ambulans aldıklarını ve bunların borçlarının ödendiğini ve 2017 tarihinde ortaklığın bittiğini, müvekkilinin daha sonra oğlu için ... 'dan ... plakalı aracı satın aldığını ve ambülans bedeli taksitle ödeneceğinden 14.11.2018 tarihinde ......

                  UYAP Entegrasyonu