Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. ------ Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya harici sözleşme ile sattığı aracın satışından taraflarca vazgeçildiği halde aracın iade edilmediğini davalıya araca konulabilecek hacizlere karşı teminat olmak üzere 15.000 TL’lik senet ve vergi borcunu ödemesi için 2.000 TL para verdiğini ileri sürerek, senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, aracın ve 2.0000 TL’nin iadesine, araçta meydana gelen zararlara karşılık şimdilik 500 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş; açtığı karşılık dava ile ödediği 6680 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Menfi tespit davası borcun ödenmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdat davası olup bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması sebebiyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası Yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....

        İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Konusu :Taraflar arasında davacının ------ çek zayi davasında çeki elinde bulunduğunu bildiren davalıya karşı işbu dava ile borçlu olmadığının tespitinin, çek bedeli ödenmiş ise istirdatını talep edip edemeyeceği hususunda ihtilaf olduğu anlaşıldı. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit), ödenen çek bedellerinin tahsili davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 72/1. Maddesindeki " Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." şeklindeki düzenlemedir....

          Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da eğer dava kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası ise, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gereği, hukuki ilişkiye bakılmaksızın kambiyo senedinin borçlusu olan davacının kambiyo senedi alacaklısına borçlu olmadığı hususunu ispat etmesi gerekmektedir. Öte yandan, senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin HMK madde 200'deki düzenleme uyarınca senetle ispatı zorunludur. HMK 201. maddesi gereği, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nın 203. maddesindeki istisna kapsamında kalmadığı sürece HMK 200. maddedeki ispat sınırının altında olsa dahi ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. İddia, savunma, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ......

            GEREKÇE:Dava İİK 72/3 maddesi uyarınca kambiyo senedine dayalı bedelsizlik iddiası ile icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasına ilişkindir.İİK 72/3.maddesi "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak,... göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.Somut olayda icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında; İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında teminatlı veya teminatsız takibin durdurulmasına karar verilemez. Davacılar vekilinin talebi taşınmaz satışının durdurulması istemine ilişkin olup ,satışın durdurulması icra takibinin durdurulması anlamına gelmektedir. Açıklanan nedenlerle; icra takibinin durdurulması yasal engel nedeniyle mümkün olmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

              Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davalarında genel ispat yükü alacaklı konumunda olan davalı tarafta bulunmaktadır. Ancak menfi tespit davasının kambiyo senedinden kaynaklanmış olması durumunda, ispat yükü yer değiştirerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 11/04/2018 tarihli *** karar sayılı içtihadında da açıkça belirtildiği üzere menfi tespit davacısının üzerindedir....

                Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir....

                  Dava, kaçak elektrik tahakkukuna dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.İstinaf gelen uyuşmazlık menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı, davacının kaçak kullanım yapıp yapmadığı, zabıt tarihi itibariyle uygulanan yönetmeliğin hatalı olup olmadığı ve yapılan hesaplamalara ilişkindir.Arabuluculuk dava şartı önünden; Menfi tespit davası 6100 sayılı HMK’nın 106. Maddesinde hüküm altına alınmış olup bunun yanında İİK 72. maddesinde icra hukuku açısından özel bir menfi tespit davası türüne yer verilmiştir. HMK 106....

                    Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı sonucu verilen senede dayalı takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu