Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir anlatımla borcun ödenmesi üzerine menfi tespit davası kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşür. Ancak, mahkemece belirtilen yasa kuralı gözetilmeden menfi tespite karar verilip istirdat yönünde bir hüküm kurulmaması ve menfi tespit davasının da davacı lehine sonuçlanıp, kesinleşmesi halinde ayrı bir istirdat davası açılması mümkün olup, daha önce verilip kesinleşen menfi tespit ilamı, istirdat davasında kesin delil (HUMK.nun 295/1 md.) teşkil eder.Bu durumda istirdat davası, borcunda tamamen ödenmesinden itibaren bir yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılmış olsa bile (İİK.md.72/7’ye göre) süre aşımından dolayı reddedilmez; çünkü, bu istirdat davası ayrı görülse bile daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6.maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir....

    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunsa da davalının davacının iddiaları karşısında hiç bir belge sunamadığı, davacının senedin zorla alındığına dair savcılığa şikayetlerde bulunduğu, davalının soruşturma dosyalarında senedin varlığından bahsetmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının kötü niyetli takip başlattığı gerekçesiyle de davacı lehine %20 oranında tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, imzası inkar edilmeyen kambiyo senedine karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı, senedin zorla alındığı iddiasında bulunmuş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Mahkemece ispat külfetinin davalıya yüklenerek yorum yoluyla davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Dağıtım A.Ş olduğu, menfi tespit veya istirdat davalarının icra takibinin borçlusu tarafından icra takibinin alacaklısına karşı açılabileceği, bu durumda davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava; keşideci tarafından çek lehdarı aleyhine açılmış menfi tespit davasıdır. Her ne kadar yargılama sırasında dava dışı yetkili hamil tarafından davacı aleyhine icra takibine girişilmiş ve takip konusu borcun ödendiği iddia edilerek davanın istirdata dönüştüğü ileri sürülmüş ise de somut olayda davalı tarafından girişilmiş bir icra takibi bulunmadığından bu davanın istirdat davasına dönüşmesi sözkonusu olamaz. Ancak keşideci olan davacı çekin lehdarı olan davalıya karşı İİK.nun 72.maddesine dayanarak menfi tespit davası açabileceğinden işin esasına girişilerek deliller toplanıp hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir....

        Uyuşmazlık konusu 1322 parsel sayılı taşınmaz 5.7.1989 tarihinde, 1675 parsel sayılı taşınmaz 10.07.1989 tarihinde, 740 parsel sayılı taşınmaz ise 23.06.1989 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı ise, bu parsellerdeki davalı paylarını 21.06.1990 tarihli harici senet ile satın aldığını ileri sürmektedir. TMK.nun 706, Tapu Kanununun 26, BK.nun 213 (6098 sayılı BK.nun 237.) maddelerine göre tapulu taşınmazların satışına ilişkin senetlerin Tapu Sicil Müdürlüğünde resmi şekilde düzenlenmesi gerekir. Davacının dayanağı olan senet resmi şekle uygun olarak düzenlenmediğinden geçersiz olup davacının adı geçen parseller yönünden bu senede dayalı olarak hak iddia etmesi olanaklı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 925 ve 926 parsel sayılı taşınmazlar 23.08.1984 tarihinde tespit edilmiş, kadastro tespiti ise 10.04.1991 tarihinde kesinleşmiş olduğundan davacının dayanağı olan 21.06.1990 tarihli senet, tespit tarihinden sonra ki, ancak, kesinleşme tarihinden önceki döneme ilişkindir....

          Davalı vekili, yapılan kontrolde davacının sayaç harici hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacının harici hat çekerek kaçak elektrik kullandığı, kaçak enerji bedelinin 28.243.03 YTL olması gerekirken davalı kurumca fazladan 5.558.67 YTL tahsilat yapıldığı, fazladan yapılan bu tahsilatın iadesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 5.558.67 YTL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalılar vekili ile davalı-karşı davacılardan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              SAVUNMA: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan iş bu davanın haksız olduğunu her iki müvekkili açısından da davanın reddi gerektiğini, Müvekkilleri T3 ve T4'un, davacı T1 ve dava dışı Hüseyin KOÇ Samsun ili Vezirköprü ilçesi Samukalan mahallesi 114 ada 66 parselde bulunan taşınmazı müşterek malik olacak şekilde edindiklerini, müvekkillerinin, davacı tarafın dava dilekçesi ile iddia ettiği gibi kendilerine ait 3/20'şerlik hisselerini harici bir anlaşma ile davacı T1'a devretmediklerini, davacı tarafın bu konuda dava dilekçesinde de belirttiği gibi yazılı bir delili bulunmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706'ncı maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237'nci maddesi, taşınmaz satışı ve taşınmaz satış vaadi konusunda resmi şekil şartını öngördüğünü, dolayısıyla taşınmaz satışı, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26'ncı maddesi gereği tapu müdürlüğünde tapu muhafızları yahut memurları tarafından yapılmadıkça ve taşınmaz satış vaadi, 1512 sayılı Noterlik...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/404 Esas KARAR NO : 2021/601 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/08/2020 KARAR TARİHİ : 14/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında taşınmaz alım-satım ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkilinin, davalı ...’den İzmir ili ... ilçesinde bulunan, tapuda ......

                Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir. Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı)....

                Davalı vekili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/21361 sayılı soruşturma dosyasında dava dışı ... ile müvekkil hakkında delil yetersizliğinden dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının senede karşı senetle ispat yükümlülüğü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu