Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine 4.000 YTL bedelli senede dayalı olarak takibe geçtiğini oysaki senet altındaki imzanın müvekkilinin eli mahsulü olmadığını bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davaya daha sonra istirdat davası olarak devam edilmiştir. Davalı vekili, dava konusu senetteki imzanın davacının eli mahsulü olmadığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.Menfi tespit davası, İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır....

      Ne var ki, 10.07.1940 tarih, 2/77 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere “haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz.” (6098 s.TBK m 97, mülga 818 s. BK m. 81). 10.04.1940 tarih, 2/77 sayılı YİBK uyarınca taşınmazı haricen satan, satıştan kaynaklanan aldığı parayı iade etmedikçe verdiğini geri isteyemeyeceği, harici satış senedinde gösterilen satış bedeli ile varsa zorunlu ve yararlı giderler üzerinden hapis hakkı tanınarak el atmanın önlenmesine karar verileceği kural olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme (haksız iktisap) veya mülkiyet (TMK 683.md)) davasıyla geri isteyebilirler....

      KARAR Davacı, 3. kişinin davalı bankadan kullandığı konut kredisine kefil olduğunu, usulsüz şekilde asıl borçlu ile birlikte hakkında icra takibi başlatılması üzerine, asıl borçlu yönünden takip semeresiz kalmadıkça kefile başvurulamayacağı itirazı ile açtığı menfi tespit davasının lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, ancak bu süreçte söz konusu takipte maaşından 27.201,50 TL nin haksız şekilde kesilmeye devam edildiğini ileri sürerek bu meblağın ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile istirdadını istemiştir. Davalı, menfi tespit davası kesinleştikten sonra asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, taşınmazın satışının gerçekleşmesine rağmen bakiye alacaklarının kalması üzerine kefil hakkında yeniden takibe giriştiklerini, ilk takipte kesilen paranın usulüne uygun başlatılan ikinci takip yönünden takas ve mahsubunu sağladıklarını, istirdat talebinin bu nedenle yersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233) Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, müvekkilinin davalının işvereni olan dava dışı ... ile müvekkiline ait taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını, adı geçenin satış bedeline mahsuben müvekkiline 28.000 TL ödeme yaptığını, ...’nın isteği üzerine bu ödeme karşılığında makbuz verilmek gayesiyle dava konusu senedin adı geçene verildiğini, daha sonraki zamanlarda bu kişinin bir miktar daha ödeme yaptığını, tapuda devrin gerçekleştirildiğini, ancak senedin müvekkiline iade edilmediğini, ...’nın şahsi def’ilerden kurtulmak amacıyla dava konusu senedi yanında SSK’lı olarak çalıştırdığı davalıya ciro ettiğini,...

            "İçtihat Metni" Mahkemesi : Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava menfi tesbit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkili aleyhine 2.000,-YTL tutarlı senede aylık %8 reeskont faizi uygulanmak ve 3.000,-YTL geçmiş gün faizi hesaplanmak suretiyle icra takibine girişildiğini, keşide ve vade tarihleri itibariyle avans faizinin % 48 olduğunu ve faiz talebinin fahiş oranda bulunduğunu ileri sürerek oranın yıllık % 48 yasal faiz oranı üzerinden hesaplanarak, varsa fazla ödemenin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ö.. D.. takip ve dava konusu alacağını diğer davalı A.. G..’e temlik ettiğini ve dosyada davalı sıfatının kalmadığını bildirmiş; davalı A.....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı tarafından 01.02.2006 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 6.742,49 TL kaçak elektrik bedelinin haksız olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine, alacağın % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davaya istirdat davası devam edilmesini talep etmiştir. Davalı; davacının abonesiz kaçak elektrik kullandığının tutanak ile tespit edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı... isimli şahıs arasında yapılan adi yazılı sözleşme ile dava dışı ...'nun maliki bulunduğu tapusuz taşınmaz ve bu taşınmaz üzerinde bulunan meskenin 35.000.00 TL bedelle satın alındığını ve karşılığında müvekkili tarafından 30/07/2007 tarihli,35.000.00 TL bedelli bononun tanzim edilerek dava dışı şahsa verildiğini,davalı ...'ın eşi ... tarafından dava dışı ...'in hile ile kandırılarak dava konusu senedin ele geçirildiğini ve ... İcra Müdürlüğünün 2007/2265 sayılı dosyası ile davacı ve dava dışı ... aleyhine icra takibi yapıldığını, dava dışı ... tarafından davalı ...'...

                  Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....

                    UYAP Entegrasyonu