WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, ödemenin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, resmi biçimde düzenlenen senede karşı iddianın aynı şekilde kanıtlanması gerektiğini, açılan davanın reddini ve tazminat ödetilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ipoteğin fekkine ilişkin davanın yetki yönünden reddine, menfi tespit isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Davadaki ipoteğin terkini isteminin nedeni budur....

    Davalı vekili, 195.003,75 TL ödemenin cari hesaba mahsuben yapıldığını, davacıların icra takibi sonrasında yaptıkları 15.05.2015 tarihli protokol ile 122.000.- TL borcu kabul edip anlaştıklarından istirdat talep edemeyeceklerini, takip öncesi menfi tespite konu ödeme dekontlarında senede atıf yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Maddesine göre menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkemelerin davalının ikametgahı veya takibin yapıldığı yer mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin adresinin "... Mah. ... Sok. No: ... Ataşehir İstanbul" olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu beyanla; davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibinden sonra açılan İİK'nun 72.maddesine göre menfi tespit davasıdır. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemeler genel yetki kuralına göre belirlenecektir. 6100 sayılı HMK'nin 6.maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yada İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğu belirtilmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/335 KARAR NO : 2023/391 DAVA : Menfi Tespit -istirdat DAVA TARİHİ : 30/12/2021 KARAR TARİHİ : 10/05/2023 Mahkememizin ------ Esas sayılı dosyasında davacı ... yönünden tefrik kararı verilmesi üzerine Mahkememizde görülmekte bulunan menfi tespit-istirdat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar dava dilekçesinde özetle dava konusu 30/06/2009 vade tarihli, 01/07/2008 tanzım tarihli olan ve davalı ... tarafından----- İcra Müdürlüğünün -----Esas sayılı icra dosyası ile icraya verilen senede ilişkin olarak davalılara borçlu olmadığının tespitine ve ---- İcra Müdürlüğünün ----- esas sayılı icra dosyasına konu senedin ve icra takibinin iptaline, hukuka aykırı olarak altında tahsil edilen Türk Lirasının ticari faizi ile davalıdan istirdadına, davalılar haksız yere icraya vererek kendilerini zarara soktuğu için faizli toplam alacak olan Türk lirası üzerinden davalı alacaklıların %40 tazminata mahkum edilmesine, icra...

          DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 24.05.2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 24.05.2021 Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.01.2021 gün ve 2019/1229 Esas 2021/66 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü. Dava, davalı tarafça davacı hakkında başlatılan icra takibine konu bononun taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında taşınmazın geri kalan bedelinin ödenmesi amacıyla verilip, senet bedelinin taşınmaz satışı ile birlikte ödendiği ileri sürülerek açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

            Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.Menfi tespit davası, İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır....

              Eldeki dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olmakla İİK'nın 72/VI maddesi uyarınca davada tedbir kararı alınmamış ve borcun bir kısmı da ödenmiş olmakla, ödenen kısım açısından davaya istirdat davası olarak devam edilmesi, ödenmeyen kısım açısından ise, menfi tespit hükmü kurulması gerekirken belirtilen bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcnın temyiz eden davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalının dava dışı------ alacağına karşılık usul ve yasaya uygun şekilde aldığı davacı tarafından menfi tespit davacı açıldığını, davanın takipten 1,5 yıl sonra satıştan hemen önce ve satışı durdurmak maksatlı açılmış kötüniyetli bir dava olduğunu, dilekçede zikderilen hususuların 125.000,00 TL'nin ödendiği konusunda olduğunu zaten kendilerinin de kalan 175.000,00 TL'lik borç için takip başlattıklarını, senede karşı senet ispat kuralı hilafından iddiaların tamamanı ve senet dışında herhangi bir ispat vasıtasınıda kabul etmediklerini ve davanın reddi ile %20 oranınnda kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; DAVALI mahkeme huzurunda ''Ben ---- --- tanırım. Aynı ilçede oturuyoruz. Memleketlim olması dolayısıyla tanırım. Kendisi ile yakın bir ilişkim yoktur....

                  Mahkemece, menfi tespit davası süresince icra dosyasına kesinti yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise, kesinti miktarı yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. 3-Öte yandan, alacağın likit olması şartıyla, menfi tesbit davası sonunda davacının borçlu olmadığının tesbiti halinde, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu durumlarda taleb üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Dava konusu borç senede dayalı olup alacak likittir. Takip de işverence haksız olarak yapılmıştır. Hal böyle olunca davacı lehine 2004 sayılı Kanun'un 72. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bu talebin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                    Mahkemece, menfi tespit davası süresince icra dosyasına kesinti yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış ise, kesinti miktarı yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır. 3-Öte yandan, alacağın likit olması şartıyla, menfi tesbit davası sonunda davacının borçlu olmadığının tesbiti halinde, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu durumlarda taleb üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Dava konusu borç senede dayalı olup alacak likittir. Takip de işverence haksız olarak yapılmıştır. Hal böyle olunca davacı lehine 2004 sayılı Kanun'un 72. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bu talebin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu