Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklandığı üzere ilamlı icra takibine dayanak ilam menfi tespit- istirdata ilişkin olduğundan uyuşmazlığın çözümünde İİK'nın 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit ve istirdat davalarının açıklanması gerekmektedir. 17. Kendisine karşı ilâmsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 18....

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı.... vekili ve davalı .... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı .. 'ın müvekkili aleyhine senede dayalı icra takibi yaptığını ve daha sonra alacağı diğer davalıya temlik ettiğini, takibe konu senedin ödenerek ibraname alındığını belirterek bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., taşınmaz satışı için davacıya para verdiğini, satışın gerçekleşmemesi nedeniyle senedin alındığını, davacının bahsettiği ödeme belgesinin dava konusu senetle ilgili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Hukuk Dairesinin 17/04/2019 tarih 2018/3234 E. 2019/1828 K. sayılı kararı) Somut olayda dava menfi tespit davası olarak açılmışsa da takip dosyasında 27/05/2014 tarihli taşınmaz satışı neticesinde davalı alacaklı alacağına mahsuben taşınmazı temlik almış ve dava istirdat davasına dönüşmüş ancak davacı bu aşamadan sonra ayrıca faiz talebinde bulunmamıştır. Bu kapsamda davacı tarafın faize ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. 3- Tarafların takip konusu alacağın % 20’si oranında tazminat talebine ilişkin olarak yapılan istinaf incelemesi neticesinde; a-Davalı tarafın tazminat talebine ilişkin yapılan inceleme neticesinde; Bilindiği üzere İcra ve İflas Kanunu'nun 72/4. maddesi hükmü uyarınca, menfi tespit davasında alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bu karar infaz edilmiş ve o nedenle alacaklının alacağına kavuşması gecikmiş olmalıdır....

      Davacı tarafından satın alınmasına karar verilen taşınmazın satışı için davalının aracılık ettiği, 20.000,00- TL'nin ise satıcının hesabına gönderildiği , davalının hukuki işlemi başkası adına yaptığının sözleşme içeriğinde de karşı tarafa açıkça bildirildiği , ilgili için işlem yapıldığının alıcı tarafça bilindiği , parayı tahsil edenin de taşınmaz maliki olduğu açık olduğundan , başkası adına işlem yapan davalıya geçersiz sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi ve menfi tespit istemi yönünden husumet düşmediğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle senede dayalı takiple tahsilde tekerrür olmama ... ileri sürülmesine göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, teminat senedi olduğu iddia edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu bononun teminat için verilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir....

          Davalı vekili, istirdat davasına konu paranın ödendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gibi, menfi tespit davası sırasında ödeme nedeniyle dava kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü halde bu yönde karar verilmemesi sonucu bahsedilen menfi tespit davasına konu hükmün davacı yönünden kesin hüküm oluşturduğu, satıma konu aracın 49.100,00 TL'ye satılarak neticeten müvekkiline 43.436,79 TL ödeme yapılmış olup, araç kıymet takdiri bedeline itiraz etmeyen davacının aracın düşük bedelle satıldığı iddialarının da dinlenemeyeceğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur....

            Bilindiği üzere gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'(İİK)nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....

              Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....

                Yargılama aşamasında davacı tarafından sunulan ---- tarihli beyan dilekçesi ile davanın istirdat davasına dönüştüğü görülmüştür. ------gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ---------- İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran--------- taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer....

                  UYAP Entegrasyonu