Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.03.2011 gün ve 635-111 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 11.12.2013 gün ve 148-501 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının taşınmazı dava tarihi itibariyle kullandığı ve zilyetliğinin devam ede geldiği anlaşıldığına göre davacının iyileştirme bedeline ve bu bedelin faizine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. 4-) Somut olayda, harici satım sözleşmesine konu taşınmaların halen davacının zilyetliğinde bulunduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda 10/07/1940 günlü ve 2/7 sayılı İBK uyarınca; BK 81 (TBK 97) maddesinin uygulama yeri bulacaktır. 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz isteyemez. Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre, her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler....

        Davalı T2 vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, öncelikle davacı ile müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket arasında veya müvekkili arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, davacının davasına delil olarak göstermiş olduğu sözleşmelerin dava dışı Hasan Soyer mirasçıları ile diğer davalı inşaat şirketi arasında imzalanmış, İzmir ili , Bornova İlçesi, Altındağ Mevkii 7168 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde yapılacak arsa payı karşılığı inşaat ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olduğunu, davacının bu sözleşmelerin tarafı olmadığını, sözleşmede taraf olarak imzasının bulunmadığını, dolayısıyla iş bu sözleşmeden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin kendisini bağlamadığı gibi bu sözleşmeden kaynaklı olarakta kendisinin hak iddia edemeyeceğini, davacının sadece hasbelkader söz konusu projeden arsa sahiplerine düşen dairelerden taşınmaz satın alan 3. kişi konumunda olduğunu, davalı şirketle bir sözleşme ilişkisi içinde...

        Toplam 212.400.00 TL sözleşme harici masraf yapılmış ve bu yapılan masrafların karşılığı alınmamıştır. Davacı yüklenici ile davalı taraf arasında imza edilen 19/11/2018 tarihli “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi”nde düzenlenmeyen ve karşı tarafın talepleri doğrultusunda sözleşme harici yapılmış olup bedeli ödenmeyen işler için tarafımızca tespit başvurusu yapılmış; bu kapsamda 2021/129 D.İ.Ş dosya numarası ile tespit talebimize konu taşınmaz üzerinde gerekli incelemeler yapılmış ve taşınmaz sahibi karşı tarafın sözleşme dışı yaptırmış olduğu işler tespit edilmiştir. Tarafımızca dosyaya tüm belgeler ibraz edilmiştir. Yerel Mahkeme tarafından dava konusu talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebimizin reddine karar verilmiştir. 2- İhtiyati haciz geçici bir hukuki koruma tedbiridir....

        MAHKEMECE : Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; birleşen mahkememizin 2022/219 esas sayılı dosyasında harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkemece dava konusu senedin tedbiren dava sonuna kadar icra işlemlerine konu edilmemesine karar verdiği, ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan şey ya da hak, aynı zamanda ihtiyati tedbirin konusunu oluşturacağı, dosyaya davacı tarafça sunulan, harici taşınmaz satış sözleşmesine ilişkin protokol ve ek protokol imzalandığı, harici satış sözleşmesinde belirtilen taşınmazın satışının yapılmadığı, davacı tarafın davaya konu senedi iş bu satış sözleşmesine istinaden verdiğini bildirdiği, davalı tarafın senedin veriliş sebebinin harici taşınmaz satışı olduğunu beyan ettiği, davalı tarafa teslim edilen senedin ciro edilmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ve ihtiyati tedbir verilmemesi...

          Hukuk Dairesi K A R A R Dava, taraflar arasında haricen imzalanan konut satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olup, istinaf mahkemesince, davalının müteahhit olmadığı ve taraflar arasında yapılan taşınmaz satışının resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu kabul edilerek buna göre uygulama yapılmıştır. Dava geçersiz sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Şti yönünden esastan, ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının tazminat talebinin; davalılar ..., ... ve ... ... yönünden kısmen kabulü ile 254.203,18 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile, harici satış sözleşmesi ile davalılardan bir taşınmaz satın aldığını, satış bedelini ödediği halde tapudaki yüksek miktarlı takyidatlar ve sözleşme tarihi öncesi taşınmazın davalılardan Haluk Atakan adına tescil edilmesi nedeniyle tapu devrinin gerçekleştirilemediğini ile sürerek öncelikle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile ödemiş olduğu satış bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı ... İnşaat Emlak Turizm Yatçılık İmalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin iflas sürecine girdiği, iflas erteleme talebinin ... 1....

              Davacı, verilen paranın iade edilmediğini, o yüzden sözleşmeden kaynaklanan hakkına dayanarak taşınmaz mülkiyetinin kendisine verilmesi için eldeki davayı açtığını ileri sürmüştür. Türk Medeni Kanununun 873/2 maddesi hükmünce borcun ödenmemesi halinde rehinli taşınmaz mülkiyetinin alacaklıya geçeceğini ilişkin sözleşme geçersizdir. Somut olayda, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gerçek satış amacı ile değil, teminat amacı ile yapıldığı, davacının da bu sözleşmeye dayanarak mülkiyet nakli istediği anlaşıldığından davanın reddedilmiş olmasında yasaya aykırılık yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Dosya kapsamı itibariyle dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu ve zilyetliğinin satışla davacıya verildiği anlaşılmıştır. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir. Satış tarihi itibariyle taşınmazın tapusuz olduğu ve davalıya zilyetliğinin satış tarihi itibariyle devrinin yapıldığı tespit edildiğinden tapusuz taşınmazların haricen satışına ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu anlaşıldığından davalı sözleşme gereğince edimini yerine getirmiş olduğu gözetilerek, davalının taşınmazın tapusunu davacı adına tescil ettirme yükümlülüğü bulunmadığı da değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı olarak kısmen kabule ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                  UYAP Entegrasyonu