Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacı ile davalılardan .... arasında araç satımına ilişkin 20/06/2011 tarihli harici sözleşme yapıldığı, dosya kapsamı ve davalı ....in satış işlemlerinde taraf olduğu birlikte değerlendirildiğinde iyi niyetli olmadığının kabulü gerektiği, davacının kişisel def'ilerden olan bedelsizlik iddiasını takip alacaklısına karşı da ileri sürebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının .... İcra Müdürlüğü'nün .... sayılı dosyasında takip konusu bono ve takip nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, takip sırasında davacı tarafından ödenen 19.300,00 TL'nin istirdadına, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı .... vekilince temyiz edilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; davalılardan ... tarafından davacıya tapuda yapılan resmi satış işlemi ile satılan ve sonrasında açılan dava ile tapusu iptal edilen taşınmaz nedeniyle ödenilen satış bedelinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin temyiz inceleme görevi (1. Madde); ''Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar'' olarak düzenlenmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlığı doğuran hukuki ilişki; geçerli taşınmaz satım sözleşmesi uyarınca ödenilen satış bedelinin zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir....

      İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; sözleşmenin devri başlıklı TBK'nın 205. maddesinde, "Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır." şeklinde düzenlenmiş olup, somut olayda davacının davalılar ile 28.11.2014 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesini akdettikten sonra Kadıköy ... Noterliğinin 04.12.2018 tarihli sözleşme ile, sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ve haklarını dava dışı ...'...

        Mahkemece; davacının tapu iptali ve tescil isteminin yerinde olmadığı, taşınmazın satış tarihi itibariyle ödenmiş olan bedelinin dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin 147.573,68 TL olduğu, satış değerinin dönemin rayicine göre pek fahiş olduğu, dava tarihi itibariyle davacının maliki olduğunu iddia ettiği 500 metrekarelik alan karşılığının 20.000,00 TL olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının kaçak ve ruhsatsız inşa edilmesi sebebiyle davacının bina bedeli talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, satışa konu hissenin bilirkişi raporu ile tespit edilen 20.000,00 TL'sinin taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL'sinin davalılardan miras hisseleri oranında tahsiline, taşınmaz üzerindeki yapının kaçak olması sebebi ile muhtesat bedeline ilişkin talebin ve tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir....

          TMK 994. maddesi sebepsiz zenginleşmeyi önleyen özel bir düzenleme olup, her iki davada da TMK 994-995 maddelerinin uygulanması gerekir Dairemizin yıllardır kararlılık kazanan uygulamasına göre; 10.04.1940 tarih, 2/77 sayılı İBK uyarınca; taşınmazı haricen satan, satıştan kaynaklanan aldığı parayı iade etmedikçe verdiğini geri isteyemeyeceği, harici satış senedinde gösterilen satış bedeli ile varsa zorunlu ve yararlı giderler üzerinden hapis hakkı tanınarak elatmanın önlenmesine karar verileceği kural olarak kabul edilmektedir . Ancak, hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle TMK 2/2 maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı sonrada haksız iktisab ilke ve esasları dikkate alınmalıdır. TMK 2/2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralı, hakime özel ve istisnai hallerde ( adalete uygun ) hüküm verme olanağı sağlamaktadır....

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Taraflar arasında düzenlenen harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan; sözleşme hilafına geç teslim edildiği iddia edilen taşınmazın teslimde gecikmeden doğan 7 ay 23 günlü kiraya dayalı gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davacılardan Savaş yönünden, husumet nedeni ile davanın reddine, davacı Meliha yönünden davanın kısmen kabul, kısmen reddine kararı verilmiş, kararı davalı şirket istinaf kanun yoluna getirmiştir. 6098 sayılı TBK 118/1 maddesinde " gecikme tazminatı" başlığı altında düzenleme yapılmıştır. Buna göre; temerrüde düşen borçlu temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. 6098 sayılı TBK nın 179- 182.maddeleri arasında; alacaklının hakları başlığı altında' cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi' hususu düzenlenmiştir....

            Somut olayda taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından davalıya 200.000,00 TL ödendiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı ve davalının harici satım sözleşmesiyle kendisine ödenen bedeli 14.06.2011 tarihinde davacıya iade ettiği, davacının 27.06.2011 tarihinde ihtar çekerek harici satım sözleşmesinin yapıldığı 31.10.2007 tarihinden paranın iade tarihine kadar geçen sürede taşınmazın değerinin arttığı, müvekkilinin maddi kayba uğradığını beyanla davalıdan bu suretle oluşan zararının tazminini talep ettiği anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (TMK.nun 706, BK.nun 213, Tapu K.nun 26 ve Noterlik K.nun 60. maddeleri). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler....

              Ayrıca, taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.), rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım olarak kabul edilemez. Kişinin bu kullanımı haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile de sorumlu tutulamaz....

              İyiniyetli zilyet, elatmanın önlenmesi (geri verme) davası sırasında def’i (savunma) yoluyla zorunlu ve yararlı giderler ile harici satış bedelinin ödenmesini isteyebileceği gibi, taşınmazın geri verilmesinden sonra; taşınmazı geri verirken açıkça veya örtülü olarak vazgeçmemiş (feragat etmemiş) olduğu hallerde, faydalı ve zorunlu giderler ile satış bedelini sonradan ve ayrı bir dava ile istemesine engel yoktur. Harici satın alma, satın alan davalı bakımından satış bedeli üzerinden kişisel hak sağlar ve Türk Medeni Kanunu'nun 994/1. maddesi uyarınca iyiniyetli zilyet yapılanması nedeniyle faydalı ve zorunlu giderlerini isteyebileceği gibi anılan bu giderler ile satış bedeli üzerinden alıkoyma hakkı tanınmasını da defi ( savunma ) yoluyla isteyebilir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/06/2022 NUMARASI : 2021/351 ESAS - 2022/214 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Harici Taşınmaz Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Ulusoy Gayrimenkul aracılığıyla bir ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, davalı adına Çorum Merkez Ulukavak Mah. 3233 Ada 9 Parselde kayıtlı bulunan C Blok 3....

              UYAP Entegrasyonu