Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf, parası geri verilinceye kadar yararlandığı ürünleri ödemek ve ecrimisil vermekle yükümlü değildir.” Şu halde Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre geçersiz sözleşmelerde, akdin geçersizliği sebebiyle her iki taraf verdiğini geri alabilir. Somut olayda; taraflar arasında harici satış sözleşmesine dayalı ödemeler yapıldığına dayanılarak tapu iptali ve tescil ve 2. kademede tazminat istemi ile dava açılmıştır. Harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarihte taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

KARAR Davacı, davalı ile aralarında daire satımına yönelik harici sözleşme düzenlendİğini 26,000 YTL ödediğini, davalınında ödenen parayı belirtmek üzere 26.000 YTL tutarında bono imzalıyarak kendisine verdiğini tapu kaydı verildiğinde bononun iade edileceğinin kararlaştırıldığını daha sonra davalının kendisine 5.000 YTL iade ettiğini dairenin verilmediği, ödediği bedelinde iade edilmediğini alacağın tahsili için yaptığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, borcunu ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

    Mahkemece, harici satışa değer tanınamayacağından bahisle tapu iptali ve tescil davası reddedilmiş, ikinci kademedeki ödemeler tutarı olan 24.700 TL ile faydalı masraflar bedeli olan 20.235,93 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davalı, hem arsa sahibi hem de yüklenici sıfatını taşımaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil davası olup, çekişmeli taşınmazın sınırında orman bulunduğu anlaşıldığı, orman araştırması gerekir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2014/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca dosya inceleme yeri 20. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, temyize konu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazların, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla zilyetleri yararına tapuya tescil edilebilmesi için, taşınmazın imar-ihyasının tamamlanmasından sonra, taşınmaz üzerinde 20 yıl aralıksız, çekişmesiz ve ekonomik amaca uygun zilyetliğin sürdürülmesi gerekir. Bu nedenle, tescil davalarında, tescili istenen taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin ve bu tarihten itibaren taşınmazın ekonomik amacına uygun 20 yıllık zilyetlik süresinin belirlenmesi önem arzetmektedir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir. 6.2....

            Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kadastro harici bırakılan taşınmaz olmadığı ve kısmen de imar planı içerisinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın niteliği konusunda varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine, Kadastro Müdürlüğünce dosyaya gönderilen yazı cevabına göre, çekişmeli taşınmazın, kadastro tespiti sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek, 20.02.1981 tarihinde tapulama harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Yine dosya arasındaki bilgi ve belgelerden taşınmazın bir bölümünün 16.02.1988 tarihinde imar planı kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu duruma göre davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğu kuşkusuzdur....

              'a ait .... plakalı aracı satmayı teklif ettiği, aracın satımına ilişkin olarak .... isimli şahıstan aldığı vekaletnameyi gösterdiği, bunun üzerine katılanın 23/09/2009 tarihli protokol ile suça konu aracı 15.000 TL karşılığında haricen satın alarak parasını sanığa ödediği, ancak sanığın aracın devrini gerçekleştirmediği gibi aldığı parayı da iade etmediği, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, harici satış sözleşmesi, vekaletname, uzlaşma sağlanamadığına dair belgeler ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkemece verilen mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir....

                Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; öncelikle, çekişmeli taşınmazın tespit harici bırakılma tarihi ve nedeni ... müdürlüğünden sorulup öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden geriye doğru yukarıda belirtilen şekilde üç farklı tarihe ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, taraflara zilyetlik tanığı gösterme imkanı tanınmalıdır....

                  Kadastro Müdürlüğü’nün dosya arasında mevcut cevabi yazısında, çekişmeli taşınmazın İsaağa Mahallesi 1 nolu afet kadastrosu paftasında kaldığı ancak afet kadastro çalışmaları sırasında boş bırakıldığı ve taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği belirtilmiştir. Çekişmeli taşınmaz, sonradan yapılan tesis kadastrosu çalışmaları sırasında da afet kadastrosu paftasında kaldığından bahisle tescil harici bırakılmıştır. Dolayısıyla, çekişmeli taşınmaz, hem tesis kadastrosu, hem de afet kadastrosu sırasında tescil harici bırakılan alanda kalmaktadır. Mahkemenin çekişmeli taşınmazın afet kadastrosu kapsamında kalması nedeniyle tescil davası açılamayacağı şeklindeki gerekçesi bu açıdan yerinde değildir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar-ihya hukuki nedenlerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu