WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olayda, davacının taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesindeki düzenlemeye dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi yapmasında kötüniyetli olduğunun kabulü doğru değildir. Mahkemece davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gözardı edilerek davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usül ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    Bu nedenle harici satışlara mülkiyetin devri anlamında hukuksal bir değer verilemez, ancak 10.7.1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşınmaz harici satışa konu olmuşsa haricen satın alan ödediği bedeli geri alıncaya kadar ürün bedeli ve ecrimisil ödemekle yükümlü değildir. Somut olayda, davalı ... harici satın almaya dayalı dava konusu taşınmazları kullanmakta olup kötüniyetli olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla davacı taraf harici satış bedelini iade edinceye kadar davalı ecrimisilden sorumlu tutulamaz. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava kadastro sırasında tescil harici bırakılıp dava tarihinden önce idari yoldan tapuya kaydedilen taşınmazın tapu oluşmadan önceki zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz ve çevresi yörede 1960 yılında yapılan tapulama sırasında nedeni belirtilmeden tapulama harici bırakılmış, tescili istenen taşınmaz 2008 yılında idari yoldan 1553 parsel sayısı ve 480284,58 m2 yüzölçümü ile ... adına tescil edilmiş, imar uygulamasında 1050 ada 2 ve 3 parseller olarak ifraz edilmiş, arsa olarak ayrılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; dava zilyetlik nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır, az yukarıda açıklandığı üzere dava konusu taşınmaz tesis kadastrosunda / tapulama çalışmasında tescil harici bırakılmış, dava tarihinden önce idari yoldan tapuya tescil edilmiştir....

        Mahkemece bozma ilamı sonucunda yapılan yargılama neticesinde ise,’’taraflar arasındaki çekişmeye ilişkin sözleşme ve bu kapsamda yapılan imza incelemesine dair bilirkişi incelemeleri karşısında 02/06/2008 tarihli anlaşma resmi şekilde yapılması gereken taşınmaz satışına dair ön anlaşma olduğu ve buna dayalı olarak ödeme de yapılmakla taşınmaz devri olmadığından verilenin (bedelin)iadesi ilkesi karşısında davalının elinden çıktığı kesinleşen sözleşmeye dayalı olarak davacı alacağının varlığı ve tahsili iddiasının yerinde bulunduğu,takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımlarının toplanan delillerin aksini ortaya koyma imkanı bulunmadığı ‘’ gerekçesiyle mahkemenin önceki kararında direnilmesine karar verilmiştir. 02.....2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı ......

          Bilindiği üzere, mülga 1580 sayılı Belediye Kanununun 70 ve 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesinde Belediye Meclisinin “…Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisi…” konularında karar vereceği düzenlenmiştir....

            Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, adına tapuda kayıtlı bulunan 271 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiası ile, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Davacı 2011 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında hak kazandırıcı süreye ulaşan zilyetliği bulunduğunu ileri sürerek 2015 yılında dava açmıştır....

              nun 1090 parsel sayılı taşınmaza zilyetliğe dayalı açtığı dava dosyası eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkemece, asıl dosyada davacı ...'nin davasının reddine, birleştirilen dosyada davacı ...'in davasının kabulüne, dava konusu ... köyü 1090 sayılı parselin kadastro komisyon kararının iptaline, çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla ... oğlu ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 17/05/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. İlk arazi kadastrosu 1988 yılında yapılıp kesinleşmiş dava konusu yer tescil harici bırakılmıştır. Tescil harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları 15/07/2013-14/08/2013 tarihinde ilâna çıkarılmıştır....

                Davalı, sözleşmenin konusunun tapusuz taşınmaz zilyetliğinin devri olup sözleşmenin geçerli olduğunu, davacının başka bir taşınmaz satın aldığı için parayı geri almak istediğini, zilyetliği devrettiğini, davacının taşınmazın çevresine demir çit çektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, satışa konu taşınmaz tapuda kayıtlı olmayıp, tapusuz taşınmazların haricen satışının geçerli olduğu, taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesindeki satıcının bu yerden feragat ettiğine ilişkin beyanının zilyetliğin devri anlamına geldiği, taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinin geçerli olduğu, bu nedenle satış bedelinin geri verilmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş;hüküm,,davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında taşınmaz satışı hususunda 12.4.2009 tarihinde harici sözleşme düzenlendiği çekişmesizdir....

                  Dava konusu taşınmaz davalılar T7 ve T2 adına kayıtlıdır. Bu sebeple mahkememizin 2018/152 esas sayılı ana davası yönünden, davanın Yüksekoba Ltd. Şti, T7 ve T2 yönünden kabulü ile, Bursa İli, Yıldırım İlçesi, Millet Mahallesi, 3071 Ada, 1 Parsel, B Blok 12 numaralı bağımsız bölüme ilişkin taşınmazın tapusunun iptali ile, davacı Ercan Büyük adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Ana davada diğer davalılar taşınmaz tapu maliki değildir bu nedenle diğer davalılara yönelik davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Birleşen dava ise taşınmaz üzerinde bulunan ve davalılar lehine şerh edilmiş olan hacizlerin kaldırılması gerekmektedir. Zira dava konusu taşınmazın mülkiyeti haciz konulduğu tarihte davalı yüklenici Yüksek oba Ltd Şti'ne ait değildir. Tapu mülkiyeti davalı arsa sahibi adına kayıtlıdır. Taşınmaz haciz şerhlerinden önce 23.03.2015 tarihli satış sözleşmesi davacıya devredilmiştir....

                  Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan tarihsiz harici satış sözleşmesi, davacı ile davalı Adnan arasında düzenlenmiştir. Belirtilen sözleşmede imzası bulunmayan davalı Gülseren; dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki değildir. Bu bakımdan mahkemece davalı Gülseren yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu 1637 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, davanın dayanağını oluşturan satışın yapıldığı iddia olunan tarihte, davalı Adnan adına kayıtlı bulunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu