Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı... isimli şahıs arasında yapılan adi yazılı sözleşme ile dava dışı ...'nun maliki bulunduğu tapusuz taşınmaz ve bu taşınmaz üzerinde bulunan meskenin 35.000.00 TL bedelle satın alındığını ve karşılığında müvekkili tarafından 30/07/2007 tarihli,35.000.00 TL bedelli bononun tanzim edilerek dava dışı şahsa verildiğini,davalı ...'ın eşi ... tarafından dava dışı ...'in hile ile kandırılarak dava konusu senedin ele geçirildiğini ve ... İcra Müdürlüğünün 2007/2265 sayılı dosyası ile davacı ve dava dışı ... aleyhine icra takibi yapıldığını, dava dışı ... tarafından davalı ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/1418 Esas KARAR NO: 2022/6 DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/09/2014 KARAR TARİHİ: 05/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkememiz dosyasının tefrik edildiği ----sayılı dava dosyasında Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ile davalı --- müvekkili kooperatife ait inşaatlara ruhsat alınması işi ile ilgili olarak ---- ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını, --- gereğince; lehdarı ---- bedelli bir teminat senedi davalı ----, protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediği halde ve aradan ortalama -- geçtikten sonra yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia ederek, -- kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak --- gün sonra, diğer davalı ile işbirliği yaptığını ve mezkur teminat senedinin ödeme tarihi kısmını --- şeklinde doldurulduğunu ve senede kooperatif temsilcileri --- isimli şahsa cirolamış...
Bahsi geçen dava dosyasında; davacı ... ...A.Ş. ve ...Ltd Şti tarafından davalı ...A.Ş'ne karşı 25.06.2018 tarihli ''Satış Ön Protokolüne Ek Ön Ödemeye İlişkin Taksitlendirme Prokolü''nde davacıya satışı kararlaştırılan 8 nolu taşınmaz karşılığında davalıya verilen, ancak taşınmazın teknik şartname ve projeye göre teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığı iddia edilen keşidecisi ...Ltd Şti olan, ... 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir. Yine bahsi geçen 2018/723 Esas sayılı dava dosyası ile birleşen 2018/725 Esas sayılı davada, keşidecisi ...Ltd Şti olan, ... 30/07/2018 tarihli 2.000.000-TL bedelli çeki ciro yoluyla devralan davalılar ..., ..., ...'a karşı menfi tespit talebinde bulunulmuştur. Bunun dışında bahsi geçen dava dosyası ile birleşen 2018/773 Esas sayılı dava dosyasında aynı protokol ve taşınmaz karşılığında davalıya verildiği belirtilen diğer çekler menfi tespit davasına konu edilmiştir....
Taraflar arasındaki taşınmaz satışı ile dava konusu senedin aynı tarihli olması ve vade tarihinin tanzim tarihine göre ileri bir tarih olarak yazılması davacının iddiasını kanıtlamaya elverişli bulgular olarak kabul edilemez. Hayatın olağan akışı ile ilgili gerekçeler senede karşı senetle ispat kuralını ortadan kaldıramaz. Bu nedenle somut olay bakımından ispat külfetinin davacıda olduğu ve iddianın yazılı delille ispat edilmesi gerektiği gözetilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıların ve davalının müşterek murisi Nermin'in keşide ettiği, lehdarı davalı Fatih olan 31.12.2004 keşide tarihli çek davalı tarafından davacılar aleyhine takibe konulmuş, davacılar çekin mirasçı olan davacıları mirastan yoksun bırakmak amacıyla muvazaalı olarak keşide edildiğini ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Senede karşı menfi tespit davası açıldığına göre HUMK'nın 290. maddesi uyarınca senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile ancak senetle ispat edilebilir. Hükümde öngörülen senede karşı senetle ispat kuralı senedin tarafları için geçerlidir. Senedin tarafları kavramına külli halefler yani mirasçılar da dahil olduğundan, mirasçıların külli halef sıfatıyla senede karşı dava açmaları halinde, iddialarını ancak senetle (yazılı delille) ispat edebilirler....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (----- ). Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itiraz yoluyla itirazda bulunmayı ihmal etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72’de düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır (------)....
Davacı vekili, 21.2.2006 tarihli dilekçesi ile davanın istirdat davasına dönüştürülmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasındaki ayıplı olduğu iddia edilen mantar kompostosu satışı nedeniyle verilen 14 adet çekten ödenmeyen 6 adet çek bedeli yönünden menfi tespit, ödenen 8 adet çek bedeli yönünden istirdat ve 62.300,00 TL kar kaybı alacağının avans faizi ile tahsili istemine ilişkindir....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İş bölümü sorunu, öncelikle irdelenmelidir. ( HMK m.352)....