Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, geçersiz iş makinesi satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. İş makineleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun ( 2918 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin c-2 bendi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 29/a ve 42 nci maddesi uyarınca özel ve tüzel kişilerin üyesi bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odalarına tescili zorunlu araçlardandır. 2. Aynı Yönetmeliğin 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre; "İş makinelerinin satış ve devirleri ise araç üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterler tarafından yapılır." 3. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67 nci maddesine göre; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar....
Asliye ve Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, harici satış sözleşmesi ile satılan aracın icra kanalı ile satılmasından kaynaklanan senet iptali ve alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında araç satış sözleşmesi düzenlendiği, 02.10.2000 tarihinde trafiğe çıkışı yapılan 2001 model 2. el araçın satışı yapıldığı, davanın 16.09.2002 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır....
Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satışa değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Az yukarıda açıklanan geçerlilik şartı olan resmi şekil şartını geçerli hale getirmeyeceğinden davacının harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, resmi şekil şartına uyulmaksızın harici satışa değer verilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davasını öncelikle haricen satın alma ve zilyetlik hukuksal nedeni ile tapu iptali ve tescil, yerinde görülmemesi halinde TMK'nin 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş, Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve zilyetlik hukuki nedenine değer verilerek davanın kabulü cihetine gidilmiş, diğer hukuki neden yönünden değerlendirme yapılmamıştır....
Mahkemece ilk hükümle, "tapulu taşınmazın devir işlemlerinin resmi şekle tabi olup, şekil koşulları oluşmadığından tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın reddine, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması dikkate alındığında, satışın geçersizliğinden doğan 34.350 TL. alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmiş hükmün davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 15/01/2013 tarihli ve 2012/9897 Esas, 2013/231 Karar sayılı ilamı ile tapu iptal ve tescile yönelik talebin reddine yönelik hükmün doğru olduğu ve bedele yönelik istek bakımından dava konusu sözleşmeye taraf olmadıkları belirlenen İbrahim ve Gülsüm aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi belirtildikten sonra, '...Davacının harici satış nedeniyle davalı yana satış bedelini ödediği kabul edildiğine göre, harici satış bedelinin...
Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarih saptanarak bu tarih itibariyle, ifanın imkansız hale geldiği tarihin saptanamaması halinde ise dava tarihi itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Alıcının satıcıya harici sözleşmede yazılı değer üzerinden ödemede bulunduğunun sabit kabul edilmesi hâlinde dahi, sözleşme ile yüklendiği devir ve teslim borcunu ifa eden satıcının, alıcının bunun karşılığında ödediği satış bedelini geçerli ve hukuksal bir nedene dayalı olarak tahsil etmesi, sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilemeyecektir. Zira sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için kişinin haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına mal edinmesi gereklidir (BK m.61). 20. Somut olayımızda; davalının zararı, harici sözleşme gereğince kararlaştırılan satış bedelinin ödenmesinden değil, tapudaki satış ve resmî senedin düzenlenmesi sırasında tapu masraflarından kaçınmaya yönelik eksik satış bedelinin bildirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Başka bir anlatımla davalı sebepsiz zenginleşmemiş ve fakat davacı alıcı ön alım davası sonrası taşınmaz mülkiyetini gerçek bedeli geri alamadan kaybederek fakirleşmiştir....
Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 950. maddesi ve 10.07.1940 tarihli ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, harici satış bedeli sebebiyle alıcının taşınmaz üzerinde bedelin kendisine iadesine kadar hapis hakkı bulunmaktadır. Ne var ki, harici satış sözleşmesi davacı ile davalıların murisi... arasında düzenlenmiş, dava konusu 252 ada 2 parsel sayılı taşınmaz davalı... mirasçıları tarafından tapuda 07.08.2007 tarihinde diğer davalı ...'a satılmıştır. Hapis hakkı, hak sahibine şahsi hak sağlayacağından bu hak ancak sözleşmenin diğer tarafına karşı kullanılabilir. Davalılardan ... taşınmaza kayden malik olduğundan, davacıya hapis hakkı tanınması bu davalının mülkiyet haklarının zedelenmesi anlamına gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı galerici davalılardan ...'ya 28.500,00 TL karşılığı ... ... marka ... plakalı araç satışı yaptığını ve bunun için aralarında 05/11/2012 tarihli harici satış sözleşmesi imzalandığını, satış bedeline ilişkin 05/11/2012 tanzim tarih 30/05/2013 vade tarihli 28.500,00 TL değerinde Murat'ın asıl borçlu, diğer davalıların kefili bulunduğu senet düzenlendiğini, satış bedelinin 18.500,00 TL'sini ödendiğini ancak bakiye 10.000,00 TL ödenmediğini, bakiye bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Dava, mülkiyet hakkına dayalınmaksızın, harici satış ve satış taahhütnamesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/23094 E. sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı sürece geçersizdir. (TMK'nın 706, BK'nın 213 (TBK.237 md.), Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60.maddesi) Geçersiz olduğu için de taraflarına hak ve borç doğurmaz. Ancak taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira; haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür Cezai şartı düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 179/1....