"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile arasında 23/06/2006 tarihli daire satış sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalının yapmakta olduğu inşaatın 8. kat güney batı kısmındaki daireyi parasını peşin alarak sattığını, davalının sözleşme gereği teslim etmesi gereken daireyi teslim etmediğini, bunun üzerine kira bedeli ve cezai şartın tahsili için davalı aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2879 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının yapılan bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir....
Bu durum karşısında; davalı tarafın, senette tahrifat yapıldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği gözönünde bulundurularak; harici satış sözleşmesindeki satış bedeli olan 18.000.000.000 TL(eski)'nin daha önce alınan bilirkişi raporuna göre, dava tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri olan 133.003.91 TL esas alınmak; ancak, davacının icra takibinde talep ettiği asıl alacak miktarı olan “18.000 TL” ile sınırlı olacak şekilde, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 20.08.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile davalıdan bir bağımsız bölüm satın aldığını, sözleşmenin 11.1 maddesine göre konutun en geç 30.11.2008 tarihinde teslim edilmesi gerektiğini ancak geç teslim edildiğini bu nedenle gecikilen her ay için 1.500 TL olmak üzere hesaplanan kira kaybı alacağının tahsili için davalı aleyhine takip başlattığını davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi karşılığında davalıya kapora ödendiği ancak satışı konusunda anlaşılan bağımsız bölümün özellikleri konusunda hataya düşürüldüğü ve sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğinden davalının kaparo bedelini hak etmediği iddiasıyla ödenen kaporanın geri verilmesi için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali niteliğinde olup, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olmadığı ve 4077 sayılı yasadan kaynaklanmadığı anlaşıldığından, ticari dava niteliğinde bulunmayan davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 12/04/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının bedelini peşin ödemek suretiyle davalıdan satın aldığı güneş enerjisi panel işinde kullanılan hücre diye tabir edilen malzemelere Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında el konulduğunu, davacının söz konusu malzemelerin tümünü hırsızlık malı olduğunun bildirilmesi sebebiyle dava harici şahsa teslim ettiğini, davacı tarafından iade edilmeyen malzemenin bulunmadığını, mahkemece yanlış gerekçelerle davanın reddi cihetine gidildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava; zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında ödenen satış bedelinin istirdadına ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlidir....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2003 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile, taleple bağlı kalınarak harici satışa konu taşınmaz bölümü için 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsiline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedeline ilişkin talebinin reddine dair verilen 17.09.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, harici satıma dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkindir....
Şti’ne devredileceğinin kararlaştırıldığını, davalı yüklenici ve davacı arasında 14.09.2014 tarihinde yapılan harici sözleşmede ise davalılar arasında yapılan 15.07.2014 tarihli harici sözleşmeye göre davalı yükleniciye satışı vaadedilen A Blok 3 numaralı bağımsız bölümün 600.000 USD karşılığında davacı ...’e devredileceğinin kararlaştırıldığını ve bedelin davacı tarafından ödendiğini, arsa sahiplerinin 15.07.2014 tarihli satış sözleşmesinin harici yapıldığı ve geçersiz olduğundan bahisle taşınmazların devrini gerçekleştirmediğini ileri sürerek, davalı yüklenici tarafından davacıya satılan ancak arsa sahipleri tarafından devredilmeyen A Blok 3 nolu bağımsız bölümün ... kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... İnşaat Otomotiv Gıda Turizm Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd....
Davacı, davalı tarafından ibraz edilen harici sözleşmenin varlığını ve sözleşmedeki imzasını inkar etmemiş, ancak sonradan noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici sözleşmenin ortadan kaldırılmış olduğunu, bu sözleşme ile kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirmiştir. İmzası davacı tarafından inkar edilmeyen haricen düzenlenen 3.10.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesinde 54.000.000.000 TL satış bedelinin peşin ve nakden alındığı yazılı olup, davacı, yazılı sözleşmedeki bu beyanının aksini yasal delillerle kanıtlayamamıştır....
Şu halde, satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecburdur. Bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini bekler. Ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği takdirde, verdiği parayı isteme hakkı doğar. İşte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkân dâhilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olmaktadır. Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava, BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK.'nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi, satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği göz önüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için, ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkânsız hale geldiği tarihtir....
'un mirasçısıdır Dava, harici satış senedine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedelinin tazmini isteğine ilişkindir. 1-Tapulu taşınmazların satışının TMK'nın 706/1, 6098 sayılı TBK'nın 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunludur. Satış işlemi resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz tapulama sonucu 30.01.1973 tarihinde 1/3 er paylı olarak davalıların kök miras bırakanı F. G. ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. Dolayısıyla harici satış senedinin düzenlendiği 22.04.1988 tarihinde dava konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bir yer olduğundan yapılan satış, anılan madde hükümlerine uygun bir şekilde yapılmadığından geçersizdir. Böyle bir satış, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez. Tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiş olması doğru olup, davacı G.'...