Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozmaya uyan mahkemece; davanın harici satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığa konu harici satış sözleşmesindeki imzanın davalılar murisine ait olup olmadığının tespit edilemediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi ile TMK’nın 6. maddesi uyarınca ispat külfetinin kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, davacı tarafından harici satış sözleşmesindeki imzanın davalıların murisine ait olduğunun ispat edilemediği, davalılardan ...yönünden davacı vekilinin feragatinin usulüne uygun olduğu, bu davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve Yargıtay ilamı ile bozma konusu yapılmadığından bunlar yönünden davanın kesinleştiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Temyiz Sebepleri Davalı vekili; faize ilişkin kısım yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca aleyhlerine yüksek miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, tanıklarının dinlenmediğini bildirmiş, ayrıca cevap dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 2....

      Mahkemece, taraflar arasında resmi şekle tabi olduğu için geçersiz olan adi yazılı araç satış sözleşmesi düzenlendiği, davalının Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifadede aracın 19.000 TL ye satımı konusunda aralarında anlaştıklarının ve davacı ile dava dışı ...’in 12.370 TL bedelli senet verdiklerinin ve bu senet bedellerinin bir kısmının ödendiğinin ikrar edildiği, dava dışı ...'in araç bedelinin ödenen kısmından doğan alacağını davacıya temlik ettiği, araç için davacı ve ... tarafından ödenen bedelin iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        KARAR Davacı, harici satım sözleşmesi ile davalıdan satın aldığı taşınmazın tapusunun tarafına verilmediğini, taşınmaz bedelini peşin ödediğini, ödediği bedelin güncellenerek şimdilik 15.000,00 TL'nin tahsilini istemiş, bilahare verdiği ıslah dilekçesi ile toplam 31.793,36 Tl'nin Tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, harici satım sözleşmesi ile davalıdan satın aldığı taşınmazın tapusunun tarafına devredilmediğinden bahisle ödediği bedelin güncellenmiş değerinin tahsili isetemi ile eldeki davayı açmış, davalı davacının taşınmazı başkasına devrettiğinden bahisle davahnın reddini savunmuş, mahkemece, davacının ödediği bedelin güncellenmiş değerinin tahsiline karar verilmiştir....

          Davalının payı üzerinden karar verilmesi gerektiğini, Yargıtayın yerleşik içtihatları uyarınca harici satım sözleşmesi akdedildiği tarihteki harici satım bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde, günümüz koşullarına göre uyarlanması gerekirken sayın mahkeme bu talebimizi reddederek, hesaplama yapmaması da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....

          Yargılama esnasında bina bedeline ilişkin talep atiye terk edilmiştir. Davalı vekili; davacının geçersiz sözleşme nedeniyle ancak ödenen bedeli isteyebileceği, reel bedelin talep edilemeyeceğini savunmuştur. Birleşen davada ise, 2 parselde bulunan bina nedeniyle taşınmaza müdahalenin önlenmesi talep edilmiştir. Mahkemece, resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğu, sözleşmede satış bedelinin belirlenmemesi nedeniyle, bilirkişinin satış tarihi itibariyle belirlediği rayiç arsa değeri esas alınıp, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihinde ulaştığı bedele hükmedilmesi gerektiği, elatmanın önlenmesine ilişkin talebin ise ortada haksız kullanım bulunmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle, davanın kabulü ile 57.814.57 TL'nin davalılardan tahsiline, bina değeri konusunda talep atiye bırakılması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine dair verilen kararın, Dairemizin 03.06.2014 tarih ve 2014/3578 E., 2014/8752 K....

            Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, işçi ücretlerindeki artış ve döviz kurlarındaki artış ortalamaları göz önünde tutulmalıdır. Somut olayda, davacının ilamsız icra takibini 80.000,00 -TL üzerinden yapmasına ve 30.6.2015 tarihli raporda taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 35.000,00 TL olduğunun belirtilmesine göre, çoğun içinde az da vardır kuralı gereği davanın, satış bedeli olan 35.000,00 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi esas alınmak suretiyle tahsili talebine ilişkin olduğu kabul edilmelidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Harici Satım Sözleşmesine Dayalı Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmez ise ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Dava terditli olarak açılmış olup daha sonra taşınmazı satan davalıya karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat talebine dönüştürülmüş ve mahkemece Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak karar verilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; taraflar arasında yapılan harici satım sözleşmesi gereği davalıya 3.000 TL kapora verdiğini, bu bedelin iadesi için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile, lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; ikamet adresinin Kocaeli olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, harici satıma konu taşınmazı, davacının almaktan vazgeçtiğini, vazgeçme nedeniyle zararının doğduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Sonuç itibariyle; taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmamış olup, bu sözleşmeye göre verilenler iade edilecektir. Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 14.03.2005 tarihli satış sözleşmesinin incelenmesinden; bedelin davalı satıcıya ödendiği yazılıdır. Ancak, bu sözleşmede alınan bedelin miktarı gösterilmemiştir. Bu durumda, sözleşmede bedelin alındığına ilişkin ibare, yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda mahkemece ilk iş olarak; davacı ve gerekirse de davalının tüm delilleri toplanarak, taşınmaz için ödenen bedelin saptanması gerekecektir....

                    UYAP Entegrasyonu