WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı davanın zamanaşımına uğradığı iddiasında bulunmuş ve davacı ile taşınmazın 5000 DM karşılığında satımı husunda anlaştıklarını,bu bedelin 2500 DM'sini davacının halen ödemediğini, davalının taşınmazı satın alırken ruhsat almanın imkansız olduğunu bildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olması ve davalının 10 günlük esasa cevap süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunması gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava harici satım sözleşmesine dayanarak ödenen bedel ve taşınmaz üzerinde yapılan imalatların bedeline 2011/11036-17829 ilşikindir....

    Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında harici araç alım satım sözleşmesi bulunduğunu, müvekkiline senetler verildiğini, ancak tüm senetlerin bedeli ödenmeden iade edildiğini, ödenen bir senet bulunmadığını savunmuş, bu ilişki nedeniyle müvekkiline 25.000,00 TL ödemede bulunulmadığını ifade etmiştir. Taraflar arasında yasada öngörülen şekil şartına uyularak yapılmış bir araç alım satım sözleşmesi bulunmadığından, geçersiz olan bir sözleşme nedeniyle herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Harici satış sözleşmesine konu otobüs davalıya teslim edilmiştir. Davacı da geçersiz olan bu sözleşme nedeniyle ödediği bedeli istemektedir. Davacı vekili tarafından sunulan ve davalı tarafça açıkça imzası inkâr edilmeyen belgeye göre davacı taraf davalı şirkete 18.000,00 TL nakit ödemede bulunmuştur. Öte yandan davacı vekili üç adet senet bedelinin ödenerek senetlerin alındığını iddia etmiş, davalı vekili ise tüm senetlerin ödenmeden iade edildiğini savunmuştur....

      Mahkemece, taraflar arasında yapılan harici sözleşmenin tapulu taşınmaza ilişkin ve geçersiz olduğu gerekçesiyle, dairenin alınması sırasında davacı tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihi itibariyle ulaştığı değer olan 42.500-TL'nin davalıdan tahsiline, davacı adına kayıtlı olan arsa hissesinin iptal edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki harici satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

        Buna göre, dosyanın bir hukukçu, bir mali müşavir veya muhasebeci ve bir bankacıdan oluşturulacak üçlü bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi, denkleştirici adalet kuralları da göz önünde bulundurularak harici satış senedindeki bedelin uyarlanma suretiyle dava tarihinde vardığı değerin belirlenmesinin istenmesi, bu konuda gerekçeli, karşılaştırmalı, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınması, ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerekmiştir....

          Davacı, davalıların murisi .... ile arasında 17.09.1989 tarihinde yapılan harici arsa satış mukavelesi ile 1000 m2 yeri satın aldığını, bedelini ödeyerek taşınmazın zilyetliğini devir aldığını, ancak taşınmazın tapusunun devrinin yapılmadığını öne sürerek, satım sözleşmesi ile ödenen bedelin güncellenerek şimdilik 10.000 TL’nin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkemece, dosya kapsamına göre, satım sözleşmesinin17.09.1989 tarihinde düzenlendiği, dava tarihi olan 02.04.2012 tarihine kadar BK 66 maddesinde belirtilen 1 ve 10 yıllık sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir....

            Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ek raporlar ve tüm dosya içeriğine göre, uyuşmazlığın geçersiz sözleşmeye istinaden kooperatife ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde faizi ile birlikte müflis kooperatifin iflas masasına kayıt ve kabul talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında 23.06.2011 tarihinde harici taşınmaz satım sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşmeye dayalı olarak aynı mahkemede kira alacağına ilişkin dava açtığı, mahkemece sözleşmenin geçerli olmadığı gerekçesiyle, davayı reddettiği ve kararın kesinleştiği yapılan inceleme sonucu davacının yaptığı ödemenin davalı kooperatif defter ve kayıtlarına işlendiği, davanın ödediği bedelin denkleştirci adalet ilkeleri doğrultusunda ulaştığı miktar ve iflas tarihine kadar bu miktarın faizinin iflas masasına kaydının gerektiği nedeniyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı iflas idaresi temyiz etmiştir....

              Şti. arasında yapılan 01.09.2008 tarihli harici satım sözleşmesi ile tarafların, 154 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerine 160.000 Euro karşılığında villa yapıp teslim etmek üzere anlaştıklarını, yapılan sözleşme gereğince davalı tarafından bildirilen banka hesabına 58.000 Euro havale edildiğini, 2008 Ekim ayında gönderilmesi gereken 10.000 Euronun 2.000 Eurosunun da, hesap sahibi olan davalı ... tarafından davacıya olan borçlarına karşılık davalı şirkete ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı şirket tarafından 21.06.2009 tarihinde 60.000 Euro tutarında teminat senedi verilmiş olup sözleşme gereğinin yerine getirilmesi durumunda senedin geçersiz olacağının belirtildiğini ancak davalı şirketin senette belirtilen tarihe kadar villa teslimi hususunda yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi davacı tarafından ödenen paranın da iade edilmediğini bu nedenle davalı şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını ancak itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının...

                İle birleşme sebebiyle) olduğu, 60.000,00 TL asıl alacağın ve 6.000,00 TL işlemiş faiz alacağının harici satım sözleşmesine istinaden ödenen bedelin sebepsiz iktisap hükümleri ve denkleştirici adalet ilkeleri mucibince iadesi talebine ilişkin olduğu, borçlunun borca ve ferilerine itiraz etmiş olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)'nun 07.02.2001 tarih, 13/1729-32 sayılı kararında ifade edildiği şekilde; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet (İstihkak MK 618. Md (TMK 683.md)) davasında geri isteyebilirler. TMK 994. maddesi sebepsiz zenginleşmeyi önleyen özel bir düzenleme olup, somut olayda TMK 994-995. maddelerinin uygulanması gerekir....

                  Davalı vekili süresinde sunulmayan cevap dilekçesinde özetle; bağlanma parasını alıkonulmasının kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunu beyanla davanın reddini, haksız icra takibi nedeniyle davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir . Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 22/06/2021 tarihli kararla; "(...) Trafik siciline kayıtlı aracın, Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi gereği devri, resmi şekilde noterde yapılmadığı takdirde geçersizdir. Somut olayda taraflar arasında bu şekilde noterde aracın devrine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, taraflar arasındaki dava konusu aracın harici satım sözleşmesi ile davacıya devrinin kararlaştırıldığı anlaşılmakla, geçersiz olan harici satış sözleşmesindeki cezai şart hükmü de geçersiz olacaktır. (...) o halde, dava konusu aracın devri konusunda taraflar arasındaki geçersiz harici satım akdi kapsamında davalıya verilen cezai şart niteliğindeki kapaoranın da davacıya iadesi gerekir....

                  İcra Müdürlüğünün 2013/1347 esas sayılı icra takibine ait,15.500,00 TL'lik anapara bölümüne vaki itirazın iptaline,asıl alacak 15.500,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 15.500,00 TL'nin %20'si üzerinden hesaplanan 3.100,00 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda;davacı, harici satış sözleşmesi ile davalıya araç sattığını ancak bedelini alamadığını iddia ederek zamanaşımına uğramış çek nedeniyle başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu