K A R A R Davacı, harici sözleşme ile satın aldığı ... plaka 1994 model ......
un aracı harici olarak ...'a sattığı, ...'un aracı kullanması için verdiği ...'un araçla kaza yaptığı, kaza nedeniyle zarar görenlere ödeme yapmak zorunda kalan sigorta şirketinin alacağını rücuen tahsil için davacı araç maliki aleyhine icra takibi başlattığı, itiraz üzerine açılan iptal davası sonucu mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının bu dava sonucu sigorta şirketine ödemek zorunda kaldığı paranın rücuen tahsili için ..., ... ve ...aleyhine icra takibi başlattığı, davalı ...'ın takibe itirazı üzerine davacının temyize konu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan hasar bedelini sigorta şirketine ödeyen araç malikinin rücuen alacağını tahsil için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı ile davalı arasındaki 26.10.2004 tarihli araç satışına ilişkin sözleşme; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde öngörüldüğü şekilde resmi biçimde düzenlenmediği için geçersizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Uyuşmazlığın taraflar arasında harici araç satışına ilişkin (şifahi) sözleşme gereğince, davalının kullanımında kalan araç için; kullanım bedeli (ecrimisil) talebinden doğmasına ve dosya kapsamında Yargıtay 13. HD'nin 13.11.2012 tarihli bozma ilamı bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında yapılan harici sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya Ford Transit marka aracı satıp ve teslim ettiğini, ancak araç üzerinde banka rehini nedeniyle devrin alınamadığını, müvekkilinin araca ait bir kısım kredi borcunu ve sigorta bedellerini ödediğini, davalının yapılan harici satış sözleşmesine uymadığını belirterek, müvekkili tarafından davalıya teslim edilen aracın davacıya iadesine, müvekkili tarafından ödenen kredi taksitlerinin ve sigorta bedellerinin de müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
İlk Derece Mahkemesince,taraflar arasında yurt dışından getirilecek aracın alım satımına ilişkin harici sözleşme yapıldığı ve davacı tarafın araç bedelini davalıya ödediğini iddia ettiği,söz konusu protokoldeki imza davalı tarafça inkar edilmemiş ise de, protokolde araç bedelinin davalıya ödendiği hususunun belirtilmediği,taraflar arasındaki araç devrini öngören protokolün resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu,davacının yazılı belge ile araç bedelini davalıya ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur....
Dava, harici araç satımına ilişkin olup, davacı, davalıdan satın aldığı aracın tescilinin sağlanmadığını, kendisinin ise edimlerini yerine getirdiğini, takas ile davalıya verdiği aracın davalı tarafından 3. kişiye satıldığını ileri sürerek, bu araç bedelinin iadesi için başlattığı takibe haksız itiraz edildiğinden itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının iddia ettiği takas işleminin ispatlanamadığından ve davacının aldığı aracı kontrol etme yükümlülüğünden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında adi yazılı araç satış sözleşmesi yapıldığı dosyadaki sözleşme örneği ve tarafların kabulleri ile sabittir. Davacı bu sözleşme gereği davalıya bir adet araç ve bir miktarda nakit para verdiğini iddia etmiş, davalı da davacının bu iddiasını kabul etmiştir....
Davaya konu bononun davacı ile dava dışı ... arasındaki araç alım satım sözleşmesi karşılığı verildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Harici satış sözleşmesinde belirtilen aracın satışının davacı adına yapılmadığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesine göre araç satış sözleşmesinin resmi şekilde noterlikçe yapılması gerekmektedir, bu şekilde yapılmayan harici araç alım satım sözleşmeleri geçersiz olup herkes aldığını geri vermekle yükümlüdür. Ayrıca söz konusu aracın da davacı adına satış ve tescili yapılmadığından dava konusu bono bedelsiz kalmıştır. Davaya konu bonoda davacı keşideci, davalı ise yetkili hamildir. Davalı bonoda 3. kişi durumunda olup, TTK'nın 687. maddesi uyarınca bedelsizlik iddiasının davalıya karşı ileri sürülebilmesi için davalının bononun bedelsiz olduğunu bilerek bonoyu iktisap ettiğinin ispatı gerekir....
KARAR Davacı, davalıya 1.5.2006 tarihli harici sözleşme ile satıp teslim ettiği trafikte kayıtlı aracın satış bedelinden 8.500,00 TL.sını ödemediği, yaptığı icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini, ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıdan araç satın almadığını, sözleşme de yapmadığını savunarak , davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki harici araç alım satımından kaynaklanmaktadır. Satış, 2918 sayılı yasanın 20/d maddesine göre resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını sebepsiz iktisap kurallarına göre iade ile mükelleftir. Bu nedenle davacı satış parasını değil ancak verdiği aracın iadesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, gerçekte kendisine ait olmayan ve trafikte Uğur Uzun adına kayıtlı olan Ford marka, 1936 model, 25224597 şase ve BS 0416 motor no'lu aracın kendisine ait ve antika araç olduğunu, trafik kaydının ve ruhsatının olmadığını belirtip, 35.000 TL bedelle harici satış sözleşmesi ile aracı katıla şirkete satıp, teslim ettiği ve satış bedelini aldığı, daha sonra araç sahibi tarafından katılan şirkete aracın teslimi için ihtarname gönderildiği iddia edilen somut olayda, dosya kapsamında toplanan delillere göre, sanığın bahse konu aracı harici satış sözleşmesi ile ...'...
Somut olayda, davacı üzerine kayıtlı olan aracının zilyetliğini harici satım sözleşmesi ile davalıya devretmiş, davalı da aracı üçüncü bir kişiye devretmiştir. Yapılan her iki sözleşmenin de adi yazılı şekilde yapıldığı ve geçersiz olduğu kuşkusuzdur. Bu halde, KTK'ya göre davalı, ne araç sahibi ne de aracın zilyedidir. Bu nedenlerle davalının meydana gelen trafik kazasından sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....