Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki davalı, aracı davacının kardeşinden harici satış protokolü ile bedelini ödeyerek satın almış ve üçüncü kişiye satıp teslim etmiş olup, araca müdahalesi sona erdiğinden mahkemece men kararı verilmesi doğru değildir. Yine araç fiilen davalıda bulunmadığından davalının aracı davacıya teslim etmesi de olanaksızdır. Aynı şekilde araç bedeli davacının kardeşine ödendiğinden davalının araç bedelinden ve araç mahrumiyeti zararından sorumluluğu da bulunmamaktadır. Davacının mülkiyet hakkına dayanarak aracı fiilen elinde bulunduran kişiden aracın teslimini isteyebilmesi ve aracı haricen satarak satış bedelini alan kardeşine dava yöneltmesi olanaklıdır. Davalının davacıya karşı bir sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek davanın reddedilmesi gerekirken mahkemece davanın kabul edilmesi bozma nedenidir....

    Mahkemece, davacının tescil talebinin reddine, toplam 10.645,00 YTL alacağın işlemiş faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2–Dava taraflar arasında düzenlenen harici araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı yasanın 20-d maddesi uyarınca harici araç satım sözleşmeleri geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşmeye dayanarak ancak aldıklarının iadesini isteyebilirler. Bu arada araç bedeli ile aracın karşılıklı olarak aynı anda iadesine karar verilmesi gerekmektedir. Edimleri ifada temerrüt gerçekleşmemiş 2007/12961-1498 olduğundan mahkemece iadesine karar verilen araç bedeline faiz işletilmesi mümkün değildir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan harici araç satış sözleşmesi ile müvekkilinin davalıdan araç satın aldığını, satış bedelinin bir kısmının ödendiğini, bakiye kısım ödendiğinde aracın tescil kaydının devredileceğinin ve kullanım bedeli olarak müvekkile her ay 700 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek ödenen 17.500 TL’nin ve 500 TL menfi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı şirketin ana sözleşmesine göre şirketin amacının ve konusunun araç satın almak, satmak ve kiralamak olduğu, davacının da gerçek kişi olduğu, 4077 sayılı kanun gereğince tüketici mahkemesinin görevli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın başvuru halinde görevli ...Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        ın gösterildiğini, aracın münhasıran davacı tarafından kullanılması hususunda tarafların anlaştığını ve bu nedenle primde indirim yapıldığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla aynı zamanda araç sürücüsünün alkollü olduğunu ve olayın mühhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğini, bu halinde teminat dışında olduğunu, hasar miktarının fahiş olduğunu sürücü şartı nedeniyle eksik prim ödendiğinden tahakkuk eden primle alınması gereken prim oranına göre tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, harici araç satış sözleşmesine dayalı araç bedelinin tahsiline ilişkindir. Uyuşmazlık mahkemece de bu şekilde nitelendirilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalıların cevap dilekçelerinde belirttikleri gibi dava konusu bono taraflar arasındaki harici satış sözleşmesi uyarınca araç bedeline karşılık verilmiş olup, bu yön ihtilafsızdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3176 sayılı Kanunla değişik 20/d maddesine göre tescilli araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterlerce yapılması zorunludur. Harici satış ve devirler geçersiz olup geçersiz satışlarda herkes verdiğini iade ile mükelleftir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              a harici satış sözleşmesiyle satılmış olduğunu, buna göre davalının işleten sıfatının olmadığını savunmuş ise de; yukarıda açıklanan yasa hükmü karşısında araç kaza tarihinde sigorta ettiren davalı adına kayıtlı olup harici satış sözleşmesi geçerli olmadığından ve vekaletnameyle yetkili kılınan kişinin de esas itibariyle işleten adına hareket etmesi nedeniyle, olayda davalının sigorta ettiren ve işleten sıfatıyla sorumluluğu devam ettiğinden, mahkemece yargılamaya devamla taraf delilleri toplandıktan sonra varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava, harici satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsiline ilişkindir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca; trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur. Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflara hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Somut olayda; davacı ile davalının harici alım-satım sözleşmesi ile, davalıya ait aracın davacıya satışı konusunda sözleşme yapıldığı, davacının davalıya harici satış sözleşmesi kapsamında araç bedelinin ödediği anlaşılmıştır . Takip dosyası incelendiğinde, davacı tarafça davalı aleyhine yukarıda incelenen sözleşme gereğince ödenmiş olan bedelinin tahsili için takipte bulunulduğu ve davalının yasal sürede borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu saptanmıştır....

                  Dava konusu tır çekicisi davalı adına trafikte kayıtlı iken taraflar arasında araç alım-satımına ilişkin harici sözleşme yapılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3176 sayılı Kanunla değişik 20/d maddesine göre tescilli araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterlerce yapılması zorunludur. . Anılan yasa maddesine göre aracın resmi satışı gerçekleşmemişse herkes aldığını aldığı haliyle iade ile yükümlüdür. Yani satıcı aldığı parayı iade edecek, alıcı ise aracı teslim aldığı haliyle hasarsız olarak malikine teslim edecektir. Davaya konu ve harici satış sözleşmesine özellikleri yazılı tır çekicisi ve dorsesinin davacıda olup olmadığı, davacıda ise birlikte ifa kuralı gereği iade edilmesi gerektiği hususu gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                    KARAR Davacı, davalıdan harici sözleşme ile araç satın aldığını, ancak daha sonra davalının borcundan ötürü aracın haczedilerek elinden alındığını öne sürerek, ödediği 21.000.000.000 Tl.nın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş: hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan geçersiz sözleşme ile satın aldığı trafikte kayıtlı aracın davalının borcu nedeniyle haczedilerek elinden alınması üzerine, ödediği bedelin tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Davalı da bu araç bedeline karşılık davacıya satış sırasında senet verdiğini ve senedin de davacı tarafından icra takibine konulduğunu, bu durumda artık davacının alacak davası açamayacağını savunmuştur. Davalının savunması, davacının ödediği araç bedeline karşılık aldığı senedi takibe koyması nedeniyle, bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı şeklindedir. Mahkeme de aynı gerekçeyle, davayı reddetmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu