Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Asıl davada; taraflar arasında harici şekilde yapılan araç alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan bedelin tahsili talep edilmekte iken, birleşen davanın davacısı satışa konu aracın bedelinin davalı tarafından ödenmediğini ve 2,5 yıldır kullandığını, bu süresi içinde ödenmemiş vergi cezaları, aracın davalı tarafından kullanım bedeli ve araçta oluşan değer kaybı olarak toplam 9.250 TL talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; asıl dava yönünden; araç bedeli olarak asıl davanın davacısı tarafından banka havalesi yoluyla gönderilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilirken, birleşen dava yönünden kısmen kabulü cihetine gidilerek aracın davalıda iken ödenen vergi ve cezalar için 2020 TL ve aracın kullanma bedeli olarak 9.000 TL ve yine kıymet kaybı olarak 1.000 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taraflar arasındaki harici araç satım sözleşmesine ilişkin bulunmasına, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak karar verilmiş bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 02/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının, davalı şirketten 26.11.2015 tarihinde Mercedes CLS 350 marka, 2005 model aracı satın aldığı, taraflar arasında ayrıca 18.11.2015 tarihinde harici araç alım satım sözleşmesinin düzenlendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekilince söz konusu aracın 109.000,00 TL bedel karşılığında satın alındığının iddia edilmesine karşılık davalı tarafça noter satış senedinde yazılı şekilde satış bedelinin 91.000,00 TL olduğu savunulmuştur. Buna göre aracın satış bedeline ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....

      Taraflar arasında gerçekleşen harici satış işlemi 2918 sayılı kanunun 20/d maddesi hükmüne göre resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Bu nedenle taraflar aldıklarını aynı anda karşılıklı olarak iade ile yükümlüdürler. Mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır. Harici satımlarda aracı satın ... kullandığı dönem için satıcıya kullanma bedeli ödemesi gerekmediği gibi, ödenen bedel için de satın ... herhangi bir faiz talep edemez. Öyle olunca davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalıya haricen satıp teslim ettiği araç için kullandığı dönemle ilgili bedel talep edemeyeceği gibi, davacı-karşı davalı da ödediği bedel için ancak aracı iade edip temerrüde düşürmüş ise temerrüt tarihinden itibaren ,temerrüde düşürmemişse ve araç da iade edilmişse dava tarihinden itibaren faiz isteyebilir....

        Ancak; Suçtan zarar gören kurumun 29.03.2005 tarihli yazı ekinde gönderdiği Kaçak Elektrik Tahakkuk belgesinde 268.874.665 TL (268 YTL) olarak bildirdiği vergisiz ve cezasız kaçak kullanım bedelinin, suç tarihindeki ekonomik koşullar, paranın satın alma gücü ve yerleşik uygulamaya göre pek hafif olduğu bu nedenle sanık hakkında 765 sayılı TCK’ nın 522. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, bilirkişi tarafından harici hattan kaçak olarak kullanıldığı tespit edilen cihazların normal kullanımları yerine, evdeki tüm elektrikli cihazları dahil ederek, kaçak elektrik tarifesine göre hesapladığı değer esas alınarak normal olduğu gerekçesiyle indirim yapılmayarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA),31.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Ceza yargılaması sırasında alınan beyanlardan davacının ve araçta bulunan diğer kişilerin alkollü olduğu, davacının araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği halde bu araca kendi isteğiyle bindiği, bu vesileyle kendi yaralanması ile neticelenen kazada etken olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının alkollü araç sürücüsünün aracına bilerek binmesi ve emniyet kemerinin de kaza anında takılı olmadığı anlaşılmakla birden fazla müterafik kusur indirimi sebebinde tek bir indirim oranı uygulanacak olması da gözetilerek müterafik kusur konusunda %20 oranında bir indirim yapılması gerektiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve rapora dayanılarak kurulan hükümde tazminat miktarından % 20 oranında indirim yapıldığı dikkate alındığında davalı vekilinin müterafik kusur indirimine ilişkin istinaf talebi yerinde değildir....

            -KARAR- Dava, harici oto satış sözleşmesinin feshi nedeniyle ödendiği iddia edilen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı ... vekili, müvekkilinin araç maliki olup, ticari ilişkinin diğer davalı, ...'la gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, dava konusu araç bedelinin tamamının iade edildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Mahkemece, davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, takibin 15.500,00 TL asıl ve 14.824,05 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, alacak likit olduğundan 3.100,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Eldeki davada davacı, harici satış sözleşmesi ile davalıya araç sattığını ancak bedelini alamadığını iddia ederek zararının tazminini istemiş, davalı ise duruşmadaki beyanında çekin bu araç satışından kaynaklandığını ispat yükünün davacı da olduğunu, ayrıca dava konusu aracın trafik kayıtları istenerek satışın yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ise sunulan deliller ışığında trafik şube müdürlüğüne müzekkere yazılmasına gerek olmadığına kanaat edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki dosya kapsamında yalnızca harici satış sözleşmesi sunulmuş, trafik kayıtları sunulmamıştır. Bu hali ile tescilin davalı adına yapılıp yapılmadığı belli değildir....

                Mahkememizce, dosya kapsamında yer alan taraf ve tanık beyanları ile soruşturma dosyasının içeriğinden taraflar arasında harici araç satış sözleşmesi olduğu, davacının kızıyla davalı evlendikten sonra araç bedelinin davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, aracın noter satışıyla davalıya devredilmeden dava dışı üçüncü kişiye 23.000TL bedelle satıldığı, bedelin davalı uhdesine geçtiği ancak sonradan nişan bozulunca araç satış bedelinin istenilmesine rağmen ödenmediği kanaatine varılmıştır. Davalı tanığının beyanının soruşturma dosyası içeriği doğrultusunda hükme esas alınamayacağı, taraflarla yakın akrabalığı bulunmayan Ferat Kartal'ın beyanın hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır....

                . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait aracın harici sözleşme ile davalıya satıldığını, peşin alınan satış bedeline karşılık teminat senedi verildiğini, davalıya aracın resmi devrini alması için yapılan müracaattan sonuç alınamadığını, bu arada davalının teminat senedini icra takibine koyduğunu iddia ederek 2008/6312 esas sayılı icra takibi ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında araç bedelinin ödenmiş olmasına rağmen, araç üzerinde hacizler bulunduğundan davacının aracın devrini sağlayamadığını, bunun üzerine teminat bonosunun icra takibine konulduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, resmi şekilde yapılmayan araç alım satım sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalının ödediği araç bedelinin teminatı olan bonoyu icra takibine koymakta haklı olduğu ancak işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu