nın edimlerini yerine getirmediği için hisse devir sözleşmesinin 5. maddesinde düzenlenmiş olan 5.000.000,00 USD ve 2.000.000,00 USD cezai şartların müvekkili lehine tahakkuk ettiğini, resmi ipotek senedinde davacının tüm borçlarını ödeme şartının konulduğunu, halen cezai şarttan doğan borcunu ödemediğini, ipoteğin fekki talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ...'nın halen tüm borçlarını ödemediği için cezai şart talebinin haksız olduğunu, ayrıca devir sözleşmesinden sonra yapılan ek protokol ile cezai şartın kaldırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARI 1.İstanbul Anadolu 6....
Davacı tarafından konut kredisi borcunun tamamen ödenerek kapatıldığı ve davalı bankanın ipoteğin fekki için gerekli işlemleri yerine getirmediği dosya kapsamından sabittir. Konut kredisi sözleşmeleri sırasında teminat olarak verilen ipotek akitlerinde, konut kredisi dışındaki doğmuş ve doğacak alacaklar yönünden ipoteğin teminat olması hususunda yazılan hükümler yerleşik içtihatlara göre geçersiz şart niteliğinde olup, yazılmamış sayılırlar. Bu durumda HMK 884 maddesi gereğince borcu ödeyen malikin ipoteğin fekki talebinde haklıdır. Açıklanan nedenlerle İDM kararı yasal mevzuat dosya kapsamı ve vicdani kanıya uygun tesis edilmiş olmakla davalı T4 vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı tarafından konut kredisi borcunun tamamen ödenerek kapatıldığı ve davalı bankanın ipoteğin fekki için gerekli işlemleri yerine getirmediği dosya kapsamından sabittir. Konut kredisi sözleşmeleri sırasında teminat olarak verilen ipotek akitlerinde, konut kredisi dışındaki doğmuş ve doğacak alacaklar yönünden ipoteğin teminat olması hususunda yazılan hükümler yerleşik içtihatlara göre geçersiz şart niteliğinde olup, yazılmamış sayılırlar. Bu durumda HMK 884 maddesi gereğince borcu ödeyen malikin ipoteğin fekki talebinde haklıdır. Açıklanan nedenlerle İDM kararı yasal mevzuat dosya kapsamı ve vicdani kanıya uygun tesis edilmiş olmakla davalı T4 vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir....
Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK'nun 176. ve devamı maddeleri ile özellikle 04/02/1948 tarih ve 10-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda, delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkündür. Kaldı ki 6100 sayılı HMK'nun 141/2.maddesi davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yoluyla davasının mahiyetini tebdil edebileceğini kabul etmiştir. O halde davacının başlangıçta ipoteğin kaldırılması istemli açtığı davasını usulüne uygun yöntemle harçlandırmak suretiyle alacak davasına dönüştürmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Buna rağmen ilk derece mahkemesince ıslah dilekçesi hiçbir şekilde dikkate alınmadan, davanın ipoteğin fekki davası olduğunun kabulü ile ipoteğin terkin edilmesinden kaynaklı olarak davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Nitekim, yukarıda açıklanan 7181 sayılı Kanun ile getirilen TMK’nın 883/2. maddesindeki düzenlemeden de, taşınmazlar üzerine ipoteğin sürekli olarak konulabileceği ve süre içerisinde veya sürenin bitiminden itibaren 30 gün süre içinde İİK'nın 150/c maddesi uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığının bunun da tapuya bildirilmemesi ve bu hususun tapuya şerh olunmaması halinde kabul edilmiştir. Dosyada mevcut ipoteklerin sözleşmesinin incelenmesinde , ipoteğin 2 yıl süreli olarak tanzim edildiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ifade edildiği anlaşılmaktadır. Bu anlamda davalı taraf ancak bu tarihten önce doğmuş alacaklar için ve bu tarihe kadar ipotekli takip başlatabilecek olup, bu tarih itibariyle sürenin dolmuş olması ve bu tarihe kadar takip başlatılmamış olması nedeniyle ipoteğin kendiliğinden sona erdiğini ve davacının ipotekli teminat borcunun ortadan kalktığının kabulü ile buna göre hüküm tesisi gerekirken (Yargıtay 11....
Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA ESAS NO : 2021/449 Esas KARAR NO : 2021/680 HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ:27/04/2015 KARAR TARİHİ:23/09/2021 K. YAZIM TARİHİ:05/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ;müvekkili ...nun davalı banka tarafından ...Ltd. Şti.'ye ... nolu hesap üzerinden kullandırılan kredilerine 120.000,00 TL limit üzerinden kefil olduğunu ve gerek şirket lehine ve gerekse kendi borcunun teminatı olmak üzere maliki bulunduğu Ankara İli ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı ....ile diğer davalı şirketler arasında düzenlenen 05.04.2000 tarihli 8522 yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinin teminatı olarak taşınmazını ipotek ettirdiğini, 4 yıllık sözleşme süresinin dolması ve kira bedellerinin ödenmesine ve hatta bu konuda ihtarname de çekmelerine rağmen, taşınmazına yeniden ipotek koyarak finansal mal kiralandığını, hukuka aykırı konulan ipoteğin kaldırılması için çektikleri ihtarnameye cevap vermediklerini ileri sürerek mülkiyeti müvekkil şirkete ait taşınmazı üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı ....vekili, davanın müvekkili açısından husumetten reddi gerektiğini belirtmiştir. Davalı ......
İlk derece mahkemesince: kredi borcunun tamamı ile ödenmiş olduğu anlaşıldığından taşınmaz üzerindeki İpoteğin fekkinin gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ipotek fekkinde harç alınacağı hususunun 492 sayılı harçlar kanununda ve harçlar kanunu genel tebliğinde düzenlendiğini, ilk derece mahkemesinin ipotek fekkinde harç alınacağına dair düzenlemenin yer almadığı gerekçesinin hatalı olduğunu, dava konusu İpoteğin fek masrafları karşılanmadığından fek edilemediğini, dava açılmasına bizzat davacının sebebiyet verdiğini, bu noktada müvekkili olan bankaya herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu ve bu hukuka aykırı kararın kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE DAVA, menfi tespit davası ve ipoteğin fekki davasıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kullandırılan kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Mahkemece, ipoteğin fekki davalarının HUMK.nun 13.maddesi itibariyle gayrimenkulün aynına taalluk ettiği ve gayrimenkulün bulunduğu yer yargı çevresi içerisinde görülmesi gerektiği, bu konudaki yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olup, taşınmasın ... İlçesi sınırları içerisinde bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....