Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; avukatın haksız azli nedeniyle akdi vekalet ücretinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Avukatın, vekil olarak borçları Türk Borçlar Kanununun 505. ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür....
Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre; haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Dosya kapsamından davacının azlinin, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Mahkemece avukatın emek ve mesaisi gözönünde bulundurularak hakkaniyet adı altında bir ücret belirlenemez....
İcra Müdürlüğünün 2002/6528 Esas. sayılı dosyalarından doğan akdi vekalet ücretinden şimdilik 6.000,00 TL'nin, 24.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ve akdi vekalet ücretinin KDV'si ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 03.03.2017 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talep miktarını artırarak, 69.267,00 TL akdi ve kanuni vekalet ücreti ile 13.238,24 TL KDV'nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Bu durumda azil haksız olup davacı vekalet ücretini ve karşı yana yüklenen vekalet ücretine hak kazanır. Azlin haksız olduğunun kabul edilmesine rağmen alacağın henüz tahsil edilmemesi nedeniyle karşı yan vekalet ücretinin talep edilemeyeceğinin kabulü doğru olmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, azlin haksız olduğu ve davacının vekalet ücreti ile birlikte karşı yana yüklenen vekalet ücretini de talep edebileceği kabul edilip karşı yana yüklenecek vekalet ücretinin hesaplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
KARAR Davacı, davalı tarafından kendisine avukatlık hizmeti için vekaletname verildiğini, davalının ağabeyi ....’den ve davalının yöneticisi ve ortağı olduğu şirketlerden satın aldığı taşınmazların boşaltılıp teslimi davalı tarafça gerçekleştirilmediğinden ve söz konusu taşınmazların davalı ve işbirlikçileri tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak işgal edildiğinden, davalı ve dava dışı diğer şahıslar aleyhine ..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/175 Esas ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/160 Esas sayılı dosyaları ile dava açtığını, bunun üzerine davalı tarafından .... Noterliği’nin 11.03.2013 tarihli azilnamesi ile azledildiğini, buna rağmen .... İcra Müdürlüğü’nün 2006/10278 sayılı icra dosyasındaki akdi ve karşı yan vekalet ücretinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek ıslahen 92.960,00 TL’nin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Nitekim bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 12/11/2012 tarih, 2012/15283 esas ve 2012/25355 karar sayılı ilamında karşı taraf vekalet ücretlerinin davacı tarafından tahsilinin, haksız azil sonucunda davalının kusuru ile imkansız hale geldiği, bu durumda davacı avukatın Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen söz konusu karşı taraf vekalet ücretlerine de hak kazandığının kabulü gerektiği belirtilerek haksız azil nedeni ile takibin sonuçlandırılmasının vekil eden tarafından imkansız kılınması halinde, vekil eden kusurlu bulunarak, vekilin, karşı taraf vekalet ücretinin tamamına hak kazandığı içtihat edilmiştir. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle; davalının azlin haklı olduğunu ispat edemediği, davacı avukatın hem akdi hem yasal vekalet ücretini talep hakkı bulunduğu, ilk derece mahkemesince de bu yönde karar verildiği, verilen...
Mahkemece, davanın kabulü ile 105.608,44 TL akdi ve 66.043,36 TL resmi vekalet ücreti olmak üzere toplam 171.651,80 TL vekalet ücretinin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükme karşı, davalılar istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi'nce, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Uyuşmazlık, haksız azil nedeniyle vekalet ücreti isteminden ibaret olup, mahkemece azlin haksız olduğu benimsenmek suretiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, davalılar ... ve ...’in ailesini trafik kazasında kaybetmesi neticesinde yaşlarının küçük olması nedeni ile ... ...’in 28.8.2013 tarihinde vasi olarak tayin edildiği buna istinaden vasi ... ...’in davacıyı 26.05.2014 tarihinde küçüklerin vekili olarak tayin ettiği anlaşılmaktadır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalının azlin haklı nedene dayandığını ispatlayamamış olmasına, davacı avukatın haksız azil sebebiyle akdi vekalet ücreti yanında karşı yan vekalet ücretinin de tamamına hak kazanmış olmasına, bilirkişi raporunda davacı avukatın hak ettiği akdi ve karşıyan vekalet ücret alacaklarının usulünce hesaplanarak mahkemece belirlenen tutarın hüküm altına alınmış olmasına göre sair istinaf itirazları yerinde değildir. Kamu adına yapılan istinaf incelemesi neticesinde ise de; davalı tüketicinin harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, azlin haksız olduğu kanaati ile davanın kabulüne, 14.048,00 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden, 6688,00 TL vekalet ücreti alacağının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar vermiş; hüküm, davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, eldeki davası ile haksız azil nedeni ile hakettiği vekalet ücretinin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır....
Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. 8. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2018 tarihli ve 2016/2122 E., 2018/9850 K. sayılı kararı ile; “…Somut uyuşmazlığa ilişkin olarak, mahkemece, alınan bilirkişi raporunda, davalının azlinin haklı/haksız olması konusunda takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere, azlin haksız olması durumuna göre davalının takip ettiği icra takibi için isteyebileceği vekalet ücretinin; Av. Kanunu 164/4. maddesine göre akdi vekalet ücretinin 32.810,00 TL olduğu, Av. Kanunu 164/son maddesine göre karşı yan vekalet ücretinin 32.810,00 TL olduğu, rapor edilmiştir. Davalı, icra takibindeki talebinin vekil- müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğunu bildirmiştir....