Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mecburi hakemin itirazı üzerine vereceği karar kesindir (3533 S.K. M6/III). Ancak hakimin yetki ve görevi dışında verdiği kararlar kamu düzenini ihlal edecek mahiyette ise bu hususlar temyiz edilebileceği gibi re'sen de gözetilebilir. Somut olayda böyle bir durumda yoktur. Bu itibarla en yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimi tarafından mecburi hakem sıfatıyla görülen davada verilen karar, 3533 Sayılı Kanunun 6/1.maddesi uyarınca kesin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE 16.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak hakemin yetki ve görevi dışında vermiş olduğu kararlar kamu düzenini ihlal edecek mahiyette ise bu hususlar temyiz edilebileceği gibi Yargıtay’ca da resen gözetilmelidir. Somut uyuşmazlıkta böyle bir yetki aşımı olup olmadığının irdelenmesi gerekir. 3533 sayılı Mecburi Tahkim Kanununun 1. maddesi gereğince umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle, sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya hususi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanlar 3533 sayılı Mecburi Tahkim Kanununda yazılı tahkim usulüne göre halledilir. Bir uyuşmazlığa 3533 sayılı yasa hükümlerine göre bakılabilmesi için davanın her iki tarafının da yasanın birinci maddesinde sayılan kamu kurumlarından olması gerekir. Taraflardan birisi yasada belirtilen kamu kuruluşu değilse davaya mecburi hakem sıfatı ile bakılamaz. Davacı ......

      Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu, karar sadece davalı tarafça temyiz edildiği için davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gereği yeniden hesaplama yapılmasının gerekli olmadığı da gözetilerek, 17.04.2019 tarihli aktüer raporunun % 10 maluliyet oranına göre revize edilmesiyle belirlenecek tazminata karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir...

        -2- 2010/13442 - 16015 Her ne kadar hakem sıfatıyla verilen kararlar kesin olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz ise de, H.Y.U.Y.’nın l. ve 9. maddelerinde düzenlenen görev ve yetki kamu düzenine ilişkin olup, hakemin görevi dışında ve yetki aşımı suretiyle verdiği kararlar temyize tabidir. O halde; mahkemece, taşınmazın aidiyetine ilişkin davanın Dairenin 2010/13395 esasında devam eden tapu iptali ve tescil istemli dava ile birleştirilerek davaların taşınmazın aynına yönelik olduğu, mecburi tahkim yoluyla çözümlenmesi gereken uyuşmazlık bulunmadığı gözetilerek dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken ... olduğu şekilde hakem sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ......

          Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacının talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince uyuşmazlığı çözmekle görevli ilk derece hakem heyetinin yetkisinin 09.06.2017 tarihinden itibaren 4 ay geçmekle 09.10.2017 tarihinde sona erdiği, itiraza konu edilen kararın 25.10.2017 tarihli olduğu, süresi dolduktan sonra karar verildiği, söz konusu kararın batıl ve geçersiz olduğu, tarafların da tahkim süresinin uzatılmasına dair açık ve yazılı bir muvafakatinin yahut yargılama içerisinde yapılacak yeni görevlendirme nedeniyle 4 aylık sürenin yeniden başlamasına neden olacak ıslah nedeniyle dosyanın heyete tevdii veya hakemin değişmesi gibi bir duruma dosya içerisinde rastlanmadığı gerekçeleriyle Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve artık tahkim yetkisi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Somut olayda; dosyanın heyete tevdii ve 5684 sayılı Kanun'un 30/16....

            Bu nedenle, hakemin, görevini aşarak yazılı şekilde hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,19.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Maddesinde taraflar arasında uyuşmazlık olması halinde sorunun hakem yoluyla çözülmesi yönünde hüküm bulunduğunu ve bu hükmün her iki taraf yönünden de bağlayıcı olduğunu belirterek HMK 416 ve devam maddeleri gereğince davalı tarafından seçilmesi gereken ikinci hakemin seçilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve beyanlarında; sözleşmenin 30.maddesinde ile tahkim hususunun belirsiz hale getirildiğini, öncelikle uyuşmazlığın sulh yolu ile çözülmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece açılan davanın kabulüne ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişi listesinde kaytılı 31337 sicil nolu Hakan Topaloğlu'nun 2.hakem olarak atanmasına karar vermiş, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

              Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; talebin kısmen kabulü ile 35.963,92 TL'nin 03/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrası “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmünü içermektedir. Davacı taraf fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğundan davacı yönünden temyiz yolu açık ise de davalı yönünden kesin niteliktedir....

                1500 ton demir madeninin satışı ile ilgili sözleşme çerçevesinde ticari ilişki kurulduğunu, sözleşme gereği taraflar arasındaki ihtilafların tahkim marifetiyle çözülmesinin kesin olarak kararlaştırıldığını, sözleşmede, müvekkili şirketin sözleşmenin imzalanmasından itibaren en geç iki gün içinde satış bedelinin %15'i oranında depozito ödenmesi, davalı borçlu şirketin de depozitoyu aldıktan sonra en geç 30 gün içinde satılan malın tamamını teslim etmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin 2 Mayıs 2011 tarihinde satım bedelinin %15'i tutarındaki depozitoyu elektronik transfer ile borçlu şirkete gönderdiğini, ancak borçlu şirketin süresinde 2500 metrik ton demir madenini müvekkili şirkete teslim etmediğini, 1 Haziran 2011 tarihi itibariyle borcun ifasında temerrüde düşüldüğünü, borç ifa edilmediği gibi depozitonun da iade edilmediğini, sözleşmenin 15. maddesi gereği taraflar arasındaki ihtilafların hali için ...kuralları çerçevesinde karar verecek bir hakemin...

                  Sözleşmenin 8.3 maddesinde hakemin görevi kabul ederek fesih talebi hakkında karar vermesi şartı bulunmadığı gibi, maddeden hakemin feshin haklı olup olmadığını tartışarak fesih talebi hakkında karar vereceği anlamı da çıkmamaktadır. Bu durumda davalının önce hakeme başvurduktan sonra sözleşmenin 8.3 maddesine göre önele uyarak yaptığı fesih sözleşmeye uygun olup, feshin haklı nedene dayanmasına gerekte bulunmamaktadır. Bu durumda davalının sözleşmeyi 8.3 maddesine uygun olarak feshettiği, anılan madde uyarınca bu kapsamda yapılan fesih nedeniyle davacı tedarikçinin herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu